27 Eylül 2019 12:31
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2 Ocak tarihinde öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından öldürülen araştırma görevlisi Ceren Damar Şenel’in ölümüne ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Sanık Hikmet’in ifadesi sırasında Ceren Damar Şenel için ‘sevdiğim kadın’ ifadesini kullanması salonda bulunanların tepkisini çekti. Eşi Levent Şenel tepkiler üzerine, ‘ifadesini versin, ben gereken cevabı vereceğim’ dedi. Mahkeme, Hikmet'in tutukluluğunun devamına karar vererek, davayı 29 Kasım'a erteledi.
“Yaşamak istiyoruz özgür ve korkusuz”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” pankartları eşliğinde duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapan Ankara Kadın Platformu temsilcileri, “Kadınlar biliyoruz ki yaşamlarımızdan başka kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmadı. Erkek şiddetine yeter diyoruz. Biz kadınların talepleri var. Artık ölmek değil yaşamak istiyoruz. 6284 sayılı kanuna, İstanbul Sözleşmesi’ne saldırmaya iktidarın bırakmasını istiyoruz” ifadelerine yer verildi.
Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre ağırlaştırılmış müebbet cezası istemiyle yargılanan sanık Hasan İsmail Hikmet’in duruşma salonunda takım elbise ve kravatla hazır bulunduğu davaya çok sayıda kurum temsilcisi ile milletvekilleri de katıldı. Çok sayıda kadın ve avukat duruşma salonunda yer olmadığı gerekçesi ile salona alınmadı.
Savcılık Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve Ankara Barosu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kurumun katılma talebinin reddedilmesini istedi. Sanık Hikmet’in avukatları da katılma taleplerinin reddedilmesini talep ederek, “Toplumun tamamı zarar görür ama bu dolaylı bir zarar görmedir. Kanun dolaylı zarar görmeyi katılma için yeterli kılmaz” dedi. Mahkeme heyeti Damar’ın ailesi, Çankaya Üniversitesi ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı dışındaki tüm katılma taleplerini reddetti.
Tasarlayarak canavarca hisle öldürdüğü iddiasıyla yargılanan sanık Hasan İsmail Hikmet ifade verdi. Hikmet, “Bu vahim olaydan çok pişmanım. Kimse benim durumumda olmak istemez. Olaydan önce ve sonra psikolojik ilaçlar kullandım. Unutkanlıklarım var. Yaşadığım pişmanlığın ve acının tarifi yok. Sevdiğim kadını nasıl kaybettiğimin derin üzüntüsü içerisindeyim” dedi.
Salonda çok sayıda kişi öldürdüğü Damar’ı “Sevdiğim kadın” diye anan Hikmet’e tepki gösterdi. Ceren Damar’ın eşi Levent Şenel, “Lütfen müdahale etmeyin ifadesini versin. Ben gereken cevabı ona vereceğim” dedi.
İfadesine devam eden sanık Hikmet, “Aileme ve avukatlara bile anlatmadım. Her şeyi anlatmak istedim çeşitli şekillerde engellendim. Hem maktulün hem de kendi aileme bunu yaşattığım için pişmanım” diye konuştu. İlk ifadesini baskı altında verdiğini söyleyen Hikmet sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendisiyle sohbetimiz oldu. Danışmanımdı. Yakın bir zamanda işe başladığı için sorunlarında tartışmalarımız olmuştu. Maktulü şikayet ettim. Evlenmeden önce ailesiyle İncek’te oturuyordu. Ben de o zamanlar Gölbaşı’nda ikamet ediyordum. Oradan geçerken bir adamla tartıştığını gördüm. Ceren’le oradan ayrılarak okula geçtik ve kahve içtik. Eski kız arkadaşım Gülşah o sırada beni aradı. Ceren ‘Fransızca biliyor musun’ dedi ‘bilmiyorum’ dedim. Ceren isterse bana yardım edebileceğini söyledi. Bu olaydan sonra Ceren’le Whatsapp ve Instagram’da konuşuyorduk.”
