CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, son zamanlarda giderek artan konkordato ilanlarından doğan mağduriyetlerin ve müessenin suistimal edildiği iddialarının araştırılmasını istedi.
Güzelmansur, konkordatoyu rant için kullanan şirketler olduğuna dair iddialar bulunduğunu ifade etti.
CHP’li vekilin TBMM Başkanlığı’nı sunduğu araştırma önergesi ve gerekçesi şöyle:
''Ülkemizde yılbaşından bu yana TL’nin döviz karşısında yüzde 60'ın üzerinde değer kaybetmesiyle, üretim maliyetleri artmış, kredi faizleri yükselmiş, finansmana erişim zorlaşmış, ekonomik faaliyetler daralmış ve bu tüm bunlar konkordato müessesesinin yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Ezici çoğunluğu inşaat sektörü olmak üzere tekstil, ayakkabı, sağlık gibi hammaddesi ihracata ve dolayısıyla dövize endeksli sektörlerden gelen konkordato talepleri çığ gibi büyümektedir. Şu ana kadar ticaret mahkemelerine konkordato başvurusu yapan borçlu sayısının 3 binin üzerinde olduğu ifade edilmektedir. Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte bu sayının da katlanarak artacağı tahmin edilmektedir.
Konkordato ilan eden şirket sayısının her geçen gün artması Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu vahameti göstermesi açısından son derece üzücü olmakla birlikte, peşinden birtakım mağduriyetleri ve sorunları beraberinde getirmesi açısından da oldukça endişe vericidir. Çalıştığı şirketin konkordato ilan etmesiyle birlikte ücretlerini alamayan işçiler, emekçiler konkordatonun mağdur ettiği kesimlerin başında gelmektedir.
Maalesef ki konkordato müessesesinde bankaların kullandırdıkları kredi karşılığı rehinli alacakları işçi alacaklarının önündedir. Konkordato sürecindeki işçi alacaklarına çözüm olarak sunulan Ücret Garanti Fonu ise kesin ve tam çözüm üretmekten uzaktır. Çünkü Ücret Garanti Fonundan yararlanabilmek için işçinin son bir yıl içerisinde konkordato ilan eden işyerinde çalışıyor olması gerekmektedir.
Ayrıca yapılacak ödeme işçinin ödenmeyen üç aylık ücretiyle sınırlıdır. Oysaki bir yıldan daha az süre çalışan ve 3 aydan daha fazla alacağı olan emekçiler de vardır. Aylarca döktükleri alın terinin karşılığını alamayan emekçiler kapılarına haciz memurlarının geldiğini söylemektedirler. Bu durumdaki işçiler aileleri ile birlikte düşünüldüğünde, konkordato binlerce kişiyi aç bırakmakta ve mağdur etmektedir.
Konkordato mağduru ikinci kesim ise noter huzurunda ya da tapu dairesinde satış sözleşmesi yapmadan maket üzerinden ev satın alan vatandaşlarımızdır. Ev sahibi olmak umuduyla tüm birikimini bu yöntemle bir inşaat projesine yatıran vatandaşlarımız inşaat şirketinin konkordato ilan etmesinden sonra hak talep edememektedirler. Bu durumdaki mağdur sayısının yüzbinleri bulduğu ifade edilmektedir.
Konkordato mağduru üçüncü kesim ise alacaklarını tahsil edemeyen şirketlerdir. Bazı firmalar konkordato sürecini gizlilik içerisinde yürütmektedirler. Firmanın konkordato talebinden haberdar olmayan ve bu firmaya mal veya hizmet satan şirketlerin konkordato kararından sonra teminatları boşa çıkmakta, alacaklarını tahsil edememektedir. Bu durumdaki şirketler de ya konkordatoya gitmekte ya da kapanmaktadır.
Diğer taraftan konkordato müessesini suistimal eden ve konkordatoyu rant için kullanan şirketler olduğuna dair de iddialar bulunmaktadır.
Yukarıda bahsedilen nedenlerle konkordato müessesesinin yarattığı mağduriyetlerin tüm yönleriyle araştırılması ve çözüm önerileri geliştirilmesi; konkordatonun suistimal edilip edilmediğinin tespit edilmesi ve bunun önüne geçecek mevzuatın belirlenmesi amacıyla TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.''