-Cengiz Dağcı memleketinde toprağa verildi SİMFEROPOL (A.A) - 02.10.2011 - Londra'da hayatını kaybeden Kırımlı yazar Cengiz Dağcı'nın naaşı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da hazır bulunduğu törenle toprağa verildi. Dağcı için ilk olarak Akmescit'teki Kebir Camisinde cenaze namazı kılındı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu burada yaptığı konuşmada, bugünün "vuslat günü" olduğunu söyleyerek, "Bugün vatan aşkı ile yanan bir insanın vatanına kavuştuğu gündür" diye konuştu. Bakan olarak yaptığı görevler içinde belki de en anlamlısının bu cenazeye katılmak ve Dağcı'nın naaşının Kırım'a getirilmesini sağlamak olduğunu belirten Davutoğlu, naaşın Kırım'a getirilmesinin sadece kendisinin değil Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve 74 milyonluk Türk halkının üstüne düşen bir görev olduğunu kaydetti. Davutoğlu, yazar Dağcı'nın da dediği gibi bu mukaddes toprakları vatan edinen kahramanlara, yani Kırımlı Türklere teşekkür borçları olduğunu söyleyerek, ortaokul ve lise yıllarında okuduğu Dağcı romanlarından zihninde kalan hususlardan en önemli üçünü şöyle anlattı: "Birinci olarak Dağcı vatanı ile anasını özdeşleştirir. Vatanı anlatırken anasını, anasını anlatırken aslında vatanını anlatır. Onun için de eğer bir milletin içinde o kültürü çocuklarına anlatan analar varsa, o millet nereye sürülürse sürülsün ayakta kalır. İkinci olarak Dağcı vatanı ile dilini özdeşleştirir. Eğer bir millet diline sahip çıkmışsa, dilini yaşatmışsa, kültürünü inançlarını aktarma kabiliyetini sürdürüyorsa o millet yok edilemez. Üçüncü olarak da vatan ile özgürlük. Dağcı, uzun esaret yılları altında vatanından uzak kaldı, İngiltere'ye gidişi ile belki fiziki özgürlüğe kavuştu, ancak eserlerinde bize şu mesajı verdi: eğer vatanınızda değilseniz fiziki olarak özgür olursunuz, ama kendinizi ruhen esaret altında gibi hissedersiniz. Bugün bir vuslat günüdür; Dağcı'nın anasına, toprağına, Kırımlı kardeşlerine kavuşma günüdür. Dağcı gerçek özgürlüğüne bugün kavuşmuştur. Belki ruhun bedenden ayrılışı ile tabiri caizse ontolojik varoluş bitmiş gibi gözükse de, manevi varoluş bugün başlıyor." Bakan Davutoğlu, bu nedenle Dağcı'nın ölüm haberini aldığında esaretin ebediyen bitmesi gerektiğini, bu esaretin bitmesinin ancak Dağcı'nın naaşının Kırım toprakları ile buluştuğu zaman olacağını düşündüğünü ve devreye girdiğini kaydetti. Dağcı'nın naaşının Kırım'a getirilmesi ile aynı zamanda Karadeniz'in iki yakasının, ebediyen dost kalacak olan Türkiye ile Ukrayna'nın buluştuğunu belirten Davutoğlu, çabalarından dolayı Ukrayna yetkililerine de teşekkür etti. Davutoğlu, Dağcı'yı rahmetle anacaklarını söyleyerek, "Emaneti olan ana topraklarına, güzel Türkçemize ebediyen sahip çıkacağız" dedi. Kültür Bakanı Günay da konuşmasında Dağcı'nın cenazesinin Kırım'a dönüşünü vuslata benzeterek, bugünün aslında bir toy, yani bayram günü olduğunu belirtti. "Anadolu topraklarında büyük Mevlana'nın hakka yürüyüşünü, yaratana kavuşma gününü de böyle kutlarız" diyen Günay, bugünün Dağcı için de bir kavuşma günü olduğunu kaydetti. Günay şöyle konuştu: "70 yıldır yüreği Kırım'dan, annesinden, konuştuğu dilden, doğduğu köyden hiç kopmamış olan bir büyük insanı, anıtı, çınarı, doğduğu topraklara tekrar kavuşturuyoruz. Bugün dilimizin, kültürümüzün en büyük çınarlarından birini bir daha olmamak üzere, yapraklarını dökmemek üzere, hazan-kış yaşamamak üzere vatanına emanet ediyoruz." Yazar Dağcı'nın naaşı, cenaze namazını müteakip doğduğu Kızıltaş köyünde toprağa verildi.