CHP, Cumhurbaşkanı danışmanlarının da adının karıştığı Borsa İstanbul hisselerindeki manipülasyon iddialarının incelenmesi ve küçük yatırımcının zararının boyutlarının belirlenebilmesi için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını istedi. CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un hazırladığı önergede, “Sermaye piyasaları, tek adam rejimiyle birlikte sonu gelmez bir ekonomik kriz sürecine giren Türkiye’de en fazla tahrip edilen alanlardan biri olmuştur” denildi.
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç, Borsa İstanbul hisselerindeki manipülasyon iddialarının incelenmesi ve küçük yatırımcının zararının boyutlarının belirlenebilmesi amacıyla Meclis’te komisyon kurulması için araştırma önergesi hazırladı. Altay, Özel ve Özkoç ile CHP’li diğer milletvekillerinin imzasıyla TBMM’ye sunulan önergede şu konunun araştırılması talep edildi:
“Borsa İstanbul’da yapılan manipülatif işlemlerde kamu görevlilerinin ve kamu kurum ve kuruluşlarının rolü ve sorumluluklarının belirlenmesi, küçük yatırımcıların uğratıldığı zararın tespiti, bu tür işlemlerin tekrarlanmaması, sermaye piyasalarının rüşvet ve yolsuzluklardan arındırılarak güvenilir bir alana dönüştürülmesi, piyasayı düzenlemek ve denetlemekle görevli kurumların bağımsızlığının sağlanması için alınacak önlemlerin araştırılması.”
Önergede şunlar kaydedildi:
“Bankacılık hisseleriyle yapılan bu işlemlerle, hisse senedi fiyatları yapay olarak yükseltilmiş, bazı ulusal ve uluslararası gelişmeler yüzünden bu hisselerin fiyatlarında 13 Eylül’den itibaren hızlı düşüşler yaşanmasıyla, skandal ortaya çıkmış ve küçük yatırımcıların milyarlarca lira zarar etmesine yol açılmıştır. Sermaye Piyasası Kurulu’nun uzun bir süre sessiz kalarak izlediği, ancak olay tesadüfen ortaya çıktıktan bir süre sonra kamuoyu baskısıyla bazı şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldığı bu piyasa dolandırıcılığının yapılmasına, paylaşım ve açıklamalarıyla yardımda bulunan, dolayısıyla küçük yatırımcıların dolandırılmasına zemin hazırlayan kimi kamu görevlileri ile kurum ve kuruluşları hakkında ise herhangi bir işlem yapılmamaktadır. SPK’nın açıklamalarından, Cumhuriyet Başsavcılığının, soruşturmayı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107’nci maddesinin birinci fıkrasının kapsamında, ‘Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler’ hakkında yürüttüğü anlaşılmaktadır. Ancak binlerce küçük yatırımcının zarar etmesine, Türkiye sermaye piyasalarına zaten çok az olan güveni tümüyle yok olmasına yol açan bu işlemlere, söz, açıklama ve mesajlarıyla yardımcı olan kamu görevlileri ve kurum ve kuruluşların da ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Sermaye piyasaları, tek adam rejimiyle birlikte sonu gelmez bir ekonomik kriz sürecine giren Türkiye’de en fazla tahrip edilen alanlardan biri olmuştur. Gerek Türkiye ekonomisine olan güvenin kaybolması, gerek sermaye piyasalarını düzenlemek ve denetlemekle görevli, kararlarını bağımsız olarak alması gereken kurum ve kuruluşların iktidarın güdümüne girmesi, iktidar partisin mensup kimi siyasiler ve onların yakınları ile bürokratların, Cumhurbaşkanlığı danışmanlarının isimlerin de karıştığı ileri sürülen bazı rüşvet ve yolsuzluk iddiaları da sermaye piyasalarının güvenirliğine büyük bir darbe indirmiştir.
Ayrıca, tek adam rejiminin aldığı kimi ekonomik kararların da sermaye piyasalarında küçük yatırımcıların, büyük oyuncular tarafından ‘silkelenmesine’ zemin hazırladığı da anlaşılmaktadır. Bazı hesaplamalara göre, küçük yatırımcının zararı 5 milyar dolar düzeyindedir. Güven erozyonunu derinleştiren ve küçük yatırımcıların milyarlarca dolar zarar etmesine yol açan bu sürecin ve ekonomi yönetiminin bu süreçteki sorumluluğunun ortaya çıkarılması görevi TBMM’ye düşmektedir.” (ANKA)