Gündem

CHP için seçim, yerelde geçecek; ‘herkesi kucaklama' kampanyasının ilk adımı atıldı

T24'ün CHP'nin "Büyük İstanbul Buluşması" hakkındaki izlenimleri...

28 Aralık 2018 14:03

Derin Koçer & Metin Kaan Kurtuluş

Sabah 10:30 sularında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nu tanıtacağı konferansa yarım saat kala, Haliç Kongre Merkezi’nin önüne sessizlik hâkim. Partinin otobüsleri otoparka çekilmiş, vekil araçlarıyla beraber kitli duruyorlar. Etrafın pek de ‘heyecanlı’ ya da ‘dinamik’ görünmediğini söylemek mümkün ama bu topyekûn değerlendirmeyi yapmak için henüz erken.

Konferans salonunun girişi hıncahınç olmasa bile dolu. Çoğunlukla partinin orta yaş ve üzeri kitlesi göze çarpıyor. Mavi ‘Ecevit gömlekliler’ hayatlarından mutlu gözüküyorlar ama gençlerin sesi de eksik kalmış gibi duruyor. Fakat salona girenler, balkon bölümünde ‘o ses’ ile karşılaşıyorlar. CHP’nin ‘genç adayı’ 47 yaşındaki İmamoğlu’na, 2014’ten bu yana belediye başkanlığını yaptığı Beylikdüzü’nün gençleri “Gençlik seninle, durma ilerle” diye slogan atarak sahip çıkıyorlar.

Alanda azımsanmayacak derecede yoğun bir muhafazakar seçmen olduğunun da altını çizmek gerek. Kimi CHP flaması tutuyor ama önemli bir kısmının partinin kemik kitlesi olmadığını varsaymak da mümkün.

Partililerin en önemli ‘meselesi’: Özgür Özel

Konferansın başlamasını bekleyen kitlenin ana gündem konusu, geçen günlerde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile girdiği polemiğin ardından hakkında soruşturma başlatılan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel. Birçokları Özel’in cesaretinden dem vuruyor; kimileri ise konferansa gelip gelmediğini öğrenmeye çalışıyor.

“Anca Sözcü’den, Halk TV’den gelmişlerdir…”

Salonun içinde CHP’li yetkililer düzeni sağlamakta güçlük çekiyor. Salona, kapasitesinin üzerinde insan alınmasına rağmen, bir kısım katılımcı salonun dışındaki büyük ekranlardan takip edecek konferansı. Özellikle biz basın mensuplarına ayrılan bölümün önünü dolduran ve yer kalmadığı için ayakta kalan güruh hem görüntü almaya çalışan gazetecilerin hem de salondaki yetkililerin zorlanmasına sebep oluyor. Sahneden yapılan uyarılar bile bu kalabalığın dağılmasını sağlayamıyor. O grubun içinden biri söyleniyor: “Basın da basın… Anca Sözcü’den, Halk TV’den gelmişlerdir zaten…”

Bir yandan da Beylikdüzü Gençlik Senfoni Orkestrası hem Karadeniz yöresine özgü parçalar hem de klasikler çalıyor. İki şarkı arasında Beylikdüzü’nden gelen İmamoğlu’nun kemik kitlesi diye adlandırabileceğimiz gençlerin sesi yine yankılanıyor: “Sen gözümün nuru, Ekrem İmamoğlu…”

Seçim şarkısı yine Altay’dan

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İmamoğlu’nun konuşmalarından önce, seçim şarkısı da çalınıyor. 24 Haziran seçimlerinde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce’nin seçim şarkısında da imzası bulunan Ali Altay, İmamoğlu için de mikrofonun arkasına geçmiş. Şarkının nakaratı şöyle:

“Bu şehre sözü var; geliyor İmamoğlu

Çözüm için geliyor Ekrem İmamoğlu

Çalışkan, kararlı ve sevgi dolu

İstanbul’a yakışan başkan, İmamoğlu”

Hem Atatürk devrimleri hem de yazları gidilen Kur’an Kursu

Konferans İmamoğlu’nun hayatının anlatıldığı kısa bir belgesel ile başlıyor. Belgeselde CHP İBB Başkan Adayı’nın ‘herkesi kucaklayan’ bir kişiliğe sahip olduğu vurgusu hissediliyor.

