CHP'li Başarır, araç geçiş garantisinin açıklanmadığı Ankara-Niğde Otoyolu'nda yediği trafik cezasından dolayı Ankara 32. İcra Dairesi'nde icralık olduğunu açıkladı.
"AKP iktidarı vatandaşları şirketlerin önüne atıyor"
Yap-işlet-devret modeliyle yapılan ve ülkeye maddi yük getiren otoyol ve köprülerden geçişlerde yurttaşların ödeyecekleri yüksek geçiş ücretinin zaten sorunlu olduğunu belirten Başarır, "Vatandaş zaten Osmangazi Köprüsü, Ankara-Niğde Otoyolu gibi yerlerden geçerken oldukça yüksek geçiş ücreti ödüyor. Bir de üstüne geçiş ihlallerinde tebligat bile yapılmadan icralık olduklarını öğreniyor. Şirketlerin bu yaptıklarına seyirci kalmakla yetinen AKP iktidarı, vatandaşları şirketlerin önüne atıyor" ifadelerini kullandı.
"Otoyol geçiş ihlallerinin icra dosyası Bakan Elvan'ın oğluna verildi"
Şirkete verilen üç farklı kesimdeki araç geçiş garantisinin açıklanmadığı Ankara-Niğde Otoyolu'ndan dolayı kendisinin de Ankara 32. İcra Dairesi'nde icralık olduğunu kaydeden CHP'li Başarır, şöyle konuştu:
"Bu kan emicilere tek ceza yetmiyor olmalı ki 128 TL olan geçiş ihlali için vatandaşı icraya verip bunu bin 400 TL olarak yani neredeyse 10 katından fazla olarak almaya zorluyor. Zaten ekonomik sıkıntılarla uğraşan, evine ekmek götürmeye çalışan vatandaşları bir de icra dosyası kapsamında avukatlara vekalet ücreti, harç, dosya masrafı ve faiz ödemek zorunda bırakıyorlar. Üstelik ülkede 143 bin avukat yokmuş gibi Ankara Niğde Otoyolu'nun işletmecisi olan ERG Otoyol Yatırım ve İşletme Anonim Şirketi, otoyol geçiş ihlalinin icra dosyasını bile Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın oğluna veriyor. Bu da AKP iktidarının liyakatsizliğinin yandaş şirketlerle nasıl kol kola çalıştığının ve ahbap-çavuş kapitalizmini benimsediğinin en büyük göstergesidir."
"Vatandaşlara bildirim yapılmıyor"
Vatandaşa bildirim yapmadan uygulanan cezaların şirketlere sermaye aktarımı olduğunu savunan CHP'li Başarır, "Hukukun temel ilkesi gereği verilen cezaların uygulanabilmesi için gerekli bildirimin yapılması gerekmektedir; ancak şirketler alacaklarını daha da artırmak için hiçbir bildirimde bulunmadan icra yoluna gidiyorlar. Gerekli bildirimi yapmayan ve yangından mal kaçırır gibi vatandaşları icraya veren bu şirketler AKP iktidarından aldıkları kuvvetle vatandaşın parasına gözlerini dikmişlerdir. Kamu hizmeti, toplumsal ihtiyaçların karşılanması için gerekli hizmetin verilmesiyle ilgiliyken iktidar hem bu hizmetleri özelleştirip şirketlere yüksek miktarda rant aktarımı sağlıyor hem de bu aktarımın bir şekilde kendilerine dönmelerini sağlıyor. Bu tür kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması sonucu da vatandaşı şirketlerle baş başa bırakıyor" diye konuştu.