Ceren Damar’ın kendinden hoşlandığını ve sevgilisinden ayrılması halinde birlikte olmayı teklif ettiğini iddia eden katil zanlısı Hikmet, “Maktulle birkaç kez cinsel birlikteliğimiz olmuştur. Kız arkadaşımdan ayrılmam gerektiğini söyledi. Üzerimde baskı kurdu. Ben de kız arkadaşımdan hiçbir neden yokken ayrılmıştım. Arkadaşlarım çok şaşırmıştı kız arkadaşım mankendi. Maktulle geleceğe dönük bir şey düşünmedim. Maktul çok kıskançtır ve ikizler burcudur. Benim Ceren’le ilişkim okulda bilinir. Bu kadar samimiyseniz neden fotoğrafınız yok derseniz… Benim eski kız arkadaşımla ilgili başka bir olay başıma geldi. Kendimi fotojenik bulmadığım için fotoğraf çektirmedim. Maktulün telefonuna bakarsanız fotoğrafım olacaktır. Benim tek hatam ilişkimizi aileme söylememiş olmamdır” dedi.
Salondan Hikmet’e, “Sen insan mısın!” sözleriyle tepkiler yükseldi.
Damar ile ilişkisinin altı ay sürdüğünü ve kıskançlık nedeniyle ayrıldığını söyleyen katil zanlısı Hikmet, Damar tarafından baskı gördüğünü iddia etti. Hikmet, “Eşinin kendisini cinsel anlamda mutlu edemediğini ilk birlikteliliğin benimle olduğunu söyledi. Maktule benim başımı belaya sokacaksın demiştim” diye konuştu.
Sanık Hikmet, mahkeme başkanının “Sen kopya çektin mi?” sorusuna, ” O sınavda herkes kopya hazırladı. Ben de çektim” diye yanıt verdi. Hikmet olay gününe dair şunları söyledi:
“Sınavda kopya çekerken yanıma geldi. Sınavda kopya çekeceğimden haberi olduğunu söyledim. Mezuniyeti unutmamı söyledi. ‘Anneni nasıl FETÖ’den ihraç ettirdiysem sana daha kötüsünü yapacağım’ dedi. Annemi karıştırmaması gerektiğini söyledim. Beni tahrik etti. Ben arkadaşım Berk’e onu öldüreceğim demedim. Annem gazilik beklerken FETÖ’den ihraç edildi. Silahı evden alırken içi dolu mu boş mu bilmiyordum. Anneme bunu demeseydi bu olay böyle olmazdı. Annem sonrasında işine iade edildi. Odasına gittiğimde bana tokat attı. Ben de cinnet geçirdim bıçakladım. Odaya birkaç kişi girdi ve ben silahla intihar edecektim. Odaya birileri girince silah ateş aldı. Olay yerinden panik yaparak uzaklaştım. Arabaya girdim intihar mektubunu yazmıştım onu bıraktım. Annemi aradım helallik istedim ve beni intihardan vazgeçirdi. Ben de gidip teslim oldum.”
Emniyetteki ifadesini reddeden sanığa hakim, “Tutukluluk incelemesine kadar hiç ilişkinizden bahsetmemişsin” dedi. Sanık Hikmet, “Ailesinin zarar göreceğini düşündüm” yanıtını verdi.
Hikmet’in anlattıklarını senaryo olarak niteleyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar söz aldı. Bu katilin annesi ve babası polis kökenlidir. Annesi 2016’da FETÖ’den ihraç edildim diyor. Olay anında ihraçken, biz ve Türkiye yanıp tutuşuyorken bu katilin annesi babası emniyette cirit atıyor. Okuldaki arabayı kaçırmaya çalışıyor ve aranmadan arabayı kaçırıyor” dedi.
