Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı Açılış Oturumu'ndaki konuşmasında yaşanılan ekonomik krize ilişkin, Bakara süresini örnek verdi. Erdoğan, konuşmasında, "Rabbimiz Kuran’ı Kerim’de 'Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele' bu şekilde buyurmaktadır" dedi. CHP'li Engin Altay ise Erdoğan'ın açıklamalarına ilişkin, "Sen milleti soymuşsun faturayı Allah’a kesiyorsun" diye tepki gösterdi.
CHP'li Engin Altay, TBMM basın toplasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına değindi. Altay, Erdoğan'ın yoksulluk ve açlık üzerine Bakara süresini okumasına tepki gösterdi. Altan, "Sen milleti soymuşsun faturayı Allah’a kesiyorsun" diyerek sözlerine şöyle devam etti:
"Kusuru işle faturayı Allah’a kes"
“Erdoğan, Bakara suresinden ayetler okumuş. ‘Rabbimiz sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınarız dedi’ demiş. Doğru ama adam evi soyacak, ‘Bakara suresi öyle dediği için mi yaptım’ diyecek. Sen milleti soymuşsun faturayı Allah’a kesiyorsun. Bundan büyük ayıp, bundan büyük günah olur mu? Sen devletin kaynaklarını eşe dosta peşkeş çekmenin faturasını Allah’a nasıl kesersin? Kusuru işle faturayı Allah’a kes. Bu da yeni icat”
CHP'li Engin Altay'ın TBMM'deki basın toplantısında TÜİK verilerinden, asgari ücrete kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu.
"Bir üniversite konuşmayacaksa, bu ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi?"
Üniversitelerde yaşanan gerilimler konusunda öğrencileri uyaran Altay, "Üç gündür Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde gerilim var. Bıçaklı saldırıların olduğu iddiaları var. Gerilimin kaynağı da güya öğrencilerin, ‘krizin faturasını ödemek zorunda değiliz’ adlı bir forumda bir araya gelmek istemeleri. Bu forumun yapılmaması için bir takım öğrenci gruplarının da bıçaklı, sopalı şekilde diğer gruba yönelik tehditlerinden şikayetler var. Emniyetimizin bu konularda, öğrenciler arasında hiçbir ayrım yapmadan, elbette bu gerilimi bitirecek faaliyetleri yürütmesini bekliyorum. Ama öğrencilerin konuşmasını başka öğrencileri kullanarak engellemek, demokrasilerde kabul edilebilecek tutum değildir. Öğrencilere, sağduyu davetimizi yineliyoruz. Ama demokratik ve anayasal haklarını kullanmalarını da tavsiye ediyoruz. Bir üniversite konuşmayacaksa, bu ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi? Üniversiteler en aykırı düşüncelerin ifade edildiği yerlerdir" dedi.
"Bütçenin geri çekilip revize edilmesi lazım"
Meclis bütçesinin karşısında kocaman kara bir duvar olduğunu söyleyen Altay, "Meclis’te bütçe görüşülüyor. Bu bütçenin başlangıcı 5 Eylül’dür. 211 milyar dolarlık bütçemiz, 126 milyar dolara indi. 126 milyar dolarla, 211 milyar dolarlık işi nasıl yapacaksınız? Yarı yarıya değer kaybetmiş. Erdoğan’a sormak lazım. 2022 yılı hangi şart ve koşullarda zorlukları, sıkıntıları ve acıları beraberinde getirecek. Bu bütçenin geri çekilip revize edilmesi lazım fakat kime söylüyoruz, karşımızda kocaman kara bir duvar var" ifadelerini kullandı.
"İçişleri Bakanı bırakın memleketi, TBMM’yi terörize eden bir zat"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu fişlenmeler konusunda eleştiren Altay, Soylu'yu 'TBMM'yi terörize eden zat' diye tanımladı. Altan, "Bir ülkede bir İçişleri Bakanı var. Görevi ne, nitelikleri belirtilmiş. Fakat bu İçişleri Bakanı bırakın memleketi, TBMM’yi terörize eden bir zat. Sen ne hadle, ne yüzsüzlükle, ne pişkinlikle 557 işçiyi terörist ilan edersin? Biz ilk Kenan Evren ile gördük, sonra 28 Şubatçılar yaptı, sonra FETÖ yaptı, şimdi Süleyman Bey insanları fişliyor. Bir terörist arıyorsa, suç örgütleri ile bu kadar et tırnak olmuş kendine bakacak. Türkiye’de bu fişleme işi çok tehlikeli bir iştir. FETÖ’nün izinden giden bir İçişleri Bakanı ile karşı karşıyayız. İlişkilerini sorgulayınca da ‘devleti töhmet altında bırakamazsınız.’ Lafa bak hizaya gel. ‘Devleti lekelemeyin’ diyor beyefendi. Lekeli olan devlet değil, lekeli olan sensin. Kaybettiğin itibarı; TBMM’de kavga çıkararak, muhalefete saldırarak, iftira atarak kurtaramazsın. Senin itibarın yerle yeksan olmuş. Sen önce kendine yönelik iddialarla yüzleş. Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına bindin mi binmedin mi? Çık de ki ‘binmedim.’ ‘10 bin dolar mafyadan harçlık alan siyasetçi vardır’ dedin mi, demedin mi? Dedin, herkes biliyor. Çık, sözünün arkasında dur. Kıvırma, muhalefete iftira atma" dedi.
