Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu, Dünya Ekonomi Forumu için gittiği Davos'ta gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, Berlin'de gerçekleşen Libya gündemli konferansta ateşkes süresince dışarıdan ilave güç gönderilmemesi konusunda telkinler olduğunu, Türkiye'nin de kalıcı ateşkesi tesis etmek için çalıştığını söyledi.
NTV'ye açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, Davos'ta gerçekleşecek forum hakkında, "Tüm coğrafyalarla temaslarımız olacak, iş dünyası temsilcilerinden Türkiye’ye ilgi var. Görüşmelerimiz olacak" dedi.
Çavuşoğlu, Berlin'de gerçekleşen Libya gündemli konferans ve İdlib'de yaşanan gelişmelere ilişkin de konuştu. Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Berlin zirvesi bu kadar tarafı bir araya getirmesi bakımından önemliydi. Başından beri destekledik. Tüm hazırlık toplantılarına katıldık. Hazırlık toplantılarına ortak deklarasyona önemli katkı sunduk. Amacımız kalıcı ateşkes ve siyasi sürece hız vermek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Putin’in yine ortak açıklamasıyla başlayan ateşkes ve Moskova’daki çabalarımız üzerine konuşmalar yapıldı. Daha doğrusu bizim tesis ettiğimiz ateşkesin sürdürülebilir olması için neler yapılabilir ve siyasi süreci nasıl hızlandırabiliriz konuları konuşuldu. Bizim tesis ettiğimiz ateşkesin devam etmesi konusunda ortak karar çıktı. Diğer taraftan askeri komitenin kurulması bakımından da önemliydi. Bir an önce siyasi sürecin hızlandırılması kararı alındı.
Ama burada bizim tüm çabalarımıza rağmen soru işaretini de söylemem gerek. Hafter’in Moskova’da ateşkes anlaşmasını imzalamaması, Berlin'de de ortak açıklamaya herhangi bir destek ya da açıklama gelmemesi herkesin kafasında soru işaretini devam ettirdi. Hafter çözüm istiyor mu istemiyor mu? Askeri çözüm mü istiyor? Bugüne kadar hep askeri çözüme işaret etti. Bir an önce uluslararası toplumun çağrılarına somut ve olumlu cevaplar vermesi gerekiyor. Türkiye olarak tüm gayretlerimiz esasen buna yöneliktir.
(Hafter’in Yunanistan’da ağırlanması) Yunanistan’ın Berlin süreciyle bir ilgisi olmadı bu güne kadar. Yunanistan Libya’da bir aktör değil. Oraya sadece bizim oraya imzaladığımız deniz yetki anlaşmasını gündeme getirmek için geliyor ama Berlin'de gündem bu değil ki. Bizim derdimiz Libya'da ateşkesin sağlanması. Yunanistan’ın meşru hükümet yerine meşru olmayan birini tercih etmesi de bakış açısının yanlış olduğunu gösteriyor. Olgun bir tavır değil. Komşumuz Yunanistan'ın Rum kesimini de ikna ederek Doğu Akdeniz'de paylaşımdan yana bir tavır sergilemesi gerekiyor. Bugüne kadar Türkiye’yi dışlamaya çalıştılar.
Berlin'de Libya ile Türkiye arasında yapılan anlaşmalar gündeme gelmedi. Bölgeye gönderilen lejyonerler gündeme geldi. Kimse ilave güç göndermesin telkinleri oldu. Tüm katılımcılar ateşkes devam ettiği sürece buna riayet edeceğini söylediler. Toplantının sonunda da söyledik yeter ki ateşkes devam etsin amacımız çatışma değil.
(İdlib) İstanbul'daki toplantıdan sonra yine 12 Ocak gecesi ateşkes ilan edildi.Ama sahada rejimin saldırganlığı devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’e net bir şekilde bir daha söyledi. Siyasi sürecin de ilerleyebilmesi için burada rejimin durdurulması gerekir. 400 binden fazl insan yerinden edildi çoğu sınırımıza yaklaştı. Bizim orada tedbirlerimiz var. Sayın Putin’e açık ve net bir şekilde bu saldırıların durdurulmasını gerektiğini anlattık. Uluslararası topluma da aynı çağrıda bulunuldu. Berlin her ne kadar Libya üzerinde toplandıysa da Cumhurbaşkanımız, İdlib’deki durumun vehametine vurgu yaptı.
(Göç dalgası) Tercihimiz tabi Suriyeli yerinden edilmiş insanlara Suriye sınırları içinde bir şeyler yapabilmek. Hazırlıklarımız da buna göre yapılıyor. Bu kış şartlarında daha sağlıklı ve iyi bir şekilde barınabilmeleri için kamplar kurmaya çalışıyoruz. Uluslararası toplumun destek vermesi gerekiyor. 4 milyona yakın insan var, saldırganlık devam ederse ne biz üstesinden gelebiliriz ne batı üstesinden gelebilir. Bizde zaten 4 milyondan fazla mülteci var. Bunun zorluklarını anlattık. Yapılması gereken tek şey bu saldırganlığın durdurulması. Bu insanların tekrar koridorlarla yaşadıkları şehirlere dönmesini sağlamak gerekiyor."