Gündem

'Cenazeyi sahiplenmek hem dini hem de insani görev'

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel...

15 Kasım 2011 02:00

T24 - BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, gemi kaçıran PKK'lının cenazesine 'dini ve insani' bir vazife olduğu için katıldığını söyledi. Kartepe feribotunu kaçıran terörist Mensur Güzel'in kız kardeşi olan ve polisin aradığı Şeyma Güzel'i Sabiha Gökçek Havalimanı'na makam aracıyla bıraktığını doğrulayan BDP'li Tuncel, "Burada bir partili çalışanımızı havaalanına bırakmanın neresi gariptir diye sormak istiyorum?'' diye konuştu.



BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, öldürülen terörist Mensur Güzel’in kız kardeşi Şeyma Güzel’in yanındaki görüntüleriyle ilgili açıklama yaptı.

“Belirtilen tarihte Şeyma Güzel’i ben Sabiha Gökçen Havaalanı'na bıraktım. Diyarbakır’da gençlik meclisinin toplantısı vardı. Bir partili çalışanımızı havaalanına bırakmanın neresi gariptir” diyen Tuncel, basında iki gündür şahsına yönelik haberlerin bir “linç kampanyası” olduğunu söyledi.

Tuncel’in açıklamasının bir bölümü şöyle:

-Türkiye’de muhalif siyaset yapmanın çok kolay olmadığının bilincindeyim. Hele bizim ülkemiz gibi giderek otoriterleşen, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamda tek tipleştirilmeyi dayatan bir atmosferde, farklı seslerin çıkması soruların sorulması hiç de kabullenilmeyecek bir durumdur.

-Kartepe adlı deniz otobüsünün kaçırılması sonrasında Mensur Güzel adlı gencin “Neden ikna edilmedi de infaz edildi?” sorusu henüz cevap bulmamış ancak belikli bu soru yetkilileri, özellikle İstanbul valiliği ve emniyetini çok rahatsız etmiştir. Bu sorunun cevabı verileceğine “bu soruyu soran sen misin?” denilerek medya aracılığıyla linç kampanyası başlatılmıştır. Bu olay vesilesi ile “polis muhabirliğinin” ne kadar yaygın olduğuna bir kez daha tanıklık etmiş oluyoruz.

-Üstelik bir cenazeye katılmak sanki suçmuş gibi yansıtılarak şahsım hedef alınmaya devam edilmiştir. Orada yaşamını yitiren bir insandır ve cenazeye katılmak, sahiplenmek hem dini hem de insani bir görevdir

-Bakıldığında bu haberleri yapan basının yargısız infazları da; AKP iktidarının göz altılarla, tutuklamalarla, tüm farklı ve muhalif kesimleri bastırma politikasının bir uzantısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak ben ve partim BDP, AKP’nin Kürt sorunun çözümsüzlüğü karşısında direnmeye devam ettiğimiz, savaş politikalarına hayır dediğimiz, her şeye rağmen legal siyaset ve demokrasi dediğimiz için tüm bu linç kampanyalarına ve yargısız infazlara, hukuksuzluklara maruz kalıyoruz. Ancak şahsım adına sorular sormaya, yanıtlar aramaya ve sorgulamaya devam edeceğimi belirtirim.