Gündem

Çanakkale Koruma Kurulu’nda ‘cinsel taciz’ ve ‘mobbing’

Kültür-Sanat Sendikası, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Çanakkale Koruma Kurulu’nda, ‘cinsel taciz’ ve ‘mobbing’ gerekçesiyle dava açan kadı

16 Ocak 2012 02:00




Hülya Karabağlı

T24/ ANKARA -
Kültür-Sanat Sendikası, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Çanakkale Koruma Kurulu’nda, ‘cinsel taciz’ ve ‘mobbing’ gerekçesiyle dava açan kadın personele Edirne’ye görevlendirme çıkınca Başkent’te sokağa indi. Davaya konu olan erkek amirin yerini korurken, kadın personelin Edirne’ye gönderilmesini ‘sürgün’ diye nitelendiren Sendika, kamuoyuna açıklamasında, “Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a ve tüm yetkililere soruyoruz: Erkek amire tayini hala tebliğ edilmemişken, üyemizin tayini aynı gün içinde nasıl tebliğ edilebilmiştir? Cinsel tacize ve şiddete karşı sessiz kalmamak suç mudur.”


Kültür-Sanat Sendikası, ‘Cinsel taciz’ ve ‘mobbing’e mariz kaldığı gerekçesiyle amiri hakkında ava açan kadın Kültür sanat sendikası üyesi kadın personel için bugün sokağa indi. Sendikanın, kamuoyu açıklamasında, Çanakkale’de yaşananlara dikkat çekilerek olayların gelişimi şöyle sıralandı:



Bakanlığa bildirlmeden görevlendirme


Çanakkale’de Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir kurumda çalışırken, amirinin tacizine uğrayan üyemiz, konunun mahkemeye taşınması, ses ve telefon kayıtlarının mahkemece bilirkişiye inceletilmesi üzerine, usulsüz olarak bakanlığa bildirilmeden valilik oluru ile Bakanlığa bağlı başka bir kurumda geçici olarak görevlendirilmiştir.



Üç yıl boyunca cinsel tacizle mücadele etti


Üyemiz, işyerinde maruz kaldığı cinsel tacizden önce de üç yıl boyunca psikolojik taciz (mobbing) ile mücadele etmiş, göreve başladığı ilk günlerden itibaren, Müdürün küçümseyici ve aşağılayıcı tavırlarına katlanmak zorunda kalmıştır. Bunun yanı sıra, amirinin kışkırtmaları sonucunda aynı iş yerinde geçici işçi olarak çalışan erkek mesai arkadaşından işyerinde dayak yemiştir.


Olayların özellikle yerel basın olmak üzere basında bir hayli yer bulması rahatsızlık yaratmış olacak ki, tepkileri durdurabilmek için amirin tayini Malatya’ya çıkarılmış, ancak aradan 2,5 ay geçmesine rağmen bu tayin gerçekleşmemiştir.



Edirne'ye tayine zorla imza


Bir yandan adli süreç devam ederken, üyemiz üzerindeki baskıların artarak devam ettiğini görmekteyiz. 2,5 ay önce hakkında taciz iddiaları bulunan müdürün tayini çıkmasına rağmen tayin belgesinin henüz tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Oysa tacize uğrayan üyemiz, 06.01.2012 tarihinde müdür odasına çağrılarak Edirne’ye tayin edildiği bildirilmiş ve resmi yazı üç gün sonrasının tarihiyle (09.01.2012) kendisine zorla imzalatılmıştır. Üyemiz tayininin çıktığını o dakikada duymuş, tayin kararı kendisine zorla tebliğ edilmiş, konu ile ilgili avukatını araması bile engellenmiş ve nasıl olabiliyorsa odasından çıkması bile yasaklanmıştır. Bu tebliğ belgesinin altında, her ne hikmetse 2,5 aydır tayini gerçekleşmeyen kurum amirinin imzası bulunmaktadır.



Cinsel tacize sessiz kalmamak suç mudur?


Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a ve tüm yetkililere soruyoruz: Üyemizin Edirne’ye 76. madde uyarınca, hem de şu dönemde tayin edilmesi düşündürücü değil midir? 2,5 ay önce tayini çıkan erkek amire tayini hala tebliğ edilmemişken, üyemizin tayini aynı gün içinde nasıl tebliğ edilebilmiştir? Cinsel tacize ve şiddete karşı sessiz kalmamak suç mudur? Kuruma gelen müfettişin raporunu 10 aydır tamamlayamamasının nedeni nedir? Şubat 2010 tarihinde üyemize il içinde yapılan geçici görevlendirme (Genel Müdürlük personeli olmasına rağmen) usulsüz değil midir? 


Cinsel tacize, mobbinge ve şiddete maruz kalan, sessiz kalmadığı için sürgün edilen, aile düzeni alt üst olan üyemizin sürgün emri bir an önce iptal edilmeli ve sorumlular cezalandırılmalıdır.



İktidar kalemşörlerinin operasyonu


Kadınlara dayak yemelerini, böylelikle sorunların çözüme ulaşacağını salık veren Bursa Müftüsünden sonra, geçtiğimiz günlerde İstanbul Küçük Çekmece belediyesinde bir söyleşinin konuğu olan Yazar Sema Maraşlı’nın “Kadın erkekleşmemeli, teslimiyetçi olmalı, erkeğin kadınlar üzerinde üstünlüğü var” şeklindeki açıklaması, aslında iktidarın kalemşörleri vasıtasıyla kadınların haksızlığa, hukuksuzluğa karşı tepkilerini pasifize etme ve kanıksatma operasyonunun bir parçası gibi görünmektedir.


Şiddeti, tacizi, tecavüzü kadının yaşamının bir parçasıymış gibi meşrulaştırmaya yönelik olan girişimlerin, erkek egemen kültür ve iktidarın resmi kurumları aracılığıyla da besleniyor olması, kadına yönelik işlenen suçların her geçen gün artmasında önemli bir etmen haline gelmektedir; üyemizin yaşadığı sorunlar da aslında bu bütünün bir parçasıdır.
 


‘Gıdıktan öpeyim'


Çanakkale’de bakanlığa bağlı koruma kurulu çalışanı personelin, amiri hakkında açtığı dava sürüyor. Davacı şikayet dilekçesinde, “kendisini üst katta bulunan odaya oturttuğunu, üst katta şikayetçi ile kendisinden başka kimsenin olmadığını, şikayetçinin kendisini odaya çağırarak beline sarılmaya çalıştığını, "Gıdıktan öpeyim" diyerek kendisine doğru çekmeye çalıştığını, kendisini. İstanbul'a götürüp gezdirmeyi teklif ettiğini, birkaç sandalyeyi çekip kucağına oturmaya çalıştığını” iddia etti. Davacı, geçici işçi tarafından mesai saatinde dayak yediğini dilekçesine yazdı.