Baba Damar’ın sanığa yönelik ifadesi sırasında “katil” diye seslenmesine itiraz eden sanık avukatlarına Ceren Damar’ın babası yanıt verdi. “Sözlüğe baktığınızda insan öldürülene katil deneceğini görürsünüz” diyen Damar’ın sözlerinin ardından salondakiler alkışladı.
Sanık Hikmet’in savunmasındaki ilişki iddialarına tepki gösteren baba Damar, “İlişkimiz vardı diyor. Sen git bir aynaya bak. Sen kızımın görevi gereği odasına girebilen birisin. Sen kimsin? Kızıma dair birçok detay verdi. Sen neymişsin ya? Tebrik ediyorum. Hapishanede umarım farklı senaryoya devam edebilirsin. Kızım annesini ihraç ettirmiş. Annesi 2016 yılında ihraç edilmiş, üç yıl geçmiş ve cinayeti 2019’da işlemiş. Yüzlerce insanın tanık olduğu olayda, bir insana iftira atmak en alçak insanlık durumudur” dedi.
Ceren Damar’ın annesi ise, “Cımbızla eti yolunsun bu acı benimle mezara gidecek. Onun şerefsiz insan olduğunu gösteriyor. Onun kızım hakkında söylediği şeyler beni acıtmadı. Benim kızım süt kadar temiz. Çok güzel bir Türk filmi olur” dedi.
Ceren Damar Şenel’in eşi Levent Şenel, “Sanığın ifadelerinin ardından ben neymişim dedim. Annesini ben işinden attırmışım. Ben neymişim. 3 Eylül’de evlilik yıl dönümümüz. O günü kutlamayı beklerken ifade veriyorum. 2011 yılında tanıştık 2018 yılında da evlendik. Eşime duyduğum saygı, sevgi ve güven devam etmektedir. Şu an karşımda kendi bilgisiyle sınava girecek kapasitesi olmayan, kopya ile suçlanan bir zat duruyor. Kendisinden bedence küçük birisine sırtından saldırıyor. Ağzından çıkanlar şahsım nezdinde hiçbir kıymeti harbiye taşımamaktadır” dedi.
Ceren Damar’ın hayalleri olduğunu söyleyen Levent Şenel, “Ceren hayatına mal olmasına rağmen korkmadı ve kopya işlemini görmezden gelmedi. Başkalarının öğrencilerine, Türkiye’ye son dersini vermiştir. Bıçakla değil kalemle, silahla değil kitapla yaşadı. O kıymetli bir vatan evladıdır. Eşimin vefatının üzüntüsüyle birlikte eşimle gurur duyuyorum. Ceren hoca bedenen aramızda olmayabilir ama fikirleri tüm ülkenin kalbinde ve dualarındadır. Sen Ceren hocayı öldüremedin bunu unutma. Bir kişiyi öldürdüğünü sanıyorsun binlercesi burada bekliyor. Son nefesini verdiğinde ahirette de kaçamayacaksın” diye konuştu.
Sanık Hikmet’in cinayetin ardından okuldan kaçtığı sırada arkasından koşan Ahmet adlı öğrenci de şikayetçi olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
“Fail kaçarken üstüne atıldım yakalayamadım. Kitap fırlattım. Güvenliğe ‘müdahale edin’ dedim edemediler. Silah sesini duyunca yavaşladım. Failin babası benimle görüşme talebinde bulundu. Ben de reddettim. Olay günü polisler beni aradı. Ateş edildiği yeri tam tespit edememişler, olay yerine on ikide gittik. Olay yeri incelemesi sırasında sanığın babası da polis arabasındaydı.”
Müdahil avukatlarından Eylül Erdem söz aldı. Damar’ın görevi başında katledildiğini söyleyen Erdem sanık Hikmet’e, “Emniyetteki ifadenizde 2016 yılında Ceren’in sizi kopyayla yakaladığını ve sonrasında sizinle uğraştığınızı söylemişsiniz. Ceren sizi kopya verirken değil profesyonelce kopya çekerken mi yakaladı” diye sordu. Sanık Hikmet, “Hayır. Kopya en arka sıradan öne doğru geliyordu. Arkamda da iki ya da üç kişi kalmıştı. Yanımdaki gözetmen görmüyor da Ceren görüyor. Daha önce de husumeti vardı” dedi.