Anlatılana göre İmamoğlu’nun toplumsal bir sorumluluk almasına varan süreçte, henüz çocukken aynı okulda eğitim aldığı yetim ve öksüz çocukların önemli bir payı olmuş; ‘eşitlik’ ve ‘adalet’ duygusunu bu yıllarda tanımış.

Belgeselde, Kurtuluş Savaşı’na katılan dedesinden dinlediği anılar ve okul sıralarında okuduğu ‘Atatürk devrimleri’nin de altı çiziliyor; yazları gittiği Kur’an Kursları’nın da.

İmamoğlu’nun hayatının önemli bir kısmına damga vuran futbol kariyerinin ise 15 yaşındayken Trabzon Lisesi’nde başladığını öğreniyoruz. KKTC’de üniversite öğrencisiyken de kaledeymiş; maça her zaman ‘besmele’ ile çıkıyor, bir yandan da sosyal demokrasiye ilgi duyuyormuş.

Her makamdan yüksek bir makam: Baba olmak

21 yaşındayken İstanbul’a taşınan ve İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce İşletme okumaya başlayan İmamoğlu, ailesiyle beraber o zamanlar pek bilinmeyen bir semt olan Beylikdüzü’nde yaşamaya başlamış. Aynı zamanda ailesi oradan bir arsa da satın almış. Sonrasındaysa İmamoğlu ‘hep çok çalışmış; köfte de satmış daire de”.

Belgeselde vurgulanan bir başka husus ise ‘aile’ kavramı.  İmamoğlu için baba olmaktan daha önemli bir makam olmadığı söyleniyor. İBB Başkan Adayı, yaptığı konuşmada da özellikle ailesine ve ‘Beylikdüzü ailesi’ne teşekkür etti; önceliğinin ‘çocuklar’ olacağını söyledi.

“Her kesimden insanın gönlüne girmeyi başardı…”

Önce İlçe Başkanı olan İmamoğlu’nun 2014’te ‘baba olmaktan sonra en anlamlı unvanlardan birini kazandığı’ ve Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildiği dile getiriliyor. Belgeselde İmamoğlu’nun belediye başkanlığı sürecindeki en önemli başarısı ise şöyle anlatılıyor: “Her kesimden insanın gönlüne girmeyi başardı…”

Belgeselin sonunda İmamoğlu ise iddialı ve yine ‘her kesime hitap eden’ bir üslupla konuşuyor: “Beylikdüzü’nde kalbine giremeyeceğim hiç kimsenin yaşadığını düşünmüyorum demiştim. Şu an itibarıyla İstanbul’da yaşayan herkesin kalbine gireceğimden eminim. Öyle bir an gelecek ki herkes ‘ben bu adama oyumu veririm’ diyecek. Kimi eliyle oy verecek kimi gönlüyle…”

Kaftancıoğlu: Biz değil, hepimizin İstanbul’u kazanacak; bizliğimizi kaybetmeden zafere gideceğiz

Belgeselin gösterilmesinin ardından ilk konuşmayı yapan CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun dilinde de ‘birlik’ vurgusu ön plana çıkıyor; Kaftancıoğlu katılımcıları “Hepiniz, hepimizin gelecek günlerine hoş geldiniz” diye karşılıyordu: “Bizliğimizi kaybetmeden zafere gideceğiz.”

Belediye Başkan Adayı’nın belirlendiği sürece de değinen Kaftancıoğlu, seçim yapılırken pusulalarının önce parti örgütü sonra bütün İstanbullular olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu: İstanbul, sıradan bir kent değil

Kaftancıoğlu’ndan sonra sahneye Kılıçdaroğlu geliyor. CHP kulisleri Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nun aday olmasını ne kadar istediğini sık sık göstermişti; Kılıçdaroğlu’nun da konuşmasının ana odak noktası buydu. Genel Başkan, İmamoğlu’nun İstanbul’u daha iyi yerlere getirebileceğine gerçekten ikna olmuş gözüküyor.

Kılıçdaroğlu konuşmalarına şu sözlerle başlıyor:

“İstanbul, sıradan bir kent değil İstanbul. İstanbul’u yönetmek sıradan bir yönetim değildir. İstanbul’u yönetmek için irade lazımdır. İstanbul’u yönetmek için bilgi lazımdır. İstanbul’u yönetmek için deneyim lazımdır. Bu üçü kimde var? Ekrem İmamoğlu."

