Anayasa hukukçusu ve CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu BirGün'de kaleme aldığı yazıda, "Anayasa-hukuk ve devlet derken, şimdi ülke ciddi bir tehlike karşısında; muhalefet ise, darmadağın. Bu nesnel koşullarda bile muhalefet partileri ittifak ekseni oluşturamıyorsa bunu ne zaman yapacak?" diye sordu. Kaboğlu, anayasa ittifakı oluşturmanın şart olduğunu belirtti.
Kaboğlu yazısında, “30 Ağustos törenlerini yasaklayamazsın, Anıtkabir’e slogancı holiganları dolduramazsın' vb itirazlar süredursun, muhalifleri sindirme kararlılığı adli yıl açılışında bile ivme kazanıyor hedef gösterme ve tetikçilik eşliğinde; biri baroları, diğer milletvekillerini… Siyasal eleştirilere yanıt verme yerine, çifte saldırı başlatılıyor muhaliflere: hiçbir siyasal sıfatı bulunmayan bürokratlar, durumdan hemen vazife çıkarırken; kendileri, 'resmî sıfatları' ile saldırıya geçiyor. Özetle; seçilmiş ve atanmışlar devlete tabi değil, devlet kendilerine tabi." düşüncesini dile getirdi.
Kaboğlu yazısında şunları kaydetti:
Bu nedenle bu gidişe dur demenin tek yolu var: Türkiye’nin anayasasızlaştırılması ve devletsizleştirilmesi ötesinde ülkenin geleceğini tehlikeye düşüren söylem, işlem ve eylemlere karşı bir “anayasa ittifakı” oluşturmak.
Anayasa ittifakı ekseni, insan haklarına dayanan demokratik ve laik bir sosyal hukuk devletidir. Bunu kabul eden her siyasal parti, ittifak içinde yer almalı. Sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan derin bunalımlar karşısında Türkiye toplumu, bir yaşarkalma sorunu ile boğuşurken, iktidarın eldeğiştirme yollarını tıkamak için, ülkeyi uçurumun kenarına getirenlere dur demek, ancak geniş bir anayasa ittifakı iie mümkün.
Yazının devamı için tıklayın