ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin ardından yönetimi ele geçiren Taliban, 11 Eylül'de yapacağı yemin törenine Türkiye'yi de davet etti. Törene Türkiye'nin üst düzeyde katılıp katılmaması konusunu yorumlayan T24 dış politika yorumcusu Barçın Yinanç, "Yemin törenine Türkiye'nin katılmaması için pek çok neden bulunuyor. Türkiye'nin Ankara'dan bir heyetle katılım göstermeyeceğini düşünüyorum. Taliban'la Türkiye'nin bu kadar yakın durması, IŞİD tehdidi açısından da sıkıntı yaratır diye" diye konuştu.
Her hafta dış politika gündeminin yorumlandığı Dış Politika ile İçli Dışlı'da bu hafta, T24 dış politika yorumcusu Barçın Yinanç ve T24 dış politika editörü M. Kaan Kurtuluş, Taliban’ın 11 Eylül'deki yemin törenine Türkiye'yi davet etmesini, CHP'nin Kuzey Irak'taki atağını, Türkiye ve Mısır arasında yeniden gelişen diyaloğu masaya yatırdı.
Taliban'ın 11 Eylül'de yapacağı yemin törenine Ankara'dan katılımın ne düzeyde olacağını değerlendiren Yinanç, "Yemin törenine Türkiye'nin katılmaması için pek çok neden bulunuyor. Çünkü geniş tabanlı bir hükümet değil, çekirdek bir Taliban kadrosu var Afganistan'da. Türkiye yaptığı açıklamalarda, Taliban'ın geniş tabanlı bir hükümet kurması gerektiğini söylemişti. Türkiye'nin genel konumu itibariyle sıkıntı yaratabilir. Türkiye'nin Ankara'dan bir heyetle katılım göstermeyeceğini düşünüyorum. Taliban'la Türkiye'nin bu kadar yakın durması, IŞİD tehdidi açısından da sıkıntı yaratır diye düşünüyorum açıkçası" dedi.
Taliban'ın yemin töreni davetine Büyükelçilik düzeyinde değil, daha düşük bir protokol ile katılım sağlanarak bir ara formül bulunabileceğini dile getiren Yinanç, şunları söyledi:
"Türkiye Afganistan'daki büyükelçiliğini kapatmadı. Çavuşoğlu da havalimanının işletilmesi için teknik ekip gönderildiğini söyledi. Ancak Taliban'ın yemin etme törenine Türkiye'den kimsenin katılmaması Taliban açısından bir olumsuzluk olarak algılanabilir. Bunun elçiliğe yönelik bir risk oluşturması düşünülebilir. Belki bir formül olarak Büyükelçi'nin kendisi değil, daha düşük bir temsil düşünülüyor olabilir."
20. yılında 11 Eylül
T24 dış politika yorumcusu Barçın Yinanç ve T24 dış politika editörü M. Kaan Kurtuluş, Türkiye'nin dış politika gündemini şöyle değerlendirdi:
"11 Eylül'ün en önemli sonuçlarından biri güvenlikçi politikaların öncelenmesi oldu. İslamofobi arttı. Bizim açımızdan en önemli mesele Amerika'nın yaşamış olduğu büyük sarsıntı nedeniyle. 20 yılda Afganistan yangın yerine döndü. Amerika hiçbir sonuç alamadan neredeyse başlangıca dönmüş haldeyiz. Hem İslamofobi'nin artması hem de göçün artmasına neden oldu. Afganistan'dan çıkış göç meselesini de gündeme getirdi. Amerika çıkarken ciddi bir tahliye operasyonu da gerçekleştirdi. 100 binlerce Afgan mülteci tahliyesi de gündeme geldi. Amerika tahliye için BAE, Katar'daki üslerini kullandı. Almanya'daki üslerini kullandı. Türkiye'deki İncirlik Üssü kullanılmadı. Türkiye'de sürekli bir İncirlik Üssü'nü önemseme meselesi vardır. Şu mevcut tablo bize gösterdi ki, Amerika illa İncirlik'i önemsemiyor. Bu da karar alıcıların önümüzdeki dönemde düşünmesi gereken bir nokta olacak. Bölgemizde Amerika'nın yapmış olduğu yanlışların ciddi bir yangına sebep olduğunu söyleyebiliriz."
CHP'nin Kuzey Irak temasları: İç politik hamle mi, muhalefetin Orta Doğu vizyonu mu?
"CHP'nin dış politika vizyonunun bilinmediğiyle ilgili eleştiriler geliyor. Bu nedenle CHP'li Oğuz Kaan Salıcı başkanlığındaki heyetin Kuzey Irak'taki temasları dikkat çekici. Orada herkesle görüştüklerini anlıyorum. Kerkük'e gidildi. Mesajlara gelirsek, CHP bir kere Orta Doğu politikasını önceleyeceğini söylüyor. Dış politikaya bakarken, başlangıç olarak Orta Doğu'yu gördüğünü söylüyor. Temel mesajlar da, askeri çözümlerin değil, barış ve diyaloğun önceleneceği. Bu mesajların Kuzey Irak'ta muhataplarınca olumlu karşılandığı belirtiliyor. İster istemez CHP'nin Kuzey Irak ziyaretinin iç politik bir hamle olarak okunacağını da bildiğini sanıyorum."
'İhtiyatlı normalleşme'
"Yapılan açıklama çok sade bir açıklamaydı. İhtiyatlı dememizin nedeni de, BAE ile de bir yakınlaşma söz konusu. Cumhurbaşkanı Abu Dabi veliaht prensiyle bir görüşme gerçekleştirdi. Ama Mısır ile normalleşme için bir kaplumbağa hızı benimsendiğini görüyoruz."