Spor

Cenk Tosun: Everton'da efsane olmak istiyorum

BirGün'e konuşan Tosun, "Benim gelişim, gençler için bir kıvılcım olsun" dedi

18 Mart 2018 15:06

Everton'da oynadığı futbolla herkesin beğenisini kazanan, takımının Premier Lig'de attığı son 5 golden 4'ünü atan ve son olarak Stoke City galibiyetinin mimarı olan Cenk Tosun, kendisinin Türkiye'deki gençler için bir kıvılcım olmasını dilediğini söyledi.

Gollerini Premier Lig’de sürdüren Cenk Tosun, BirGün gazetesi muhabiri Ziya Adnan'a konuştu. İşte Cenk Tosun yazısı ve röportajı;

Son sezonlarda bizim takımlardan Premier Lig’e transfer olan yegane futbolcu, 1991 senesinin yazında Almanya’da açtı dünyaya gözlerini; küçük yaşlarda saflarına katıldığı Eintracht Frankfurt’la 17 yaşında profesyonel sözleşmeye imza atarken, sonrasında bizim coğrafyada Gaziantepspor’da adını duyurdu. 2014-2018 arasında forma giydiği Beşiktaş’ta parladı yıldızı, 2018’in Ocak ayında Everton’a transfer oldu. Everton deyip geçmeyin, Ada futbolunun en köklü takımlarından, tarihinde 9 defa şampiyonluk kupasını kaldırdı. 2016-2017 sezonunda evlerinde oynadıkları 19 lig maçında 39 bin 310 taraftar ortalaması yakaladılar. Velhasıl her futbolcuya nasip olmaz böyle bir takımda forma şansı bulabilmek, hele de Türkiye gibi Avrupa’nın ortalama bir liginde top koşturuyorsan... Ama o bunu başaranlardan; çalışkanlığı, mütevazı duruşu, efendiliğiyle örnek bir futbolcu, karşınızda Cenk Tosun…

»Bize biraz Beşiktaş öncesinden bahseder misin? Almanya günlerinden, Türk futboluna, Gaziantepspor’a gelişinden...

Ben futbola çok erken başladım, 3,5 yaşındayken oturduğumuz köyde oynardım. Yine erken ama 6 yaşında Eintracht Frankfurt’un miniklerine katıldım. Yaklaşık 12 sene kulübün altyapısında eğitim aldıktan sonra 17 yaşındayken kulüple profesyonel sözleşme imzaladım. O zamanlar takımın teknik direktörlüğünü Michael Skibbe yapıyordu ve takımda kendi milli takımlarında oynayan üç dört futbolcu vardı, o yüzden fazla forma şansı bulamadım. Onun öncesinde, iki, üç sene Tolunay Kafkas hoca beni Kayserispor’a transfer etmek istiyordu, olmadı. Sonra kendisi Gaziantepspor’a teknik direktör oldu, orada da beni transfer etmek için çok uğraştı. Benim de hocaya ve takıma çok içim ısındı. İyi ki gitmişim, doğru yolu seçtiğime inanıyorum, orada çok güzel 3,5 sene geçirdim. Kendimi geliştirip büyük takıma gitmek istedim, yoksa Eintracht Frankfurt’tan da üç büyüklere transfer olabilirdim ama ligi tanıyıp, kendimi fiziksel olarak geliştirdikten sonra daha büyük bir takıma transfer olmayı tercih etim…

»Everton’a transferin nasıl gerçekleşti, aklında bir gün Premier Lig’de oynama düşüncesi var mıydı?

Neredeyse tüm röportajlarımda en büyük hayalimin İngiltere’de, Premier Lig’de oynamak olduğunu dile getirdim. Çok severek izlediğim bir lig ve bence dünyanın en iyi ligi. Geldiğim kulübün Everton gibi köklü ve büyük bir kulüp olması benim için ayrıca mutluluk kaynağı. Futbol kültürü ve tarih olarak çok önemli bir kulüp. Ada futbolunda dokuz sezonda şampiyonluk kupasını kaldırmışlar, kupalar kazanmışlar. Benim için böyle bir takımın formasını giymek mutluluk ve gurur verici. Daha her şeyin başındayız ama inşallah ben de bu ligde kendimden söz ettirmek istiyorum.

