İzmir’in Çeşme ilçesinde Romanların yerlerinden edilmesine ilişkin tepkiler sürüyor.
Roman Hakları Derneği konuyla ilgili açıklama yaparak, Roman vatandaşlara yeterli süre verilmeden ve alternatif yaratılmadan gerçekleştirilen yıkımlarla vatandaşların barınma hakkının ihlal edildiğini söyledi. Dernek, Roman Strateji Eylem Planlarının hazırlanmış ve yayımlanmış olmasına rağmen hayata geçmediğini hatırlattı ve eylem planının acilen uygulanması gerektiğini vurguladı.
Roman Medya'daki habere göre benzer uygulamalarla sıkla karşılaşıldığına dikkat çekilen açıklamada ilgili kurumların en temel yaşam haklarını ihlal eden uygulamalara son vermesi talep edildi.
Açıklamanın tamamı şöyle;
"Yıkımları durdurun!"
"16 Haziran 2020 tarihinde İzmir’in Çeşme ilçesinin Alaçatı Şahintepe mevkiinde, Roman vatandaşların konakladığı çadır ve barakalar Kaymakamlığın izni dahilinde Çeşme Belediyesi kepçeleri ile polis ve zabıta kontrolünde yıkılmıştır. Roman vatandaşların bir kısmı sürekli burada ikamet ederken, bir kısmı da yıllardır sezonluk olarak gelmektedir. Yeterli süre verilmeden, bir alternatif yaratmadan ve günlük kullanılan eşyaların üzerine hafriyat atılarak yapılan bu yıkımları şiddetle kınıyoruz.
2009 Aralık ayında başlayan Roman açılımından bugüne kadar gerek hükümet ve bakanlıklar gerek muhalefet partileri Romanların yaşam standartlarını yükseltmek ve toplumun geri kalanı ile eşit yaşam haklarına sahip olması için birtakım çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Bunlardan en önemlisi de Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan Roman Strateji ve Eylem Planı’dır. Bu planda Romanların eğitim, istihdam, barınma ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi için atılacak adımlardan bahsedilmektedir. Fakat İzmir’de yaşanan yerinden etme örneğinde de görüleceği gibi hazırlanan planların kâğıt üzerinde kaldığı görülmektedir.
Bu yıkımların durdurularak çözüme yönelik adımların bir an önce atılmasını yetkili kamu kurum ve kuruluşların yanı sıra belediyelerden de talep ediyoruz.
Bu ve benzeri olaylarla Romanların sıkça karşılaştıklarına şahit oluyoruz. Bu sebeple; ulusal ve uluslararası yasalar dahilinde temel yaşam hakları doğrultusunda tüm kamuoyunu, basını, STK’ları, kamu kurum ve kuruluşlarını göreve çağırıyor, beraber mücadeleye davet ediyoruz."