"Fatih, İstanbul'u 'beton İstabul'a dönüştürün diye almadı" 

Kılıçdaroğlu konuşmasında aynı zamanda İstanbul’un tarihi ve kültürel öneminden de bahsediyor. Bu tarihin, kültürün ve birikimin yağmalandığını belirtip konu ile ilgili “Fatih, İstanbul'u yağmalansın diye almadı, yeşillikleri yok edin, beton İstanbul'a dönüştürün diye almadı; gelecek kuşaklara güzel bir İstanbul verin diye aldı.” dedikten kısa süre sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün "Geldikleri gibi giderler" sözünü İstanbul için, Dolmabahçe Sarayı'nı çevrelemiş işgal gemilerine bakarken söylediğini anlatıyor. Kılıçdaroğlu bu gibi vurgularla sık sık İstanbul’u yönetecek kişinin bunlara karşı sorumlulukları olduğunu söylüyor.

CHP lideri, partisini adayı İmamoğlu’nun bu sorumlulukları yerine getirebilecek biri olduğunu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu şehri geliştirmek için bütçeye sahip olduğunu şu sözlerle vurguluyor:

"Arkadaşımız öyle bir yapıya sahip. Beylikdüzü'nün tepesine kırlangıcı oturtan arkadaşımız, İstanbul'u seven ve onun için çaba harcayan arkadaşımız. Dolayısıyla İstanbul için yapılacak çok şey var. Bunları yapmak için para var mı peki? Kesinlikle var.”

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a İstanbul göndermeleri

Kılıçdaroğlu konuşmasında AKP’nin hiçbir üyesinin adını direk olarak ağzına almıyor, ancak konuşmasında 1994’de Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığını yaptığı ve o dönemden beri Refah Partisi, ardından da AKP kontrolünde olan şehrin kötü yönetildiğine vurgu yapıyordu ancak konuşması genellikle Ekrem İmamoğlu, onun İstanbul hakkındaki vizyonu, şehirdeki betonlaşma, kültürel mirasa sahip çıkamama üzerine. Kılıçdaroğlu konuşmasında “Türkiye’nin kaymağını kim yiyor” polemiğine ve Cumhurbaşkanı'nın “Biz İstanbul’a ihanet ettik” sözlerine de atıfta bulunuyor. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Türkiye’nin kaymağını CHP’li belediyelerde yaşayanlar yiyor” göndermesine “20- 25 yıldır İstanbul’u yönetiyorsun. Bütün İstanbul’u kaymak tabaka yapsana”  diye yanıt verip, Cumhurbaşkanına “Yaptığınız ihaneti İstanbul itiraf ettirdi” diye sesleniyor.

Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu ile ilgili sözlerine salondaki partililer de pozitif karşılık veriyor. CHP Merkezi İstanbul için birçok aday adayı arasından seçim yapmak durumunda kalmıştı, hatta partide bazı noktalarda kutuplaşmalar olduğu bile belirtiliyordu; ancak salondaki herkes Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun adını ağzını aldığında büyük bir coşkuyla alkışlıyor, sloganlar atıyor. Salondaki partililer kulisleri doğrular gibi, CHP tabanı adaydan memnun gözüküyor. Kılıçdaroğlu sözlerinin sonuna doğru İmamoğlunu bir kez daha övüyor:

"Sayın Ekrem İmamoğlu size inanıyor ve güveniyoruz. 5 yıl içinde İmamoğlu'nun İstanbul'da tarih yazacağına inanıyorum. Bütün İstanbul oy versin vermesin, işte benim belediye başkanım diyecek."

İmamoğlu sahneye çıkarken partililer ayağa fırlıyor, gençler tezahürat yapıyor

Kılıçdaroğlu sahneden ayrılıp İmamoğlu’nu sahneye davet ederken bir alkış kopuyor ve İmamoğlu sahneye adım atarken birçok partili ayakta alkışlıyor müstakbel İstanbul adaylarını; İmamoğlu’nun konuşmasında da sık sık olacağı gibi balkonda yer alan gençlik kolları örgütleri bir futbol stadındaymış gibi İmamoğlu adına kaleme alınmış tezahüratlar yapıyor.

