Gündem

KONDA Genel Müdürü Ağırdır: Muhalefet de devletleştirilmeye çalışılıyor

"Toplumun yüzde 75'i 'güç bölünmeli' diyor"

19 Şubat 2020 14:47

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, hükümetin tercihlerinin devletin bekâsı üzerine kurulu olduğunu ve politikalarını uygularken herhangi bir muhalif ses istemediğini söyledi. Siyasi iktidarın devletleştiğini belirten Ağırdır, "Sadece siyasi iktidarın devletleşmesinden söz etmek yetmiyor olanları açıklamak için. Aynı zamanda muhalafet partilerinin de giderek devletleştirilmeye çalışıldığı bir süreç var. Devletin bekâsı konusunda muhalefetin de devletleştiğini düşünüyorum" dedi. Bunun bir problem olduğunu ifade eden Ağırdır, toplumun ihtiyaç ve talepleri ile bu yapılar arasında bir yarılma olduğunu belirterek adalet ve yargıya güven konusunda yaptıkları araştırma sonuçlarını paylaştı. 

Türkiye toplumu yargıya güveniyor mu? Toplumun ihtiyaçları arasında adalet nerede duruyor? Gezi davasında verilen beraat kararı ne anlama geliyor? KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve T24 yazarı Murat Sabuncu Sayıların Dili’nde yorumladı.

Gezi Parkı davasında verilen beraat kararı sonrası tahliye olması beklenen Osman Kavala’nın yeniden gözaltına alınmasını yorumlayan Bekir Ağırdır, davayı savunanların da karşı çıkanların da davanın siyasi olduğu konusunda aynı görüşte olduğunu dile getirdi. Davanın sosyolojik tarafının konuşulmadığını belirten Ağırdır, yaşananların bir ‘rıza üretme’ olduğunu ifade ederek, “Bütün bir hikaye ile toplumsal rıza üretilmek isteniyor. Hayatımıza değen her alanda keyfiyetçiliğin ve merkeziyetçiliğin kabullenilmesi isteniyor. Toplumun, yaşananların normal ve makul olduğuna razı olması isteniyor” dedi. 

Yargıda yaşananların toplumsal tabanda olumsuz sonuçlar ürettiğini dile getiren Ağırdır, “Türkiye toplumu, devletin ve hukukun hayatı düzenlemediğini, denetlediğini düşünüyor.  Ne yazık ki bence de böyle” diye konuştu. Toplumun da siyasi iktidarın tavrından cesaret alarak hukuka uymama yönünde davranışlar sergilendiğini söyleyen Ağırdır, imar affından örnek vererek, “1948 yılından bu yana 17 kez imar affı yapıldı. Son imar affında 8,5 milyon insan başvurdu diye hükümet övünüyor. Övünülecek birşey değil bu. İnsanlar ne de olsa hükümet bir af çıkaracak düşüncesiyle kurallara uymamaya başlıyor” dedi. 

Hukuka güven konusunda yaptıkları araştırmaları paylaşan Ağırdır şöyle konuştu:

 “‘Anayasanın temel esasları ne olsun?’ diye sormuşuz insanların yüzde 40’ı adalet, yüzde 25’i eşitlik demiş. Devletin bekası diyenler yalnızca yüzde 18 oranında. ‘Hayal ettiğiniz Türkiye’yi tanımlayın’ diye sormuşuz, yüzde 70’ten fazla insan adalet demiş. ‘Hukuk konusunda, hata yapan resmi kurum veya devlet olsa bile yargı bizi korur mu?’ diye sormuşuz ‘korur’ diyenler yalnızca yüzde 36 oranında. Yani yüzde 65 insan ‘yargı beni korumaz’ diyor. ‘Devletin hiçbir kurumu veya memuru hukuk kuralları dışına çıkmıyor’ kanaatine sahip olanlar sadece yüzde 22, yani bu ülkenin yüzde 78’i devletin kurum veya memurlarının hukuk dışında davranış sergilediğini düşünüyor. ‘Suç işlemedikçe kanunların ve mahkemelerin beni koruyacağına inanırım’ diyenler yalnızca yüzde 50, yüzde ellisi de suç işlemesem de beni mahkum edebilirler diyor. ‘Hakimler, savcılar veya polisler ayrımcılık yapıyor mu?’ diye sorduğumuz zaman, yüzde 58 insan kıyafetine bakarak insanların zengin veya fakir olum olmadığına göre farklı karar verildiğine inanıyor.” 

Bütün bu algılara rağmen toplumda adalet talebinin yüksek olduğunu belirten Ağırdır, yaptıkları araştırmalarda yüzde 85’in  hayatın her alanında kurum, kural ve görevlerin net bir şekilde tanımlı olması gerektiği görüşünde olduğunu belirterek, “Peki bugün durum nedir diye baktığımızda, ‘Şu anda sistem kurallara, kurumlara ve görevlere uygun çalışıyor’ diyenlerin oranı sadece yüzde 25. Yani yüzde 60 insan olması gerekeni söylüyor ama bugün bu yok diyor” dedi.

KONDA’nın henüz yayınlanmayan araştırmasını da paylaşan Ağırdır, ‘Bu toplumda güç merkezi mi olsun, yoksa yayılmalı mıdır?’ diye sorulan insanların yüzde 75’inin ‘Güç yayılmalıdır’ dediğini, aynı zamanda bugünkü durumun buna uygun olmadığını düşünenlerin oranının da yüzde 75 olduğunu söyledi. 

Ağırdır, depremde de savaşta da hükümetin eleştirilebileceğini söyleyenlerin oranın ise yüzde 60 olduğunu sözlerine ekledi.