»Klasik yerli futbolcu profilinden çok farklı bir görüntü sergiliyorsun. Bu seviyeye de tırnaklarınla kazıyarak geldin. Türkiye gibi kaotik bir futbol ortamında mental açıdan nasıl bu kadar güçlü kalabildin?

Türk futbolundan Premier Lig’e gelip de başarılı olabilen futbolcu sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor ne yazık ki. Emre Belözoğlu, Tuncay Şanlı, Tugay Kerimoğlu ilk anda sayabildiklerim. Türk futbolundan yurtdışına transfer olabilmek gerçekten çok kolay değil. Türk ligine çok değişik bakıyor Avrupa takımları, ben onu anladım. Şampiyonlar Ligi’nde oynadığım futbolla buraya geldiğimi söyleyebilirim. Ligde geçen sezon 20 gol kaydettim, bu sezon da iyi performans gösterdim ama Şampiyonlar Ligi’nde attığım goller konuşuldu. Avrupa’nın büyük liglerinde Türkiye’den giden çok futbolcunun forma giymesini, ülkemizi temsil etmesini gerçekten çok isterim. O kadar büyük bir ülkeyiz ve o kadar büyük bir potansiyel var ki ama maalesef çok fazla açılamıyoruz. Benim gelişim inşallah bir kıvılcım olur. Sizin de dediğiniz gibi beni ayakta tutan hayallerim ve İngiltere’de futbol oynama isteğim oldu.

»Premier Lig’deki ilk haftalarında fiziksel olarak zorlandığını söylemiştin, haftalar geçtikçe saha içinde çok daha rahat hareket eden bir Cenk var sahada; bu anlamda Premier Lig’i nasıl değerlendiriyorsun? Bizim Süper Ligle karşılaştıracak olursak ne gibi farklılık var?

Benim biraz da şanssızlığım, devam eden bir lige geldiğim için takım arkadaşlarım fizik olarak daha iyi durumdaydı. Ben 7-8 günlük devre arası tatili geçirdim, sonra geldim ve direkt ilk 11’de Tottenham ve West Bromwich Albion karşısında sahaya çıktım. Zorlanmadım desem yalan olur çünkü Premier Lig tempo ve güç konusunda inanın Türk futbolundan çok farklı. Her şeyden önce çok hızlı futbol oynanıyor. İlk maçımdan sonra babamla konuştuğumda kendisine de söylemiştim. Top taca, auta çıkmasa maç durmuyor, top iki kale arasında adeta mekik dokurken zevkli ama bir o kadar da fizik olarak yorucu oluyor. Burada hakemler çok gerekmedikçe maçı kesmiyorlar, sahada çatır çutur kemik sesleri geliyor, hakem oyunu devam ettiriyor, o da çok hoşuma gidiyor. Hakemler mecbur kalmadıkça maçı durdurmuyorlar, o yüzden de maçlar futbolseverlere keyif veriyor. Boşuna demiyorlar, izlemesi en keyifli lig Premier Lig diye.

»Benim Türk futboluna dair naçizane gözlemim, futbolseverin genelde üç takımın taraftarı olduğu, bunun da rekabeti öldürdüğü yönünde. Oysa İngiltere, Almanya gibi ülkelerde futbolsever doğup büyüdüğü şehrin takımına sevdalı, bizde de böyle olması gerekmez mi?

Katılıyorum. Ülkemiz taraftarları genelde dört takımı tutuyorlar. Almanya’da benim oynadığım Eintracht Frankfurt ligi genelde orta sıralarda bitiren bir takımdı. Ama her maçımıza 50.000 seyircimiz gelirdi. Burada, Everton kulübünde de böyle… Kombine biletler bitmiş durumda. Gelecek sezonlar için bile kombine alabilmek mümkün değil. Burada yaşayan insanlar ya Everton ya da Liverpool taraftarı. Bu da gerçekten benim çok hoşuma gidiyor. Ülkemizde de bir gün inşallah böyle olur.

»Everton hakkında ne düşünüyorsun? Biliyorsun Everton çok köklü ve benim de sevdiğim bir kulüp. Örneğin Wayne Rooney gibi bir efsane ile birlikte oynuyorsun. Takım arkadaşlarınla bağın, ilişkin, iletişimin nasıl?

