Tarık Çelenk’in yazdığı, Türkiye'de sağ siyasi harekete eleştirel bir bakış getiren "Türk Sağının Düşünce Atlası" kitabı raflardaki yerini aldı. Kitapta 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu gibi birçok siyasetçinin yanı sıra çok sayıda yazar ve düşünürle yapılan söyleşiler de yer aldı. Tarık Çelenk’e konuşan Cemil Çiçek, Türk sağına özeleştiri getirerek “Bizim sağ siyasetin iki zaafı vardır. Birincisi hamaset, ikincisi de ideolojik körlüktür” dedi. Cemil Çiçek, “Muhammed İkbal’in sözünü söyledim, ona ait olduğu ifade edilir; “Aklını kaybetmiş bir İslam dünyası.' E bizde de ne kadar kaldıysa onunla bu işleri götürmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Cemil Çiçek, “Aksi halde akılsızlık olarak niteleyebileceğimiz birçok felaketi nasıl izah edeceğiz? Her on senede bir efendim ‘dış düşman, dış düşman, dış düşman” görüşünü dile getirdi.
Abdullah Gül de Türk ve İslam dünyasını eleştirerek “Bizim terminolojimize, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlükler gibi kavramların girmesi çok geç olmuştur. Türk ve İslam dünyası insanlığa vereceklerinden önce kendi vatandaşlarına vereceklerini hallederse insanlığa zaten verir” dedi.
Çelenk'e konuşan isimlerden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da "Tanzimat kurumsal bir restorasyon yaptı yetmedi. Zihniyet restorasyonu eksikti. Ben kendime böyle bir misyon biçmiştim. Bu ikisini bir arada yapmak gerekiyor" dedi. Davutoğlu, "Şartlar beni 14 yıllık pratik tecrübe içine attı. Bizim eksiğimiz Alim yerine entelektüel yetiştirme çabamızdır. Entelektüel bilgi parçalanmıştır. Alim ise İlim’i temsil eder" diye konuştu.
Türk Sağının Düşünce Atlası’nda yer alan söyleşilerden seçmeler şöyle:
Abdullah Gül: Bizim terminolojimize, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlükler gibi kavramların girmesi çok geç olmuştur. Türk ve İslam dünyası insanlığa vereceklerinden önce kendi vatandaşlarına vereceklerini hallederse insanlığa zaten verir. Tarikatların Bence bir sivil toplum kuruluş şeklinde olmaları doğru değil, bunların geleneksel olarak Osmanlı döneminde nasıl bir yapıları varsa o yapı içerisinde öyle devam etmeye devam etmesi gerekir
Ahmet Davutoğlu : Tanzimat kurumsal bir restorasyon yaptı yetmedi. Zihniyet restorasyonu eksikti. Ben kendime böyle bir misyon biçmiştim. Bu ikisini bir arada yapmak gerekiyor. Şartlar beni 14 yıllık pratik tecrübe içine attı. Bizim eksiğimiz Alim yerine entelektüel yetiştirme çabamızdır. Entelektüel bilgi parçalanmıştır. Alim ise İlim’i temsil eder.
Cemil Çiçek : Bizim sağ siyasetin iki zaafı vardır: Birincisi hamaset, ikincisi de ideolojik körlüktür. Muhammed İkbal’in sözünü söyledim, ona ait olduğu ifade edilir: “Aklını kaybetmiş bir İslam dünyası.” E bizde de ne kadar kaldıysa onunla bu işleri götürmeye çalışıyoruz. Aksi halde akılsızlık olarak niteleyebileceğimiz birçok felaketi nasıl izah edeceğiz? Her on senede bir efendim “dış düşman, dış düşman, dış düşman…”
Hüseyin Çelik : Muhafazakar Sağın İkinci meşrutiyet dönemi geçişinde zengin bir fikir ve kültür hayatı vardı.
Hasan Aksay : Türkeş bey gelir darbeleri bize bir gün önceden haber verirdi. Türk Dil Kurumu sözlüğünde Türk’ün dini Kemalizimdir yazıyordu biz bunun kavgasını yapıyorduk.
Muhammet Salih: Türk olduğumu Sovyet ordusunda askerken ‘Prag baharında’ idrak ettim. Alpaslan Türkeş’in dedikodusu bile biz Orta Asya Türklerinde Türklük bilincinin uyanmasına yetti.
Cezmi Bayram : Şu an Türk Sağ camiası fikir üretebilme kabiliyetinden yoksundur.
Erol Cihangir : Türkiye’deki Türk milliyetçiliği ömrünü tamamlamış bir ideolojidir. Yani 19. yüzyılın Avrupa değerleri üzerinden ithal ettiğimiz bir ideolojidir. Bu milliyetçilik ve şu haliyle Türkiye’de 19. yüzyılın değerleri anlamında ve 1980’e kadar getirdiğimiz ideolojik yapısıyla artık miadını, ömrünü tamamlamıştır. Burada artık bizim konuya millilik olarak yaklaşmamız gerekiyor.
Musa Serdar Çelebi: Elimizde Türkeş’in 30 yapraklık Dokuz Işık’ından başka kitap yoktu. Bonn’da 30 bin kişiyi Cuntaya karşı yürüttüm. Benim mahkumiyetim detaylarını da belirttim tamamen bir CIA Operasyonuydu.
Yıldırım Kemal Akıncı : “Osmanlı’nın çok eskiden beri derdi olan kaliteli, yetişmiş devlet adamı yokluğu; çünkü devlet adamının partisi olmaz, devlet adamı evvela devletin adamıdır. Bunu yapamadık bir türlü; olmadı, halihazırda da yine bunun sıkıntısı çekiliyor.
Alev Erkilet : İslamcılık Türk Sağından farklı bir konsepttir enternasyonalizm içerir ancak bugün Sağ siyasetin payandası olarak araçsallaştırılmıştır.
Atasoy Müftüoğlu : “Biz karşı karşıya bulunduğumuz sorunların nedeninin dışarıdan gelen etkilerden kaynaklandığını düşünürüz, içimizden kaynaklanan sorunlar, zaaflar, patolojiler olduğunu düşünmeyiz.
Murat Paker: Bir sağ aydın, size ters gelebilir ama; onurlu, vicdanlı biri eşitlikçiliği kabul etmeden onurlu, vicdanlı olarak duramaz bence. Türk sağı uygulamada Demokrat Parti örneğindeki gibi adı Demokrat olsa da demokrasi bahsinde hep sınıfta kaldı.
Rüveyda Yılmaz : Muhafazakâr ve sağ camia sorgulamıyor, liderleri ne derse o doğru oluyor.
Tanıl Bora : Türk sağı modernleşmeyi ekonomi ve teknik alanda kalkınma olarak uyguladı. Bir bakıma ‘Zaruret haramı mubah kılar’ mantığı ile yaklaştı.
Bülent Uluer: Türkiye’deki İslamcıların El Ezher gibi
bir kurumu olmaması normaldir. Çünkü, Osmanlı döneminde de pek yoktu. Bize eski bilgileri bırakmış İslam âlimi Osmanlı’da da çıkmadı.