Olağanüstü hal yetkileri, yeni iç güvenlik paketiyle içişleri bakanı ve valilere devrediliyor. Muhalefet, bütün Türkiye’de kullanılabilecek bu yetkinin anayasaya aykırı olduğunu, sıkıyönetimin sürekli hale geleceğini söylüyor. Anayasa hukukçuları ise düzenlemenin temel hak ve özgürlükler için tehdit oluşturduğunu belirtiyor.
Zaman'dan İbrahim Asalıoğlu'nun haberine göre, Meclis İçişleri Komisyonu’nda bu hafta görüşülecek iç güvenlik paketi ile içişleri bakanı ve valilere olağanüstü hal (OHAL) yetkisi veriliyor. OHAL ilanı Anayasa’nın 120. maddesinde düzenleniyor ve ‘MGK’nın görüşü, cumhurbaşkanı başkanlığındaki Bakanlar Kurulu’nun kararı’na bırakılıyor. Ancak bu tasarı kanunlaşırsa OHAL yetkisi illerde vali, toplumsal olayların birkaç ili kapsaması halinde ise içişleri bakanında olacak. Tasarıda vali veya bakanın aldığı karara aykırı davrananlara üç aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Bu madde, alt komisyonda muhalefet partilerinin ‘anayasaya aykırı’ itirazına rağmen AKP oylarıyla kabul edilmişti. CHP’li Ahmet Toptaş, “AKP, valinin emri, içişleri bakanının talimatıyla bütün toplumu olağanüstü hal içinde yaşatmayı düşünüyor. Bu, hukuk devleti, demokrasi ilkeleri, insanların temel hak ve özgürlükleri, evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaşmaz.” dedi. İstanbul Milletvekili Celal Dinçer, bu maddeyle sıkıyönetimin sürekli hale getirileceğini söyledi. MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, “Tam bir olağanüstü hal, sıkıyönetim uygulaması getiriliyor. Önce bir tespit yapıyor vali veya içişleri bakanı, tedbirler alıyor. Sonra da uymayanları cezalandırıyor.” diye konuştu.
Emniyet’te bakan onayı ile tasfiyeye imkân veren, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda atama ve görevden almaları içişleri bakanına bırakan, polis koleji ve akademisini kapatarak bu okullardaki öğrencilerin kazanılmış haklarını yok sayan kanun tasarısında, OHAL’i aratan düzenlemeler yer alıyor. Anayasa’nın olağanüstü hali düzenleyen 120. maddesinde, ‘Şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması hallerinde, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.’ deniliyor. İç güvenlik paketinde yer alan ve İçişleri Alt Komisyonu’ndan geçen tasarıda ise anayasa maddesine çok benzer şekilde, ‘şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylara yönelik olarak ilde vali, olayların birden çok ili kapsaması durumunda içişleri bakanı tarafından bu durumun tespit edileceği’ belirtiliyor. Vali veya içişleri bakanının aldığı ve usulüne göre tebliğ veya ilan olunan bu karar ve tedbirlere aykırı davrananlara ise üç aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Muhalefet: Madde, Anayasa’ya aykırı
Alt komisyonda muhalefet partileri bu maddenin anayasaya aykırı olduğunu belirtmiş, ancak madde AKP’lilerin oylarıyla kabul edilmişti. MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu, “Bu madde tam bir olağanüstü hâl, sıkıyönetim uygulaması getiriyor. Önce bir tespit yapıyor vali veya içişleri bakanı. Bu tespiti yaptıktan sonra tedbirler alıyor. Sonra da uymayanları cezalandırıyor.” dedi.
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş ise Anayasa’ya göre olağanüstü hal yetkisinin Bakanlar Kurulu’na verildiğini, bu madde ile ise bu yetkinin vali ve içişleri bakanına devredildiğini belirtti. Toptaş, “Bu yetki Anayasa hükmüne rağmen bir kanun maddesiyle vali ve içişleri bakanına veriliyor. Bunun izahı mümkün değil. Demek ki AKP iktidarı valinin emri ile içişleri bakanının talimatıyla bütün toplumu olağanüstü hâl içerisinde yaşatmayı düşünüyor. Bunu ne hukuk devleti ne demokrasi ilkeleri ne insanların temel hak ve özgürlükleriyle ne de evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaştırmak mümkün değil.” diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer de, “Bu madde ile artık sıkıyönetim sürekli hâle geliyor, yani bundan sonra Türkiye’de, eğer bu madde yürürlüğe girerse, olağan bir demokrasiden, olağan bir parlamenter sistemden söz etmemiz mümkün olmayacak. Olağanüstü dönem yaşayacağız.” diye konuştu.