-CARİ AÇIĞA TASARRUF ÖNERİSİ ANKARA (A.A) - 12.08.2010 - Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, yılın ilk yarısında cari açığın, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 180 artarak, 20,7 milyar dolara yükselmesini değerlendirirken, durumun yaratabileceği riske dikkati çekti ve ''kısa vadede döviz kurunun düşmesini engelleyici mekanizmalara, orta-uzun vadede de tasarrufu artırıcı önlemlere ihtiyaç olduğunu'' belirtti. Uygur, A.A muhabirine yaptığı değerlendirmede, cari açığın temel olarak ''ülkenin döviz gelirinin, döviz giderinden az olması''na dayandığını, bunun da temelde ithalatın ihracattan yüksek olmasından kaynaklandığını anlattı. Cari işlemlerde oluşan açığa karşılık ülkeye sıcak para girişinin yüksek olmasının dengeyi olumsuz etkilediğine vurgu yapan Uygur, özetle şu tespitlerde bulundu: ''- Cari açık olduğu halde döviz kuru nasıl düşmeye devam ediyor veya artmıyor? Çünkü sermaye girişi var. Bunun için Ödemeler Bilançosunun finansman tarafına bakmak gerek; 'Doğrudan Yabancı Yatırımlar' kalemine baktığımızda, geçmiş yıllara göre artma olmadığı gibi azalma görünüyor. Ancak diğer iki kalemde; menkul değerlere yapılan yatırımları gösteren 'portföy yatırımları' ve bankacılık kesimi veya şirketlerin yurtdışı bankalarından borçlanmasını ifade eden 'diğer yatırımlar' kalemlerinde büyük artışlar görüyoruz. - 'Portföy yatırımları' ve 'diğer yatırımlar'daki artış nasıl oluyor? Bu, bir kere Türkiye'nin borç alabilirliğini gösteriyor ama bir yandan da borçlanmanın hala maliyet tarafında uygun olduğu anlamına geliyor. Yani yurtiçinde borçlanmayıp yurtdışından borçlanma, borç alanlar bakımından hala avantajlı görünüyor. Bu, faiz farkıyla bir ölçüde açıklanabilir; yurtdışında faizler çok çok düşük. - Türkiye'nin bir anlamda görünümü olumlu. Onun nedeni de çevredeki hatta Avrupa'daki bazı ülkelere göre, Türkiye'nin özel sektör, hane halkı ve devlet olarak borçluluğu daha düşük görünüyor. - Sıcak para girişi nasıl bir risk oluşturuyor? Bu para Türkiye'ye gelip döviz kurunu aşağıya çekiyor, döviz düşünce ithalat talebini uyarıyor, ithalat talebini uyardıkça cari açık artıyor, cari açık arttıkça borçlanma gereksinimi de yükseliyor. Bu kısırdöngü, yurtdışından giriş devam ettikçe sürüyor. Ama bir noktaya gelir de bu cari açık fazla yükselmeye başlar ve borç vermede tedirginlik, risk artışı algılanırsa o zaman döngü kırılır ve asıl risk de orada. Ercan Uygur, cari açık sorunun aşılması için ne yapılması gerektiği konusunda görüşünün sorulması üzerine, cari açığın, bir yönüyle Türkiye'de yeterince tasarruf yapılmadığını ve finansmanın/ borçlanmanın iç kaynaklardan değil, dış kaynaklardan yapıldığını gösterdiğine dikkati çekti. Bu nedenle sorunun orta ve uzun vadeli çözümünün ülkedeki tasarruf oranını artırmak olduğunu belirten Uygur, Türkiye gibi tasarruf oranı yüzde 15'lerde seyreden Şili'de, bunun başarılmasını örnek gösterdi. Uygur, Türkiye'de de kısa vadede çözüm için ''büyümenin azalması istenmediğine göre, döviz kurunun düşmesini engelleyici mekanizmaların tartışılması gerektiğini'' belirtti.