Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Volkswagen'in Türkiye'de en çok satan otomobil markalarından biri olduğuna dikkat çekerek, "Sen en fazla satılan araç olduğun Türkiye'de yatırım yapmayacaksın... Türk halkını küstürmezler inşallah. Sitem etmiyoruz, Volkswagen'i Türkiye'ye yatırıma davet ediyoruz'' dedi.
Bakan Çağlayan, motorlu kara taşıtları ana sanayinde gerçekleştirilecek yatırımları öncelikli yatırım kapsamına alan ve Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı'na ilişkin düzenlenen ''Yeni Teşvikler Işığında Otomotivde Yeni Hedefler'' konulu toplantıda sektör muhabirleriyle bir araya geldi.
Çağlayan, 20 Haziran 2012 tarihinde yayınladıkları teşvik sisteminin Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine kazandırılmış önemli bir eser olduğunu kaydederek, sektöre yönelik teşviklerde yeni bir düzenlenme kararı almalarında sektörün yurt içi üretim kapasitesinin ithalattan fazla olması ve sektör yatırımlarının asgari yüzde 40 katma değer yaratamamasının önemli bir etken olduğunu söyledi.
Stratejik yatırımları önemsediklerini belirten Çağlayan, ''Cari açığı kalbinden vuracağımız yer orası. Yüzde 40'tan dolayı yatırımın önündeki engel olmayalım istedik. Diğer taraftan sektörün bir kümelenme yeri var. 1. ve 2. bölgede yan sanayi ile ana sanayi ilişkisinin çok güçlü olması bizi bu tedbiri almaya getirdi. Bir de yüzde 56 yerlilik oranında destekle yüzde 85'leri yakalayacağımız gördük'' diye konuştu.
Yerli otomobilin Türkiye için sadece bir imaj olmadığını, ekonomik boyutunun da bulunduğunu vurgulayan Çağlayan, otomotiv üretim maliyetlerinde yüzde 20 ile yüzde 40 arasında bir paya sahip olan motor ve aktarma organlarında Türkiye'nin 2012 yılında 5 milyar dolar ithalat yaptığı bilgisini verdi.
Sabit yatırım tutarında yüzde 28'lik artış
Çağlayan, 2009 yılı Ağustos ayından 2013 yılı Ocak ayı sonuna kadar olan dönemde düzenlenen teşvik belgeleri kapsamında toplam sabit yatırım tutarının 12,3 milyar liraya ulaştığını, 20 Haziran 2012'den sonraki rakamın ise 2,1 milyar lira olduğunu ve önceki yıl ile mukayese edildiğinde sabit yatırım tutarında yüzde 28'lik artış görüldüğünü ifade etti.
Destek yoğunluğu itibariyle dünyada en iddialı teşvikin Türkiye'de olduğunu dile getiren Çağlayan, teşvikler konusunda Ekonomi Bakanı olduğunun hemen ertesinde Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'nden özel sektörü ve sivil toplum kuruluşlarını sonuna kadar dinlemelerini, özel sektör odaklı düşünmelerini ve dünya örneklerini incelemelerini istediğini anlattı.
Çağlayan, uluslararası yatırımcının bugün dünyada hangi ülkede ne teşvik olduğunu ezbere bildiğini, onları çekmek için bir cazibe noktası oluşturmak gerektiğini ve bunları dikkate alan bir yapı hazırladıklarını söyledi.
'Volkswagen'i Türkiye'ye yatırıma davet ediyoruz'
Volkswagen'in yatırım kararı açıkladığı ülkeler arasında Türkiye'nin bulunmayışına ilişkin bir soruya ise Çağlayan, ''Volkswagen, Türkiye'de en fazla satılan ama Türkiye'de üretimi olmayan bir marka. Yakın bir süre içinde bu firmanın üst yönetimiyle görüşmeye karar verdik. Aslında böyle bir teşvik sisteminden sonra kendileri kayıpta. Bu işin ticari edep yönü de var; sen en fazla satılan araç olduğun Türkiye'de yatırım yapmayacaksın... Türk halkını küstürmezler inşallah. Sitem etmiyoruz, Volkswagen'i Türkiye'ye yatırıma davet ediyoruz'' yanıtını verdi.
Volkswagen’in yatırım konusuna kafayı taktıklarını söyleyen Çağlayan, “Tereddütlerini öğrenmek istiyoruz, bilgi eksikliği mi var acaba. Bu kadar otomobil satacaksın ama yatırım davetini hiç dikkate almayacaksın. Önümüzdeki günlerde Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’ye ziyarette bulunacak. Başbakanımız da Merkel’i yatırım konusunu açacaktır. Volkswagen’i yatırım için sıkıştıracağız” diye konuştu.
