Gündem

CHP'li Çakırözer: Doktora maske bulamayan hükûmet, Afrika'ya para gönderecek

20 Mart 2020 13:44

Türkiye'nin Afrika Kalkınma Bankası’ndaki payının 800 milyon dolara (5 milyar TL) çıkarılması Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi.

Afrika Katılım Bankası’na ortaklık payı 5 milyar TL’ye çıkarıldı. Cumhurbaşkanı’na da 26 milyar TL’ye kadar aktarım yetkisi verildi. Muhalefet, krizin ortasında bütçeden Afrika’ya milyarlarca lira aktarılmasına tepki gösterdi. CHP adına konuşan Utku Çakırözer, Afrika’ya aktarılarak bu paranın küresel salgına karşı yurttaşların korunması için bütçenin esnafın, işçinin, öğrencinin ve sağlık çalışanlarına aktarılmasını istedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sunumunun ardından Meclis'te Afrika Kalkınma Bankası’na yapılması planlanan para aktarımı gündeme alındı.

Geçen hafta Dışişleri Komisyonu’ndan da geçirilen anlaşma çerçevesinde, Türkiye'nin Afrika Kalkınma Bankası’ndaki payının 800 milyon dolara (5 milyar TL) çıkarılması kabul edildi. Anlaşma ile Cumhurbaşkanı’na da bu miktarı beş katına yani 4 milyar dolara (26 milyar TL) çıkarma yetkisi verildi.

CHP ise salgın günlerinde Türkiye’nin kasasındaki her liranın önemli olduğunu vurgulayarak bütçenin  maske bile bulamayan sağlık çalışanlarına, işyerleri kapatılan esnafa, evlerine dönemeyen öğrencilere, risk altındaki emekçilere aktarılmasını talep etti. Muhalefet vekillerinin tepkilerine karşın yasa teklifi, iktidar bloğunun oylarıyla Meclis’ten geçirildi.

Teklife karşı CHP adına TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Dünyada iki kriz var. Biri Koronavirüs krizi, diğeri ekonomik kriz ve bunlar iç içe geçmiş durumda. Türkiye'de 8 milyon işsiz var. Bireysel, toplu işten çıkarmalar var. Yüz binlerce emekçi daha sosyal güvencesi olmaksınız kapı önüne konuyor. Ama dün açıklanan pakette emekçiye hiçbir güvence yok. İşverenlere teşvik bağlamında getirilen önemler için bireysel ya da toplu işçi çıkarmama şartı yok. Çocuğuna bakmak zorunda olan ebeveynlere kamuda idari izin ve özel sektörde ücretli izin yok. Halkın ödeyemediği kredi ve kredi kartlarının ertelenmesi yok. Su, doğal gaz, elektrik faturalarının ertelenmesi yok, esnafın kirasına erteleme yok. ‘Bu eksikleri nasıl tamamlarız’ diye konuşmamız gerekirken Afrika Kalkınma Bankasının sermaye artırımına olağanüstü oranda artışla katılmanın özellikle böylesine bir dönemde doğru değil” dedi.

Afrika Katı yüzde 125 artırılırken Türkiye’nin payının bunun çok üzerinde arttığına dikkat çeken Çakırözer, “Sermaye artışına tüm donör ülkeler katılmıyor ki bize düşen yükümlülük artıyor. Sermaye artırımı yüzde 125 ama Türkiye'nin taahhüdündeki artış yüzde 752. Bu çok astronomik bir artıştır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanına verilen ‘Türkiye’nin payını 5 kat artırma’ yetkisinin verilmesine de dikkat çeken Çakırözer, “Bu yetkiyi kullanması hâlinde ise Türkiye'nin taahhüdünü 4 milyar dolara artırabilecektir” dedi. Taahhüt edilen paranın halkın  bütçesinden çıkacağını söyleyen Çakıözer, bu paranın salgın nedeniyle kapatılan işletmelerde çalışanların ödenemeyen maaşlarına, çocuğu olan ebeveynlerin birine verilecek ücretli izinlere, yoksul yurttaşlara, emeklilere ve üniversite öğrencilerine ve özveriyle çalışan sağlık emekçilerine harcanması gerektiğini belirtti.

Bu salgın döneminde şeffaf ve tatmin edici bilgilendirilmeyi yapacak olanların gazeteciler olduğu belirten Çakırözer, “Türkiye'nin dört bir yanında salgınla ilgili haber yapan gazetecilerin soruşturmalar ve hatta gece yarısı baskınlarıyla gözaltılar yaşaması kaygı vericidir, bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmelidir” dedi.

Odatv haber sitesinin kapatılmasına ve Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç ile Murat Ağırel, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in sürmekte olan tecrit halindeki tutukluluğuna da değinen Çakırözer, “Odatv sitesinin hâlâ kapalı olması bir skandaldır, bir büyük ayıptır. Kapatma kararıyla ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan başvuru dosyasında ise bir başka skandal yatmakta. Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanı adına BTK'ye ivedi notuyla siteye erişim yasağı başvurusunda bulunuyor. Hiçbir mahkeme kararına, hiçbir resmî belgeye dayanmayan bu değerlendirmelerin beraberinde kapatma talep ediliyor ve kapatılıyor. Hani birlikte yargı reformu yapmıştık? Hani artık sitelerin tamamına yasak getirmek ifade özgürlüğünün ihlali olacaktı? Hani Anayasa Mahkemesi kararlarına uyum esastı? FETÖ kumpasında Barışlar on dokuz ay Silivri zindanında yatırıldı ama bu kadar zulüm görmediler. Masum insanlara bu çektirilenler sadece hukuksuzluk değildir, aynı zamanda ayıptır, günahtır” görüşünü savundu. 

Çakırözer, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını, Odatv’nin yeniden yayın hayatına dönmesini istedi.