Çok büyük ve köklü bir kulübe geldim. Uyum süreci çok zor olmadı. Arkadaşlarım beni çok sıcak karşıladılar ve hemen aralarına aldılar. Aileden biriymişim gibi davrandılar. Rooney gibi bir efsane ile aynı takımda oynamak gerçekten çok güzel ve gurur verici. Hem saha içinde ve hem de saha dışında kalitesini çok belli ediyor. Bana çok yardımcı oldu. Aynı zamanda eski forvetimiz ve yardımcı hocamız Ferguson da çok destek oluyor. O da forvet oyuncusu olduğu için forvetin halinden anlıyor. Bana her zaman inandı ve desteklemeye devam etti. “Sen devamlı çalış. Golleri attıkça arkası gelecek” diyor. Dediğim gibi uyum süreci çok zor olmadı. Sağ olsunlar, taraftarlarımız da beni çok seviyorlar. Beklentileri büyük. Ben de bu beklentilerini karşılamak için elimden geleni yapacağım.

Everton’da efsane olmak istiyorum

»Bu seviye Cenk Tosun için yeterli mi, yoksa dünya devlerinde oynamak gibi bir hedefin var mı?

Tabii var, daha önce de dediğim gibi ben kendime her zaman yeni bir hedef koydum. Everton kulübüyle dört buçuk sene sözleşme imzaladım, inşallah yıllarca takıma hizmet eder, kulübün efsaneleri arasına girerim ama benim de hedeflerim var, mümkün olursa buradan da daha büyük bir kulübe gitmek isterim.

Gaziantep’e çok üzülüyorum

»Gaziantepspor maddi sıkıntılarla boğuşuyor ve 2. Lig’e düştü. Bu konuda ne düşünüyorsun?

Evet, maalesef… Çok üzülüyorum. Beni Cenk Tosun yapan kulüp Gaziantepspor’dur. Çünkü benim için her şey orada başladı. O yüzden gerçekten çok üzülüyorum. Yazılı ve görsel medyadan okuyorum ve takip ediyorum. Birlikte oynadığım birkaç arkadaşım var. Zaten futbolcuların çoğu gitti. Altyapıdan çıkan çocuklarla oynuyorlar. Yani koskoca Gaziantepspor’un, Avrupa’da mücadele etmiş, Türkiye’yi o kadar gururlandırmış bir kulübün bu duruma düşmesi gerçekten çok üzücü. İnşallah yiğit ve varlıklı bir kişi Gaziantepspor’a sahip çıkar da yeniden güzel yerlere gelirler.

İlkay Gündoğan ile komşuyum

»Everton günlerin, Liverpool’da yaşam nasıl geçiyor, İstanbul’u özlüyor musun?

Şimdilik Manchester’da bir apartmanda yaşıyorum, İlkay Gündoğan ile aynı binada kalıyoruz. Geçen hafta o da bunu bir söyleşisinde bunu belirtmiş. Manchester’da hayat güzel, Almanya’daki yaşama çok benziyor. Almanya’da dünyaya geldiğim için uyum sağlamakta zorluk çekmedim. İlkay ile sık görüşüyoruz, çok iyi bir insan ve çok da iyi futbolcu…

Cenk maçı kazandırdı

CENK, Premier Lig’de gollerine devam ediyor. Yıldız oyuncu, takımının Stoke City’i 2-1 mağlup ettiği maçta galibiyetin mimarı oldu ve takımının iki golünü de kaydetti, ligdeki gol sayısını 4’e çıkarttı. Yoğun kar yağışı altında geçen mücadelede 30. dakikada Stoke City kırmızı kart gördü. Charlie Adam rakibine yaptığı sert hareket nedeniyle takımını 10 kişi bıraktı. İlk yarı 0-0 sona erdi. Dakikalar 69’u gösterdiğinde sahneye çıkan milli yıldızımız Cenk Tosun attığı golle Everton’ı 1-0 öne geçirdi. 77’de 10 kişilik Stoke City’de Moting golü attı ve durumu 1-1 yaptı. 84. dakikada bir kez daha sahneye çıkan maçın yıldızı Cenk Tosun, Walcott’un asistinde topu ağlara göndererek Everton’ı 2-1’lik galibiyete taşıdı. Bu sonuçla Everton puanını 40 yaparken, Stoke City ise 27 puanda kaldı.