Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Tekin Küçük tarafından yürütülen soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen 5 polisten komiserler Engin Eraslan, Serahsi Şen savcılıktan, Emniyet Amiri Uğur Eski, Başkomiser Serkan Şahan, Komiser Mustafa Sakin mahkemeden serbest bırakıldı
Haklarında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce “önleme dinlemesi” verilen ve dosyada mağdur olarak yer alan Ahmet Şık’ın eşi Yonca Verdioğlu Şık, Mehmet Haberal’ın oğlu Bülent Haberal gibi isimlerin neden dinlendiği ve bu dinlemelerin paylaşılıp paylaşılmadığı soruldu.
Polisler ifadelerinde söz konusu iddialara ilişkin İçişleri Bakanlığınca İdari Soruşturma geçirdiklerini ancak ceza almadıklarını belirttiler.
Öte yandan, dinleme kararı veren hakim Hasan Şatır hakkında HSYK Müfettişleri tarafından yapılan incelemede de herhangi bir rapor hazırlanmamıştı bu durum avukatlarca savunma olarak kullanıldı.
Polisler, dinlenen kişilere ait kayıtların yasal süre içerisinde imha edildiğini dolayısıyla bilgilerin kimseyle paylaşılmasının mümkün olmadığını anlattılar.
Başbakan 'Alman vakıfları' dedi, Yonca Şık dinlendi
İfadelerde, Yonca Şık’ın dinlenmesine ilişkin ise savunma da şunlar dile getirildi: “2011 yılında Başbakan Erdoğan’ın Alman vakıflarının terör örgütü bağlantıları ile ilgili yaptığı açıklamalar üzerine alt birimlerin harekete geçtiğini, yapılan çalışma sonucunda Yonca Şık ve beraberindeki birkaç kişinin daha Heinrich Böll isimli ilgisinin tespit edildiğini, Yonca Şık’ın burada proje koordinatörü olduğunu tespit ettiklerini ancak dinlenmesinin eşi Ahmet Şık ile ilgili olmadığını, dinlemenin ardından suç tespit edilemediği için kayıtlar yasal süre içerisinde imha edildi, bu bilgilerin de dönemin Emniyet Müdürü Mehmet Kılıçlar ve halen de İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç ile paylaşıldığını, Yonca Şık ve beraberindeki kişiler hakkındaki dinleme talep gerekçelerimiz ve dinlemeyi uzatma gerekçelerimiz hakim tarafından da uygun görülmüştür ” söylediler.
Yonca Şık'ın dinleyen polisler suç tespit edemedi
Savcılık şüphelilere sorgusu esnasında mağdur sıfatıyla ifade veren Yonca Şık’ın “PKK terör örgütü kapsamında faaliyet gösterdiği iddia edilen diğer şahısların kendi arkadaşları olduğunu, bu kişilerle görüştüğünü ancak görüşmelerin kesinlikle örgütsel manada olmadığını söylediğini” belirterek, yapılan dinlemeler kapsamında örgütsel bir tespit yapıp yapmadıklarını sordu.
Bunun üzerine polisler ifadesinde, “İstinat ettiğiniz suçları işlemediğimiz bu sorudan zaten anlaşılmaktadır. Talep formunda yazılan kişilerle bağlantısının olduğunu Yonca Şık kendisi beyan etmiştir. Şık’ın dinlenmesine ilişkin talep formunda irtibatlarının doğru olmadığını söylemiştiniz. Halbuki Yonca Şık bu bağlantıları kabul etmektedir. Dolayısıyla bize yaptığınız suçlama da zaten düşmektedir. Şık’ın bu ifadesi dinleme için yeterli delil oluşturmaktadır. Dinleme esnasında herhangi bir suç tespit edilemediğinden dinlemede sonlandırılmıştır.”
Casusluk suçlamasına ilişkin savunma
Polisler, casusluk soruşturması kapsamında gözaltına alınmalarına karşın, bu suçlamayla ilgili herhangi bir soru yöneltilmediğini belirterek, “Biz buraya siyasi casusluk suçlaması ile getirildik. Ama tarafımıza casusluk ile ilgili herhangi bir soru sorulmamış ve delil gösterilmemiştir. Delil olmadan bu suçlamaya nasıl maruz kaldığımızı anlamadık. Bu suçlama mantığı ile Türkiye’deki her kamu görevlisini casusluk suçlamasından gözaltına almanız gerekir. Aynı şekilde tarafımıza örgüt üyesi olmak suçlaması da yöneltilmemiştir. Bu soruşturma siyasidir. 17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra emniyette yönelik cadı avı başlatılmıştır. Bu tarihe kadar amirlerimizden takdir görürken bu tarihten sonra müfettişler tarafından başlatılan soruşturmalarla mağdur ediliyoruz.” ifadelerini kullandı.
'Bizi mağdur edenlerden şikâyetçiyiz'
Polisler, yasal görevlerini yaptıklarını belirterek şunları söyledi: Bizi mağdur eden tüm kişi ve kurumlardan şikayetçiyiz. Bizim vicdanımızdan başka hesap vereceğimiz kimse yoktur. Görevimizi yaparken hiçbir yaşa dışı kuruma hizmet vermedik. Hiçbir örgütle ilişkimiz yok. Yasal amirlerimiz dışında kimseden emir almadık. Sadece görevimizi yaptık.
Gezi’nin arkasında dış güçler yok
Haziran 2013’te başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan Gezi Parkı olayları sırasında, Erdoğan’ın “eylemlerin arkasında dış güçler olduğuna” ilişkin açıklamaları üzerine, İçişleri Bakanlığı'ndan, Engin Dinç’in başında bulunduğu Emniyet İstihbarata konunun araştırılması için talep gittiği öne sürüldü.
Talep üzerine polisin, Alman vakıflarıyla bağlantısı olduğu belirtilen Yonca Şık’ın da aralarında bulunduğu bazı kişileri, Gezi olayları nedeniyle dinlemeye aldığı ancak eylemlerin arkasında dış mihraklar olduğuna ilişkin bir tespitte bulunulmayınca dinlemenin sona erdiği iddia edildi.