Avukatların “2016’da daha önce nasıl husumetin oluyor” sorusuna Hikmet, “Ayrıldığım için husumeti vardı” dedi. “Size hakaret ettiyse neden şikayet etmediniz okul yönetimine?” sorusuna Hikmet, “Okul yönetimi Ceren Damar’ı korumuştur. Dilekçelerimi kanıtlayamıyorum” yanıtını verdi.
Mağdur avukatların, “Emniyet ifadenizde intihar mektubu yok. Anneniz 18.30’da aracınızı okuldan alıyor. Mektupta 12.00 ibaresi yok. Mektup iddiasına 12.00’de yazılmış. Öncesinde kamera görüntülerinde yoksunuz” ifadesine karşılık sanık Hikmet, “Olaydan hemen sonra yazıldı” dedi. Avukatların, “Cinayeti işleyip torpidoya koyup mu geçtiniz” sorusuna ise Hikmet, “Susma hakkımı kullanıyorum” yanıtını verdi.
Sanık avukatı Vahit Bıçak söz aldı ve “Mağdur taraf sosyal medyayı kullanarak peşine insanları takmıştır” dedi. Bıçak’ın sözlerine salondan tepki geldi.
Sanık avukatı Bıçak, “Sanık tarafından işlendiğine dair hiçbir görgü tanığı yoktur. Kendisi bu cinayeti işledim demese kimin cinayeti işlediğini tartışırdık. Üniversitede bir hoca kız öğrencisiyle ilişki yaşarsa her sınavda kopyayı yakalarsa gereği yapılır. Cinsel saldırıya karşı meşru müdafaayı mecbur kılar. Müvekkilim cinsel saldırı suçunun mağduru olmuştur. Beyanlarınız samimi midir” diye sanığa sordu. Sanık Hikmet, “Evet samimidir” yanıtını verdi.
Bıçak’ın “Paralı üniversitelerde eğitimin düzeyini görüyoruz. Ülkemizde kopya malum. Eğitim bu kadar laçkalaşmışken sadece size mi kopya işlemi yapıldı? Ceren hoca başkasına kopya işlemi yaptı mı? Size yönelik mobing var mıydı?” sorusuna ise sanık Hikmet, “Hayır başkasına işlen yapmamıştır” yanıtını verdi.
Cinayet anında okulda olan Çankaya Üniversitesi öğretim üyesi Tolunay Ozan Emre Yayla’nın ifadesine geçildi. Ceren Damar’ın olay öncesinde herhangi bir bağırma sesini duymadığını söyleyen Yayla şunları kaydetti:
“Sanık elinde kılıfla aramızdan geçerek çıkıp gitti. Ceren’in başına gittik ve Nesibe hoca bana ‘bakma’ dedi. Ben hemen odadan ayrıldım. Nesibe hoca 112’yi aradı. Önce koşmuyordu sanık ve kaçmaması için bağırdım. İki ayrı polis beni okulda sorguladı. Sonrasında emniyete gittim. Emniyette her ikisine de yazık olmadı mı dediler. Ben de Ceren’e yazık oldu dedim. Emniyette baskı vardı. Sanıkla benim aramda herhangi bir husumet yoktu. Saygılı biri olduğu söylenir miydi diye sordular. Ben saygısızlığını görmedim. O sırada sanığın annesi de oradaydı dediler. Bu şekilde bir süreç yaşadık. Emniyete gittiğimiz sırada gerçekten üzülmesini istiyordum. Pişman olmuş mu diye emniyettekilere sordum. Hayır pişman olmamış ama pişman olmuş de derler yanıtını verdiler.”
