"Dün gece Büyükçekmece’de seçim standımıza saldırıda bulunuldu. Millet iradesini gasp eden mızıkçılar İstanbullunun İmamoğlu’na sahip çıkacağını gördükçe sinirleniyorlar. Devlet adamı gibi değil ergen çocuklar gibi davranıyorlar. Katran kaynatmakla nasıl şeker olmuyorsa bu saray rejiminden de millete hiçbir hayır gelmiyor. Saray iktidarı tel tel çözülüyor. İcranın başı Erdoğan dün yargı bağımsızlığı oyununu dün sarayında sahneleyip kendini alkışlatırken gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklediğinin farkında bile değildi. Yargı düzenlemeleri saray kararnameleriyle mi yapacaklar. Anayasa’ya göre yetki Meclis’te. Daha baştan kuvvetler ayrılığı darma dağın edilmiş vaziyette. Diğer taraftan sarayda sahneye konan bu komediye alkış tutarak dekor olan yargıçların, baroların ne yaptıklarını, neye hizmet ettiklerini anlamak mümkün değildir. Tam da o gün, ABD Başkanı’nın bir sözüyle sarayda kurulan bu ucube tiyatro sahnesi hâk ile yeksan oluyor. ABD Başkanı okyanus ötesinden Türkiye’de serbest bırakılmasını istediğimiz bir mahkûm serbest bırakıldı. Şimdilik ev hapsine alındı. Ama yakında ABD’de olacak’ diyor. ABD papazı 24 saatte oval ofise gönderenlerin şimdi de aynı şeyi yapmakta tereddüt etmeyeceklerini .ok iyi biliyor. O kadar emin ki kameralar karşısında eğleniyor. Bu imkânı veren Erdoğan’a teşekkür etmeyi de ihmal etmiyor. Gönderileceğini ABD Başkanı nereden biliyor? Bu kafaların hazırladığı yargı bağımsızlığı paketinden ne beklenir ben soruyorum.
"Her yüz gençten 26'sı işsiz. Ama bir bakıyoruz AK Partili siyasiler kamu bankalarının yönetim kurullarına atanıvermişler. Bu isimlerin banka yönetme tecrübesi var mı? Hayır yok. Fon maliyetini, kredi fiyatlamasını bilirler mi? Hayır. Bir özel banka bu kişileri yönetim kurulu üyesi olarak atar mı? Mümkün değil.
"Bu partide bankacılık yapacak hiç mi genç insan yok? Hiç mi bu işten anlayan liyakatli kadrolar yok? Bu kadar mı metal yorgunu bu parti? Bu atamalarla Saray bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. Kamu bankalarına parti komiseri atamak ve kamunun parasını siyasete peşkeş çekmek istiyorlar. İkincisi ise partinin ağır toplarının sadakatini satın almak. Aslında AKP iktidarında kamu bankalarının seçim kazanmak için kullanıldığı biliniyor.
"Türkiye maalesef 1994'teki krize götüren hataları tekrarlıyor.
"Kamu bankalarının imkânlarının iyi olduğu biliniyor. İmkânlardan yararlanacaklar, arabalar, uçak biletleri, senelik prim de alma ihtimalleri var. Bankayı kâr elde ettirirlerse tabii.
"Değerli gazetecimiz Kadri Gürsel'in karşı karşıya kaldığı muamele kabul edilemez. Kurallar açık, serbest kalması gereken yerde fotoğrafları çektiriliyor ve akşam serbest bırakıyorlar. Tüm bu uygulamalar Türkiye'nin hukuk devleti olmadığına dair inancı güçlendiriyor. Buna karşılık da ülkeye duyulan güveni zayıflatıyor. Bu, insan hakları ve demokrasi açısından kabul edilebilir değil. Yapılan bu uygulamalar aynı zamanda insanımızın cebinde yangın çıkarıp, yatırımcıyı kaçırıyor.