-Çağlayan'dan "faiz lobisi" uyarısı KOCAELİ (A.A) - 28.09.2011 - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, faiz lobisinin, ''Türkiye'nin büyümesinin tehlikeli olduğunu, büyümemesi gerektiğini, bunun enflasyon artışına yol açtığını, bundan dolayı da faizlerin artması gerektiğini'' söylediğini belirterek ''Bu külliyen yalan. Sebep, Merkez Bankası gaza gelip faiz oranlarını iki puan daha artırırsa Türkiye'den kazandığı paraları daha da artıracaklar'' dedi. Gebze Ticaret Odası Meclis Toplantısında konuşan Bakan Çağlayan, Türkiye'de geçmişte paradan para kazanan ve Türkiye'ye borç verdiği için tahakküm edenler olduğunu belirterek, iki ay önce net bir şekilde ''Faiz lobisine dikkat edin'' dediğini anımsattı. Faiz lobisinin, ''Türkiye'nin büyümesinin tehlikeli olduğunu, büyümemesi gerektiğini, bunun enflasyon artışına yol açtığını, bundan dolayı da faizlerin artması gerektiğini'' söylediğine işaret eden Çağlayan, ''Bu külliyen yalan. Sebep, Merkez Bankası gaza gelip faiz oranlarını iki puan daha artırırsa Türkiye'den kazandığı paraları daha da artıracaklar. Allah'a şükür Merkez Bankası bu tuzağa düşmedi. Merkez Bankası, bırakın faiz artırmayı, faizleri düşürdü'' diye konuştu. Türkiye'nin rekor bir büyüme elde ettiğini ve diğer tarafta enflasyonun da başarılı bir seyir izlediğini ifade eden Çağlayan, Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğunda konuşmalarında hükümetten enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmesini istediğini ve ''Türkiye mutlaka ortalama yüzde 20 büyümelidir'' dediğini belirtti. ''Bir gün, sanayi odasında toplandığımızda bana, 'Başkan sen ne istediğini bilmiyorsun' dediler. Ben de 'hayırdır hocam, yanlış bir şey mi söyledim?' dedim. Bana, 'Eğer büyümeyi istiyorsanız enflasyona razı olacaksınız, enflasyon istemiyorsanız büyümeden vazgeçeceksiniz' dediler. 'Ya hocam ikisi bir arada olmaz mı? Biraz şundan, biraz bundan?' dedim, 'Olmaz, iktisat bunu emrediyor' dediler'' diyen Çağlayan, aradan geçen zamanda bu tarz bir iktisat görüşünün iflas ettiğinin görüldüğünü söyledi. Türkiye'nin enflasyonu, faizi düşürdüğüne, büyümeye başladığına değinen Çağlayan, şöyle konuştu: ''Şimdi bizim görevimiz, özellikle kronik hale gelmiş problemlerimizi çözebilmektir. Bugün Türkiye'nin her yerde, herkes tarafından konuşulan başka bir sorun da enerji fiyatlarının yüksekliğidir. Herkes enerji fiyatlarının yüksek olduğunu söylüyor, ancak enerji fiyatlarının yüksekliğinin sebebine gelince susuyor. Gerçi birileri susmuyor, enerji konusunda çeşitlendirmeye gidildiği zaman, 'istemezük' şeklinde karşı çıkıyorlar. Bugün Türkiye'nin 52 bin megavat kurulu elektrik enerjisi var. Elektrik enerjisi, 'alayım bir kenarda stoklayayım, kenarda dursun' diyebileceğimiz bir meta değildir, ihtiyaç oldukça üretilir. Ya ithal edeceksiniz ya da enerji üretmek için uzun tedbirler almak yerine hemen doğalgaz ve termik santral kuracaksınız. Bugün Türkiye'de enerji fiyatları pahalıysa sebebi, Türkiye'nin geçmişte olmayan enerji politikasıdır. Bakın dünyanın hiçbir yerinde elektrik enerjisi üretiminde doğalgazın ağırlığı yüzde 52 olan başka bir ülke yoktur. Bugün en fazla doğalgaz ihracatı yapan Türkmenistan, Rusya, Cezayir için söylüyorum, bu ülkelerin hiçbirinde doğalgazın elektrik enerjisi üretimindeki payı yüzde 50'yi aşmamaktadır.'' Türkiye'nin geçmişte ''hovardalık'' yapıp elektrik üretiminin yüzde 52'sini doğalgaz kullanarak sağladığını dile getiren Çağlayan, ''Elektrik enerjisi üretiminde bütün yerli kaynakları kullanırsın, kalanını dışardan almaya çalışırsın. İlavesini gider başka yerden alırsın'' dedi. Çağlayan, şöyle devam etti: ''Türkiye öyle bir yapıya geldi ki, doğal gaz fiyatları, enerji maliyetleri, dış ticaret ve cari açık arttı. Geçen sene enerji ithalatına ödediğimiz bedel 38,5 milyar dolar. O zaman yapılması gereken, enerji çeşitlemesine gitmektir. Keşke daha önce yapılsaydı bu. Bakın şimdi iki nükleer santral kurulması konusunda çok ciddi ve kararlı bir şekilde gidiyoruz. Siz bakmayın 'şurada bu olmuş, orada bu olmuş'. Bizim bu ülke insanına, onları tehlikeye sokacak bir şey yapmamız beklenir mi? İnsanların milli gelir seviyesini artırmak için başbakanımız da dahil günde 20 saat çalışacağız, nizamımızı, sağlığımızı tehlikeye sokacağız ama iki nükleer santral kurulduğu zaman 85 milyar kilovat saat enerji üretmiş olacağız. Nükleerle yapmayalım, doğalgazla yapalım. 85 milyar kilovat saat enerjinin faturası yılda 4 milyar dolar. Peki nükleerle yaparsan ne kadar 350 milyon dolar.''