Mağdur avukatların “Ceren’in öğrencileriyle ilişkisi nasıldı?” sorusuna Yayla, “Ben onun tez savunmasında seçme fırsatında olsam senin yerinde olmak isterdim. Biraz mesafeli ve çok saygılı birisiydi” yanıtını verdi.
Sanık avukatı Vahit Bıçak tanık öğretim üyesi Yayla’ya, “Çocuklarımızı cinsel tacizde bulunan hocalara teslim etmek konusunda ne düşünüyorsunuz” sorusunu sordu. Yayla, “Bu soruyu kabul etmiyorum” dedi. Mahkeme başkanı Bıçak’a sorusundan dolayı tepki gösterdi.
Cinayet sırasında okulda olan bir diğer tanık Nesibe Kurt Konca ise ifadesinde silah sesini duyduğunu söyledi. Sanık avukatı Vahit Bıçak, Konca’ya, “Odaya girdiğinizde sanık kaçmaya çalışmadı dediniz. Siz sanığı yakalamaya çalıştınız mı” diye sordu. “Ben Ceren’i kurtarmaya çalıştım” diyen Konca’ya bu kez Bıçak, “Sanığı neden yakalamaya çalışmadınız” diye sordu. Mahkeme heyeti Bıçak’ın sorularına yeniden itiraz etti.
Sanık avukatı Bıçak’ın “‘Sanık bizim üniversitemizde öğrenci tacizi yaygın görülüyor. Bu yüzden bir kız öğrenci intihar etti’ dedi. Bilginiz var mı” sorusuna Konca, “Ben böyle bir şey hiç duymadım” yanıtını verdi.
Daha sonra sanık Hasan İsmail Hikmet’in babası Ömer Hikmet’in ifadesine geçildi. Baba Hikmet, “Kullanılan silah benim üzerime kayıtlı. Emekli emniyet memuruyum. Oğlum 2015 yılında yatay geçiş yaptı. Ceren Damar Şenel ile sıkıntısı olduğunu, sınavlarda başında beklediği için tedirgin olduğunu anlatıyordu” dedi.
Mağdur avukatların, “Gözaltındayken eşinizle konuştuğunuz HTS kayıtlarında görülüyor. Şüpheli birisi gözaltındayken konuşamazken siz nasıl konuştunuz” sorusuna sanığın babası, “Ben tutuklu değildim” yanıtını verdi.
Sanık Hikmet’in yakın arkadaşı Burak Özgüven’in ifadesine geçildi. Hikmet’in genellikle kendisine geldiğini söyleyen Özgüven, “2016 Haziran ayında final sınavımız vardı birisine çalışamamıştım, bütünlemeye kalacaktım. Finalin sınav sorularının fotoğrafını çekip Hasan’a attım. Sınıfta dört beş kişi varken soruları bir kağıda yazmış, Ceren hoca tarafından yakalanmış. ‘İsim istediler benden senin ismini vermeyeceğim’ dedi. Karabük’e gittiğimde okuldan arayıp disiplin soruşturması başlattıklarını söylediler. Hasan ‘Ben ismini vermedim, ikimizi de kurtaracağım’ dedi. Arkadaşlığımız zedelendi. Hasan’ın kopya çektiği olay günkü sınavda ben de vardım. Sınavdan çıktıktan sonra olayın gerçekleştiğini duydum” dedi.
Sanık Hikmet ile günde 8-9 saat beraber zaman geçirdiklerini, Hikmet’in Ceren Damar’la herhangi bir ilişkisinin olmadığını söyleyen tanık Özgüven, “Ceren hoca öğrenciye yeri gelince abla arkadaş olarak yardıma koşardı” diye konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık Hasan İsmail Hikmet’in tututukluluk halinin devamına karar verdi ve ikinci duruşmayı 29 Kasım 2019 saat 10.00’a erteledi.
© Tüm hakları saklıdır.