Ekonomi

Büyüme 2010'da yüzde 3.5, 2011'de yüzde 4 bekleniyor

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 3 aydır ertelenen Türkiye'nin 2012 yılına kadar ekonomik hedeflerini içeren orta vadeli programını açıklıyor

16 Eylül 2009 03:00

Hükümet üç yıllık hedefleri içeren orta vadeli programı açıkladı. Ekonomi Bakanı Ali Babacan ekonominin bu yıl yüzde 6 daralmasının, 2010'dan itibaren büyümeye başlaması beklendiğini ifade ederek, işsizliğin 2009'da yüzde 14.8'e çıkacağının öngörüldüğünü söyledi.

Babacan orta vadeli ekonomik planla ilgili olarak hedeflerinin 2010 yılında büyümeye girmek, 2011 yılında ise büyümeye ivme kazandırılması olduğunu ifade etti.

İşsizlik oranının yıl sonunda 14.8'e çıkması, 2010'da yüzde 14.6, 2011'de yüzde 14.2, 2012'de yüzde 13.3'e gerilemesi beklendiğini belirten Babacan,  TÜFE'nin yıl sonunda yüzde 5.9, 2010'da yüzde 5.3 olması hedeflendiğini belirtti. TÜFE hedefi içinse 2011 yılında yüzde 4.9, 2012 için yüzde 4.8 olarak hedeflendi.

Bütçe açığı yıl sonu için 62.8 milyar liraya revize edildiğini belirten Babacan, bütçe açığın 2010 yılında 50 milyar, 2011 yılında 45.1 milyar, 2012 yılında 39.1 milyar lira olacağını tahmin ettiklerini ifade etti.

Babacan cari açığın yıl sonunda 11 milyar dolar olacağını, 2010 yılı için 18 milyar dolar, 2011 yılı için 22 milyar dolar, 2012 yılı için 28 milyar dolar olacağı öngörüldüğünü, bütçe açığınınsa milli gelire oranının 2009 yılında yüzde 6.6, 2010 yılında yüzde 4.9, 2011 yılında yüzde 4, 2012 yılındaysa yüzde 3.2 olacağı tahmin edildiğini söyledi.

Babacan: Büyüme 2010 yılında ivme kazanacak

Orta vadeli programdaki tedbirlerle ekonomide öngörülebilirlik artacak ve güveni pekiştirileceğini, Türkiye'nin 2010'da yeniden büyüme sürecine girmesini ve 2011'den itibaren ivme kazanması öngörüldüğünü ifade eden Babacan, programda öngörülen zamanında ve kararlılıkla uygulanacağını söyledi.

Babacan Ddnyada 2009 yılının kayıp bir yıl olacağını ifade ederken 2010'dan itibaren tedrici büyüme dönemine girileceğini, yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisinde önemli ölçüde toparlanma beklendiğini vurguladı. Son çeyrekte pozitif büyümenin olası görüldüğünü ancak garanti olmadığını belirten Babacan 2010'un ilk çeyreğinde tekrar artı döneme geçilmesinin beklendiğini belirtti.

Orta vadeli programla özel sektör öncülüğündeki büyümeyi desteklemeyi hedeflediklediklerini aktaran Babacan,  büyümenin kademeli biçimde potansiyel düzeyine çıkmasını, istihdamı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

2010 büyüme hedefi yüzde 3.5

Babacan orta vadeli ekonomik planla ilgili olarak rakamsal büyüme hedeflerinin 2010 yılında yüzde 3.5, 2011 yılında yüzde 4, 2012 yılında yüzde 5 olarak hedeflendiğini, 2009 daralma tahmininin yüzde (-) 6 şeklinde revize edildiğini belirtti.

Babacan orta vadeli ekonomik planla ilgili gerçekleştirilen çalışmaların içinde tüm kamu kuruluşlarının, akademik çevrelerin ve sivil toplum kurumlarının bulunduğunu, başbakanın liderliğinde bakanlarla defalarca toplantı gerçekleştirdiğini ifade etti.

2009 yılının 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaianan en derin durgunluk dönemi olduğunu ifade eden Babacan, orta vadeli ekonomi programı ile ekonomin güçleneceğini söyledi.

Avrupa Birliği'nde 2010 yılı için ekonomik büyümenin gerçekleşemeyeceğini belirten Babacan, Türkiye için önemli bir pazar olan AB'nin bu durumuna dikkat çekilmesi gerektiğini ifade etti.

Japonya, ABD, Kanada gibi gelişmiş ülkelerde ve AB'de işsizliğin önümüzdeki yıllarda da artacağını ifade eden Babacan,  kamu açığı ABD'de 2009 yılında şu an yüzde 13,9'a, İngiltere'de yüzde 10'dan fazla, Almanya'da yüzde 4,6 ve birçok ülkede artarak devam ettiğini, bu durum Türkiye'nin borç stoğu için olumsuz bir durum olduğunu vurguladı.

Programın temel hedefleri

Babacan orta vadeli ekonomik planla ilgili olarak da temel hedeflerinin özel sektörün desteklenmesi, rekabeti arttıracak yapısal reformları uygulamaya sokmak, halkın refah düzeyini yükseltnmek , enflasyondaki düşüş eğilimini devam ettirmek, kamu dengelerini düzeltmek, yeniden büyümeyi sağlamak, istihdamı arttırmak ve kamunun kaynak kullanımını azaltılması olduğunu söyledi.

