Gündem

Çevik Bir'in istediğini yapıyorlar

Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, kararın kesinlikle ideolojik değil 'teknik' ve 'bilimsel' olduğunu savundu.

05 Aralık 2009 02:00

1998 yılında alınan katsayı kararının mimarı eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, kararın kesinlikle ideolojik değil 'teknik' ve 'bilimsel' olduğunu savundu.

Danıştay'ın eşit katsayıya dur demesinin ardından yeniden gündeme gelen dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in isteği ile katsayı kararı aldıklarına ilişkin iddialara da Gürüz, 'Çevik Bir'in istediği düzeltmeyi biz yapmadık hatta tam tersini yaptık. Çevik Bir ile de bu konuyu konuşup 'Sizin istediğinizi yapamayız' dedim. Ancak şimdiki YÖK, Çevik Bir'in istediğinin aynısını yaptı' dedi. Akşam gazetesinde yer alan habere göre, Gürüz, katsayı konusundaki karar öncesi 1 buçuk yıl boyunca inceleme yaptıklarını ve dünyadaki çeşitli örnekleri inceledikten sonra bilimsel raporlar ile çalışmaları da dikkate aldıklarını söyledi. 'Biz çalışmalara 28 Şubat öncesi başlamıştık' diyen Gürüz, kendisini anlatamamaktan şikayetçi. Gürüz, 'İnsanlar beni bir dinlese katsayı kararının ideolojik değil, imam hatiplerle ilgili değil sadece teknik ve bilimsel bir gereklilik olduğunu anlayacaklar' diye konuştu.

Görev yaptığı dönemde iki aşamalı ÖSS'yi tek aşamaya indiren ve katsayı uygulamasını başlatan Prof. Dr. Kemal Gürüz, 'Bizim kurduğumuz sistem geliştirilseydi dershane sektörü son bulacaktı' diyor. Gürüz'ün mesajları şöyle:

Bir'in istediğini Özcan yaptı: Orgeneral Çevik Bir, katsayı kararını aldığımız 30 Temmuz 1998 tarihli toplantıdan 16 gün önce, 14 Temmuz'da bir yazı gönderdi. Yazıda diyor ki; 'OBP' (Ortaöğretim Başarı Puanı) uygulamasının irticai gruplarca istismar edildiği öğrenilmiştir. OBP'nin kaldırılması ve katsayıların minimize edilmesinin uygun olacağı...' Şimdi bu yazı üzerine YÖK katsayı kararı verdi diyorlar. Halbuki ben tam tersini yapmışım. Biz katsayının hazırlığını bir buçuk yıl önceden yaptık. Bu mektubun sızdırılmasının amacı, 'Genelkurmay'dan emir geldi, onun üzerine değişiklik yapıldı' diye lanse edilmek istenmesindendir. Ama hiç alakası yok. Şimdiki başkan Yusuf Ziya Özcan'ın yaptığı Çevik Bir'in istediği sistem. Katsayıları minimize edin, OBP'yi kaldırın. Şimdi OBP'nin etkisi sıfıra yakın katsayılar minimum.


Tam tersini yapacağız

Bu katsayı çalışmaları ile ilgili Başbakan'a bir kere bilgi verdik. MEB ve Talim Terbiye ile çalışarak karar aldık. Askerlerin bu çalışmadan haberi bile yok. Bu yazının üstüne Çevik Bir'e gittim. Kendisine kibarca bu yazıyı dikkate almayacağımızı, kendisini dershanecilerin yanılttığını söyledim. Mektupta istenilenin tam tersini yaptık. Kibarca dedim ki; 'Sizin üstünüze ne vazife... Ben senin işine karışıyor muyum? Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Tam tersini yapacağız...' Ama şimdi YÖK Başkanı, tam da Çevik Bir'in istediğini yaptı.

Dünyada bu iş böyle: ABD'de 110 üzerinden puan veriliyor. 80 puanı doğrudan okul notu. Bizdeki OBP. Kıta Avrupasında, Almanya, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde çok mesleki eğitim kulvarları var. Üniversiteye gitmek için genel liseye gideceksin, fen okumamışsan mühendis olamazsın bu ülkelerde. İngilitere'de daha da enteresan. YÖK Başkanı İngiliz sistemi falan diyor ya... Orada 11 yıl zorunlu eğitim var. Sonra üniversiteye gitmek isteyen iki yıl daha okumak zorunda. İki sene sonunda yazılı da olan bir sınav yapılıyor ve alınan notta da ders için yapılan çalışmaların ağırlığı yüzde 60 oluyor. Aldığın derse göre bir üniversiteye gidebiliyorsun. 'Ben sosyoloji dersi aldım mühendis olacağım' diyemiyorsun.

Mesleki eğitimi teşvik ettik: Biz de kendi sistemimize bakmaya başladık. Bizdeki sistem okullar,  programlar arasında bir ayırım yapmıyordu. Bizde ortaöğretimin ağırlığı yüzde 7. ABD'de yüzde 80, İngiltere yüzde 60, kıta Avrupasında yüzde 100. Biz bunu değiştererek, okul etkisini yüzde 7'den yüzde 22'ye çıkardık. Bence yüzde 65 bile olmalıydı. O dönemki şikayetleri hatırlayın 'Okulun etkisi çok az bunun için mi okula gidiyoruz? Dersler boş geçiyor' denirdi. Biz de bu şikayetleri dinleyip okul etkisini artırdık. Dedik ki meslek liseleri iki yıllığa gitsin. Sınavsız geçsinler. Dünyada iki yıllık okullar ön plandadır. Gelişmiş ülkelerde iki yıllık okullarda okuyanlar ile dört yıllıkta okuyanlar eşittir. Ama bizde illa mühendis olacak diye bir şey var. Halbuki memleketin ihtiyacı mühendis değil; teknikerler, uzmanlar... Kurduğumuz bu sistem mesleki eğitimi teşvik eden bir sistemdi. Kararı alırken tartışma olacağını düşündük, siyasi olarak kullanılacağını düşündük ama  bu kadar değil.


Din adamı ithal edemezsin

Din görevlileri sayemde görev aldı: Üç tane mühendisi bulursun dünyadan ithal edebilirsin. Ama üç din adamı ithal edemezsin. Hukukçu, öğretmen ve din görevlisi. Bunun için din adamı öğretmenliği getirdik. Diyanet görevlilerinin de üniversite mezunu olmasını istedik. Tüm Diyanet görevlilerini iki yıllık sınavsız yüksekokul eğitiminden geçirdik. Bunu ben yaptım, yükseköğretim okusunlar diye... Artık imam hatip liselerine de ihtiyaç yok. Biz karar alırken imam hatipleri engelleyelim de demedik. Direkt üniversite okuması lazım.


Teziç de yanlış yaptı

Katsayı kalkarsa ortaöğretim biter: Hiçbir zaman sistem değişssin demedim. Hâlâ bu katsayılı sistemin gerekliliğine inanıyorum. Benden sonraki başkan Erdoğan Teziç de yanlış yaptı. Bilgi ölçen sınavı getirerek bu değişikliğin kapısını onlar açtı. Amaç ortaöğretimin etkisini yükseltmek olmalıdır. Deniyor ki, 'Hocalar not şişirir.' MEB adam olsun şişirtmesin. Katsayı kalkarsa ortaöğretim biter. Dershanelere gün doğar. Dershaneler ortaöğretimi zaten ikame etti. Tamamen ele geçirir.