Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Türkiye çok net bir duruş ortaya koyup, Barış Pınarı Harekâtı’nı başlatmasaydı, Suriye’nin kuzeydoğusunun ve Fırat’ın doğusunun tamamı, Irak sınırına kadar, bu bölgede Amerika Birleşik Devletleri’nin kontrolünde bir PYD/YPG devletçiği oluşturulacaktı. Türkiye böyle bir büyük oyunu ve tezgâhı şimdilik bozmuştur" dedi.
BBP Lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Destici, Türkiye'nin, Barış Pınar Harekâtı’nı başlattığı andan itibaren dünyanın pek çok ülkesinden karşıt açıklamalar, ambargo tehditleri ve bu harekâtın bir işgal girişimi olduğuna dair çok ağır ithamlarla karşı karşıya kaldığını söyledi. Destici, ABD'nin ve Rusya'nın, Türkiye’nin gücü karşısında Türkiye ile masaya oturup bir anlaşma zemini aramak mecburiyetinde kaldığını, bunun Türkiye açısından büyük bir başarı olduğunu kaydetti.
"Güvenli bölge oluşturulsun"
Destici, ABD ile varılan mutabakatın 120 kilometrelik bir alanı kapsadığını söyleyerek, "Bu 120 kilometrekare dışında kalan alanlarda Rusya, Suriye'nin şu andaki mevcut rejim güçleri ile birlikte, bu alanlardan PYD’li, YPG’li unsurları, yine 30 kilometre aşağısına olmak üzere 150 saat içerisinde temizleyeceğini, bu alanlardan dışarı çıkmayacağı garantisini verdi. Biz istiyoruz ki, bölge, terör unsurları PYD ve YPG'den temizlensin. Bizde 3,5 milyondan fazla mülteci var. Bir güvenli bölge oluşturulsun. Bütün 480 kilometrelik alan içerisine, bu mültecilerin önemli bir kısmı yerleştirilsin" dedi.
Destici, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında ABD ve Rusya ile varılan mutabakat sonucunda, terör koridorunun yok edildiğini belirtti. Terör örgütleri üzerinden vekâlet savaşı yürüten ve bölge haritasını yeniden çizme hayali kuranların hevesinin kursağında kaldığını savunan Destici, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye rağmen bu coğrafyada politika üretilemeyeceği bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Yaptırım tehditlerinin ve ambargoların hiçbir işe yaramayacağı görülmüştür. Sözde demokrasi beşiği ülkelerin, sözde özgür medyasının iftiraya dayalı kendi kamuoylarını yönlendirmeyi amaçlayan iletişim tuzakları ellerinde patlamıştır. Hem sahada hem masada güçlü bir Türkiye gerçeğini herkes hem görmüş hem de kabullenmek zorunda kalmıştır. Terör örgütleri sivil halkı kalkan yaparken, kahraman Mehmetçiğimiz sivillere kalkan olmuştur. Kendi halkına demokrasiyi çok görenlere ve otoriter rejimlere karşılık hakkı ve hukuku savunan Türkiye gerçeği gözler önüne sermiştir. Sınırlarını korumak içim meşru müdafaa hakkını kullanan üyesinin yanında yer almaktan aciz NATO, bir kez daha sınıfta kalmıştır.
Bu tarafta eğer Türkiye çok net bir duruş ortaya koyup, Barış Pınarı Harekâtı'nı başlatmasaydı, Suriye'nin kuzeydoğusunun ve Fırat'ın doğusunun tamamında, Irak sınırına kadar, bu bölgede Amerika Birleşik Devletleri'nin kontrolünde bir PYD/YPG devletçiği oluşturulacaktı. Türkiye böyle bir büyük oyunu ve tezgâhı şimdilik bozmuştur. Biz burada bu adımı atan devletimize, devletin yetkililerine, hükümet üyelerine ve kahraman ordumuza milletimiz, camiamız ve bölge coğrafyamız adına şükranlarımızı sunuyoruz"
