T24 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sağlık sisteminde suistimal ve israf konusunu mutlaka çözmek durumunda olduklarını belirterek, ''Eczane-hastahane, eczane-doktor, vatandaş-eczane ilişkilerinde de şunu ifade edeyim; biraz can yakacağız'' dedi.
Bakan Çelik, Özel Medicabil Hastanesini açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin uzunca süre ''kayıp yıllar'' dönemini yaşadığını, anacak bu dönemin, 2002 yılında sona erdiğini ve ülkede siyasi istikrarın sağlandığını söyledi. .
Bakan Çelik, sağlıkta 2002 yılında kamu olarak 9.9 milyar lira harcama yapıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
''2010 yılında 40 milyar, 2011 yılında 45 milyar lira sağlık harcama giderimiz var. İlaç konusu farklı. İlaç konusuna baktığımızda, 2002 yılında ilaç giderimiz 5.2 milyar iken 2010 yılında 15.4 milyar. 2011 yılında 16 milyar lira ilaç gideri var. Yani 2002'ye göre 3 katı kadar bir ilaç gideriyle şu anda karşı karşıyayız. Şimdi bunların hepsi milletimize helali hoş olsun. Hiç dediğimiz bir şey yok. Bu rakamlar muazzam rakamlar, çok büyük rakamlar. Ama burada da Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı olarak, bu hizmetleri satın alan bakan olarak, bu hizmetlerin sunumunda cebinden parası çıkan bakan olarak, şunu da ifade etmek istiyorum; sağlığa erişim kolay olduğu için harcamalar artabilir, buna saygı duyuyoruz. Fiyat artışlarından dolayı giderlerimizde artış olabilir, bu da saygı değerdir. Ama başka kalemlerler var; bir israf iki suistimaler...''
Bu iki sorunun çözümünde kararlı olduklarını vurgulayan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Suistimal ve israf konusunu mutlaka sağlık sistemimizde çözmek durumundayız. Eğer çözemezsek, o zaman bu hizmeti hak eden dürüst vatandaşlarımıza, bu nitelikte hizmeti sunmada zorlanacağız. Bundan dolayı çok ciddi teftişlerde tespitlerimiz var. Ne alanlarda tespitlerimiz var; birincisi israf alanında. 'Doktor bey yazı ver ilacı lazım olur ya...' Şimdi burada doktor arkadaşıma sesleniyorum; 'lazım olur' diye ilaç yazılır mı? Hastanın keyfine göre ilaç yazmak doğru mu? Tabii ki doktorların tümü için söylemiyorum, tenzih ediyorum birçoğunu. Ama belli az sayıdaki doktor arkadaşımız da 'Yazı ver'in neticesinde evlerimizde, buzdolaplarımızda ilaçtan geçilmiyor. Poşetler dolusu bütün evlerde ilaçlar, yazık. Bu israfı bu ülke hak etkiyor. Kalkınmaya endekslenmiş ülkeye bu yanlışlığı yapmayalım. İhtiyaç ise yazılacak. Devlet de sosyal devlet olarak bunu karşılayacak. Ama ihtiyaç yokken 'ilacı yazıver' anlayışıyla yazıyorsak, kalemimiz elden gidiyorsa, unutmayalım ki gelecek nesillerimizden, çocuklarımızdan, torunlarımızdan çalıyoruz demektir. Ülkenin refah düzeyinden, kalkınmasından çalıyoruz. 'Bir kutu ilaçtan ne olur?' deme lüksüne kesinlikle sahip değiliz.''
Çelik, suistimaler konusuna de değinerek, şöyle dedi:
''Suistimaler ise eczane-hastahane, eczane-doktor, vatandaş-eczane ilişkilerinde de şunu ifade edeyim; biraz can yakacağız. Neden? Çünkü az sayıdaki bu yanlışın içinde olanların, bütün sağlık sektörünü, hekimleri ve sağlık çalışanlarını, eczanelerini karalamaya haklarının olmadığını inancı içindeyiz. O nedenle sağlık sektöründeki sorunları biliyoruz. Dün İstanbul'da çok geniş katılımlı bir toplantı yaptık. Üniversite başhekimleriyle güzel bir toplantı yaptık. Oradaki sorunları 'tam gün'den başlayıp diğer alanlara varıncaya kadar enine boyuna, şu anda Sosyal Güvenlik Kurumunda değerlendiriyoruz. Onlara çözümler üretmeye devam edeceğiz. Ama bu tarafta israf ve suistimaleri engelleme görevi, hepimizin görevidir.''