 İmamoğlu, sahneyi devralır almaz yüzünde bir gülümsemeyle salonu ve televizyon başındakileri selamlıyor ve bugünün tarihi bir gün olduğunu belirtiyor:

“Bugün tarihi bir gün. Çünkü bugün burada tarihi bir yolculuğa başlıyoruz. Bu tarihi yolculuğun sonunda birlikte zafere ulaşacağız. Bu yolculuğun sonunda kazanan İstanbul ve tüm hemşerilerimiz olacak.”

"Bu şehir ancak, genç, dinamik, yeni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir"

İmamoğlu bugün sadece salondakilere değil, tüm İstanbullulara seslendiğini belirtiyor ve konuşmasına İstanbul’un nasıl yönetilemediğini ve Ankara’dan İstanbul’un yönetilemeyeceğini anlatarak başlıyor. Bu girişin ardından Ekrem İmamoğlu, genel başkanına cevap verircesine “Bu şehir ancak, genç, dinamik, yeni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir” diyor.

"İstanbul İttifakı..."

 İmamoğlu konuşmasının devamında herkesin mutlu olacağı, “demokratik” bir İstanbul’dan söz ediyor, İstanbul’un demokraside dünyaya örnek olacağını söylüyor. İmamoğlu aynı zamanda bir İstanbul ittifakından bahsedip; “etrafımda kendiliğinden oluşan ve her geçen gün çığ gibi büyümekte olan büyük İstanbul İttifakı... Her siyasi görüşten insanın bir araya geldiği İstanbul İttifakı” sonrasında ekliyor; “Bu ittifakta bu ilde yaşayan herkes var”. İmamoğlu bunun ona cesaret verdiğini söylüyor, bütün salonda alkış kopuyor. “Bundan 5 sene sonra insanlar insan olduğumuzu hissettik. Allah senden razı olsun, desin diye adayım” diyor.

İmamoğlu her nefeslendiğinde, genç partililer bağırıyor: Gençlik seninle, durma ilerle

Zaten İmamoğlu her nefeslenmek için durakladığında salon alkışlıyor, balkondaki gençler tezahürat yapıyor: “Gençlik seninle, durma ilerle” veya “Sen gözümün nuru, Ekrem İmamoğlu…”

İmamoğlu da tabii bu destekten memnun, bazen gençlerin tezahüratlarını bitirmesini bekliyor, bazen sloganlar devam ederken nazikçe konuşmaya başlıyor.

İmamoğlu konuşmasının bir bölümünde “5 büyük somut hedefim var: 1- İstanbul'un ulaşım ve trafik sorununu çözmek. 2- İstanbul'daki kent yoksulluğu ile mücadele etmek ve pahalı yaşamı ucuzlatmak. 3- İstanbul’da doğru kentsel planlama ile çevre, imar ve deprem sorunlarını çözmek. 4- İstanbul’un işsizlik sorununu çözmek, yeni ekonomi ve yaratıcı endüstriler için İstanbul’u bir çekim merkezine dönüştürmek. 5- İstanbul’un yaşam kalitesini yükseltmek, kültür, sanat ve spor faaliyetlerini, İstanbul’un tamamına yaymak“ diye projelerini anlatıyor ve sonra bunları çözmek için planlarından bahsediyor.

İmamoğlu konuşmasının bu ve sonraki bölümleriyle artık yol haritasını çizmeye başladığına dair mesajlar veriyor İstanbul seçmenine.

Partililer 'umutlu'

CHP’nin çiçeği burnunda İstanbul adayı konuşmasına “Seçen kadar seçmeyenin de yönettiği bir İstanbul için sözüm var. Çok ama çok çalışacağız. Kazanacağız ve hep birlikte tarih yazacağız” sözleriyle son veriyor. Haliç Kongre Merkezi’ndeki partililer Ali Altay tarafından bestelenen seçim şarkısı eşliğinde çıkışa yöneliyor, aralarındaki konuşmalar “İstanbul’u kazanabileceklerinden umutlu” oldukları yönünde.

Kongre merkezinin dışında insanlar İmamoğlu’nun kullanacağı seçim otobüsünün yanında fotoğraf çektiriyor ve yavaşça otobüslere veya araçlarına doğru ilerliyorlar.

Fotoğraf: Derin Koçer/ T24