"Türk polisi güvenlik değildir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her konuşmasında sonra Türk Lirası'nın değer kaybettiğini kaydeden Altay, "Beyefendi de konuştukça, parası olanlar için söylüyorum; TL’den kaçış artıyor. Sussa millet TL’ye yeniden yönlenebilir. Millet bankalardan da kaçıyor. Tabi sen bütün bu işleri Allah’a havale etmişsin ama. Dolar yastık altına yöneliyor. TL kripto paraya yöneliyor. Tabi bu toplumun küçük bir kesimi için. 350-400 bin insan yapıyor. 34 bin insan da krediyi nasıl ödeyeyim diye düşünüyor. Çiftçinin, esnafın borcu bunun içinde yok. Buradan şu çıkar Türkiye’nin 60 milyonu borçlu. Tablo bu. Katar ile ilişkilerde de işi güvenliğe kadar indirdik. Katar emirliğinin güvenliğini, şehit olmaktan korkmayan emekli olmaktan korkan Türk polisi yapacak. Türk polisi güvenlik değildir. Bu ayıp Erdoğan’a yeter. Gençler başka ülkelerde yaşamak için uğraşıyordu şimdi kahraman Türk polisi de Katar ile görev yapma arzusu içine gelmiş. Bu hoş bir tablo değil" dedi.
Asgari ücret konusuna da değinen Altay, hükümete seslenerek, "Devletin imkanlarını Türk milleti için seferber edin" dedi. Altay sözlerine şöyle devam etti:
"TÜİK Başkanı bunu sana ödetirler"
"Asgari ücret tespit komisyonunda orta yol bulunacak gibi görülmüyor. Bu çalışmalar TÜİK rakamlarına göre yapıldığı için vebal var bunun içinde vebal. TÜİK Başkanı bunu sana ödetirler. Her şey son iki kat pahalanmışken, nasıl böyle açıklarsın? Asgari ücreti yüzde 20’ye göre artırmak cinayettir. Asgari ücrette çalışanların bir hayal kırıklığı yaşamasını istemiyoruz. Saatlik, günlük, anlık etiketler değişiyor. Bu kafayı Erdoğan değiştirmezse, 6 ay sonra 3 haneli bir enflasyon memleketimizi bekliyor"
"Erdoğan şunu bilmiyor. Allah en çok, kul hakkı yiyenleri sevmez"
Bakara süresini okuyan Erdoğan'a Egemen Bağış'lı hatırlatma yapan Altay, "Beyefendi dün milletten sabır istiyordu. Bugün biraz daha açlığa ve yoksulluğa devam diyor. Aklına Egemen Bağış gelmiş. Hani Bakara suresiyle alay eden, dalga geçen Egemen bağış aklına gelmiş olmalı ki Erdoğan da Bakara suresinden ayetler okumuş. ‘Rabbimiz sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınarız dedi’ demiş. Doğru. Ama adam evi soyacak ‘Bakara suresi öyle dediği için mi yaptım’ diyecek. Sen milleti soymuşsun, faturayı Allah’a kesiyorsun. Bundan büyük ayıp, bundan büyük günah olur mu? Sen israfın, yolsuzluğa çanak tutmanın; sen devletin kaynaklarını eşe dosta peşkeş çekmenin faturasını Cenabı Allah’a nasıl kesersin? Sen bunları yapmasan millet aç kalmaz. Sen temel hak ve özgürlüklere saygılı olsan millet canından malından olmaz. Kusuru işle faturayı Allah’a kes. Bu da yeni icat. Erdoğan şunu bilmiyor. Allah en çok, kul hakkı yiyenleri sevmez. Sonra neyi sevmez? Allah ile aldatanı sevmez. Sen millete Bakara suresinden ayet okuyacağına, Allah’ın kul hakkı ile ilgili emrini oku. Allah ile aldatanlar ile ilgili emrini oku. Daha fazla günaha girme" diye konuştu.
"TÜİK’in yatacak yeri yok"
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yayınladığı verileri de eleştiren Altay, "TÜİK’liğini yapmış. ‘İşsizlik oranı düşmüş.’ Pes! İnsanlar umutları tükendiği için iş aramaktan vazgeçiyor. Son 4 hafta boyunca iş aradın mı? yok. ‘Tamam bu işsiz değil.’ TÜİK’in yatacak yeri yok. Türkiye’de 8 milyon 300 bin işsiz var. TÜİK atıl iş gücü diyor. Böyle vahim tablo" ifadelerini kullandı.
"Koskoca devlet, eş dosta çalışıyor"
Altay "Erdoğan ve avenesi milletin aklıyla alay ediyor. Koskoca devlet, eş dosta çalışıyor. 84 milyon devletin gündeminde yok. Bütün bakanlıklar tarafından durum tespitlerimizi yapmaya devam edeceğiz. TBMM’ye bütçe sunmaya gelen bakanların kulağı sadece Erdoğan’ın söylediklerine açık. Devlet tek kişiye teslim edildiği için böyle bir vahim tabloyla karşı karşıyayız. Çok az kaldığını söylemek isterim. Memleket bu sefalete mahkum değil" diyerek sözlerini tamamladı.