3 yıldaki istihdam hedefi 1.2 milyon

Babacan istihdamla ilgili yaptığı açıklamada, önümüzdeki dönem itibariyle istihdamda artışın başlayacağını ortaya koyduğunu ve program döneminde istihdam da 1 milyon 250 bin kişilik bir artış beklendiğini belirtti.

Orta vadeli programın en önemli politika kararı bütçe açığının milli gelire oranının ortaya konması olduğunu ifade eden Babacan, gelecek yıl yine bir miktar faiz dışı açık verileceğini, borç artışının 2010'da yavaşlayacağını, 2011'de duracağını ve 2012'de düşüşe geçeceğini ifade etti.

Babacan: KDV'de artış öngörmüyoruz

KİT'lerde yeni bir yönetim modelini hayata geçirmeyi planladıklarını söyleyen Babacan, vergi kayıp ve kaçağının azaltılması, vergi tabanının genişletilmesinin önemli ayaklardan biri olacağını, ne kurumlar vergisinde, ne gelir vergisinde, ne de KDV'de herhangi bir oran artışı öngörmediklerini söyledi.

Babacan, elektrik dağıtımı ve şeker üretimi gibi alanlardan kamunun tamamen çekileceğini, telekomünikasyonda kamunun payının azaltılması ve Ziraat Bankası'nın hisselerinin bir bölümünün halka arzı için çalışma başlatılacağını belirtti.

İstanbul finans merkezi projesi hızla yürürlüğe konulacağını aktaran Babacan, bölgesel gelişmişlik farkını azaltacak projelere ağırlık verileceğini ifade etti.

Babacan, devlet yardımlarının şeffaflaştırılması büyük önem taşıdığını, ekonominin önünü açmak için yargı sistemini reforme etmeliyiz.

Babacan: Mali kural birkaç aya netleşir

Mali kuralın Türkiye'nin maliye politikalarıyla ilgili uzun vadeli bir yön çizmesi ve çıpa atması olduğunu, Cumhuriyet tarihinde uygulanan politikalar açısından bakıldığında çok ciddi bir reform olduğunu söyleyen Babacan, mali kuralda borç yükü ve bütçe açığında sürdürülebilir yapı amaçlandığını, amacın mali disiplini kalıcı hale getirmek olduğunu belirtti.

Mali kuralın detayını biraz daha çalışacaklarını aktaran Babacan, önümüzdeki birkaç ayda bunu netleştirmek istediklerini, bu dururmun Türkiye'nin şimdiye kadar uygulamakta olduğu politikalardan çok daha öte bir adım olduğunu söyledi.

Mali kural 10-15 yıllık bir perspektifte bütçe açığı ve borç stoğu açısından nasıl gideceğimizi ortaya koyacağını ifade eden Babacan, ekonomide sıkıntılı dönemlerin yaşandığı ve kamu açıklarının arttığı dönemlerde uzun vadeli bir mali kuralın olması ekonomiye çok önemli bir öngörülebilirlik getirdiğini ifade etti.

Babacan mali kuralın, 'Türkiye bundan 10-15 sene sonra nereye gidiyor' sorusunu ortadan kaldıracağını belirtti.

IMF ile görüşmeler olumlu sürüyor

Orta vadeli ekonomi planı açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan IMF ile gelinen noktayı şöyle değerlendirdi:

"IMF ile belli bir süredir temas halindeyiz. Görüşmeler kimi zaman yüzyüze, kimi zaman telefonla devam ediyor. Bizim ortaya koyduğumuz program bundan sonraki dönemde neyin yapılacağını belirliyor. IMF ile program temelinde bir tur daha görüşme yaparız. Bir mutabakata oluşursak bir stand-by yapmayı tercih ederiz. Ancak şartların çerçevesinde mutabık kalmamız lazım. Kriz döneminde IMF'nin kaynakları güçlendirildi. Türkiye'ye uygun şartlarda dış kaynak ekonomiye katkıda bulunacaktır. Bu programda IMF finansmanı olmazsa olmaz değildir. IMF ile anlaşma yaparsak kullanılacak kaynaklar piyasaya kullanıma sunulacak kaynak olacak. Türk bankacılık sektörünün kullandıracağı kaynak haline gelecek. Beklentileri yükseltecek bir ifade kullanmak istemiyorum ama görüşmelerimiz olumlu yönde seyrediyor. Bakışımız bugün itibariyle birbirine yaklaştı, üç-dört ay önce böyle değildi. Bundan sonraki dönemde bizim müzakere zeminimiz kendi orta vadeli programımızdır."

Babacan: Vergi indirimlerine o gün karar vereceğiz

Babacan vergi indirimlerine ilişkin olarak 'KDV ve ÖTV indirimleri çok özel, geçici bir uygulama. 30 Eylül'den sonra ne yapacağımızı o günlerde açıklayacağız. Bakan arkadaşlarımızın önce bunu tartışması gerekecek. Başbakan Erdoğan'ın onayıyla ne yapacağımız belli olacak' dedi.

Türkiye'nin finans sektörünün büyümenin dinamosu olacağını belirten Babacan, bankacılık sektörünün kamuya maliyetinin olmamasının avantaj olduğunu vurguladı.