Çağlayan, ''Daha önce Volkswagen'e ait Meksika üretimi Jetta'ya ek vergi uygulaması olmuştu. Benzer bir uygulama devreye alınabilir mi?'' sorusuna da şu cevabı verdi:
''Ben ülkemin menfaatlerini korumakla mükellef olan bir görev yapıyorum. Şu anda ben bir haksız rekabetle karşı karşıyayım. Şunu görüyorum ki, Avrupa üzerinden Avrupa Gümrük Birliği Anlaşması'nı ve kendisinin serbest ticaret anlaşmasını kullanarak benim ülkeme girmeye çalışıyor. Yok öyle bir iş. Ben almam gereken tedbirim neyse alırım. Umuyorum ki bizi böyle bir tedbir almaya mecbur bırakmazlar. Gerektiğinde bir şeyler yapabiliriz.''
Elektrikli otomobil
Elektrikli otomobil üretimi konusuna da değinen Çağlayan, elektrikli otomobilin Türkiye için son derece önemli olduğunu, ancak bunun motorunun mutlaka Türkiye'de yapılması gerektiğini vurguladı.
Şu anda Türkiye'de elektrikli otomobil yapılmış olsa dahi, pil üretimine sahip olunmadığına işaret eden Çağlayan, ''Neredeyse otomobilin fiyatına eşdeğer bir batarya fiyatı var. Ben bunu dışarıdan ithal edersem, bu benim dış ticaret açığımı olumsuz etkiler. Türkiye belli bir kapasiteye gelirse, batarya üretimi için yatırım zaten kendiliğinden gelir ve bu yatırım geldiği zaman da sadece otomobil için değil uzay ve havacılık sektörlerinde de kullanılacak'' dedi.
Kredi derecelendirme kuruluşlarına eleştiri
Kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çağlayan, ''Allah onları ıslah etsin. Onlar kendi itibarlarını kaybettiler. Bunların Türkiye için verdikleri notu kimse dikkate almıyor. İrlanda'yı böyle bir ortamda pohpohladılar. Yıllık gelirinin 8-9 katı borcu olan bir ülkeden bahsediyorum. Yunanistan çift bastonla yürüyecek bir durumdayken destek verdiler. Bizi yatırım yapılabilirlik açısından Guatemala ile aynı noktaya getiriyor. Türkiye'ye karşı ön yargılı oldular. Ama bunların verdiği notlara kimse itibar etmiyor. Türkiye'ye yine doğrudan sermaye gelmeye devam ediyor. Yabancı devletler 'Üçüncü ülkelerde Türk iş alemiyle işbirliği yapmak istiyoruz' diyor. Bizim çok önemli bölgesel özelliklerimiz var'' yorumunda bulundu.
'Türkiye'nin ekseni baştan yanlış kurgulamıştı'
Geçen yıllarda Türkiye'ye eksen kaydığı ithamları yapıldığını anımsatan Çağlayan, ''Dünyanın ekseni değişmiş. Zaten Türkiye'nin ekseni baştan yanlış kurgulamıştı. Avrupa Birliği'ni bekleyecek olsak 152,6 milyar dolar ihracatı nereden konuşacaktık. 243 ihracat bölgesine ihracat yapıyoruz. Pazar çeşitliliğini yapmasaydık bugün bu rakamları el ede etmemiz mümkün değildi'' dedi.
Türkiye'nin pazar çeşitliliğiyle 4 yıldır 44 milyar dolar civarında artı bir ihracat geliri elde ettiğini kaydeden Çağlayan, ''Biz pazar çeşitliliğimizi keşke kriz çıkmadan önce yapsaydık. Şimdi iki tane yer kaldı, bizim ihracat yapmadığımız iki ülke var, biri Naura Cumhuriyeti biri de Mikronezya Federal Devletleri'' diye konuştu.
Çağlayan, bir soru üzerine, Şanghay İşbirliği Örgütü ile Türkiye'nin şu anda yaklaşık 63 milyar dolarlık toplam dış ticaret hacmi bulunduğu bilgisini de paylaştı.
Otomobil vergilerine ilişkin bir soruyu da Çağlayan, ''Bugün 1 litre motorin alan Türkiye'nin en zengini de, taksi şoförü de aynı vergiyi ödüyor maalesef. Bunun sebebi, Türkiye'de vergi tabanı genişlememesi ve kayıt dışılık fazla olmasıdır. Bundan evvel kimse sihirli değnek beklemesin'' şeklinde yanıtladı.