72 yaşındaki iktisat politikası ve enerji ekonomisi profesörü Peter Hennicke, kariyeri süresince enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik stratejilerinin uygulanması konusunda araştırmalar yürüttü. Wuppertal'da bulunan İklim, Çevre ve Enerji Enstitüsü'nün eski başkanı Prof. Hennicke, Çernobil faciasından hemen sonra Almanya'nın nükleer enerjiyi tamamen terk etmesini öngören bir enerji konsepti de hazırlamıştı.
Enerji uzmanı, ödülü şu sözlerle değerlendirdi: “Bu enerji dönüşümüne verilen çok büyük bir destek. Bu ödülün, benim işin temelini öğrendiğim Wuppertal'deki enstitümüz, meslektaşlarımız ve diğer enstitüler için olduğu kadar sivil toplum için de çalışmalarımıza devam etmek konusunda büyük bir teşvik olduğunu düşünüyorum.”
Plastik şişelerin geri dönüşümü
Prof. Hennicke, ödülünü girişimci Gunther Krieg’le paylaştı. Fizikçi Krieg, Unisensor adındaki şirketinde optik spektroskopi yöntemini kullanarak, plastik şişelerin geri dönüşümüne ilişkin analiz teknikleri geliştirdi. Söz konusu analiz ve ayrıştırma tekniğinin kullanıldığı geri dönüşüm tesisleri 2009 yılından bu yana dünyanın birçok ülkesine ihraç edildi. Bu sistem sayesinde şu ana kadar 700 bin ton plastiğin geri dönüştürüldüğü ve dünyadan plastik üretiminin binde 3’ü oranında tasarruf edildiği dile getiriliyor.
Gunther Krieg şöyle konuşuyor: “Plastiğin geri dönüşümü kuşkusuz bir dönüm noktası, zira dünyada yılda 250 milyon ton plastik üretiliyor, bu da bunun tam iki katı yani 500 milyon ton ham petrolün üretimde kullanıldığı anlamına geliyor. Bu miktarı belirgin bir biçimde azaltmak için geri dönüşüm tekniğini geliştirdik.”
Sensör tekniği ile kaynak tasarrufu
Krieg'in sensör tekniği, diğer endüstri alanlarında da kullanılıyor ve bu sayede kaynak tasarrufu sağlanıyor. Firma bugünlerde, elektronik çöp ve eski otomobillerin geri dönüştürülmesine ilişkin çalışmalar yürütüyor.
Alman Çevre Vakfı'nın çevre ödüllerinde 10 bin euro tutarındaki onur ödülü ise bu sene 78 yaşındaki çevre aktivisti Hubert Weinzierl'e verildi. Weinzierl henüz 1950'lerde organik tarım çalışmaları başlatmış ve 70'lerde çevre kirliliğine karşı eylemler düzenlemişti. Wenzierl o zamanları şöyle anımsıyor: “50'li yılların en büyük zorluğu ekonominin kâr odaklı olmasıydı, bugün de öyle. Dün olduğu gibi bugün de para büyük bir önceliğe sahip. Yeni bir değer anlayışı aktarmayı başaramadık. Bu gelecekte de en büyük sorun olacak.”
Weinzierl, bu nedenle temelden bir zihniyet dönüşümüne gereksinim olduğuna, dünyadaki kaynakların daha ihtiyatlı bir şekilde tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çevre aktivisti, “Hayvanları ve bitkileri, sömürmememiz gereken dostlarımız olarak görmeliyiz. Yeni bir hayat anlayışına ve zenginlerle yoksullar arasında yeni bir gelir dağılımına ihtiyacımız var” şeklinde konuşuyor.