Gündem

Buyrun 'fasıl' muhabbetine

Bazı medya mensuplarının yıllar önce bir kıraathanede başlattığı fasıl eğlencesinin geldiği nokta ve kısa hikayesi.

23 Şubat 2009 02:00

Aralarında Fehmi Koru, Ahmet Hakan gibi bazı medya mensuplarının yıllar önce Tophane'de bir kıraathanede başlattığı fasıl eğlencesinin geldiği nokta ve kısa hikayesini, Hakan, ardından da Taha Kıvanç imzasıyla Femhi Koru yazdı.

Ahmet Hakan'ın 'fasıl'ı...

Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi

Cuma günü Aydın Bey aradı...

Dedi ki:

"Fehmi Koru beni aramış... Eresin Otel'de fasıl yapacaklarmış... Sen de davetliymişsin... Beraber gidelim mi?"

Aydın Bey daha cümleyi bitirir bitirmez, kafamda "başlıklar" uçuşmaya başladı:

"Aydın Doğan muhafazakár camiaya açılıyor..."

Bulduğum ilk başlık buydu...

Sonra içimden "Ama davet Fehmi Koru'dan gelmiş" diye geçirdim...

Ve başlığı şu şekilde revize ettim:

"Muhafazakár camia Aydın Doğan'a açılıyor."

Ben başlıklara dalmışken...

Aydın Bey'in sesiyle kendime geldim:

"Ne diyorsun?"

Kendimi toparlayıp cevap verdim:

"Tabii Aydın Bey... Gideriz..."

Epey bir süredir aksatmıştım fasılları... Aylar sonra ilk kez gidecektim...

"Bakalım bizim eski mahallenin aylık popüler eğlencesi nasıl bir hal almış" diye düşündüm ve akşamı beklemeye başladım...

* * *

Ve Cuma akşamı... Saat 20.00...

Aydın Doğan'la birlikte Topkapı'daki Eresin Oteli'nin kapısındayız...

Yanımızda kadim dostumuz ve sosyal ilişkilerin efendisi Taylan Bilgel var...

"Bu üçlü çok güçlü" edasına zerre kadar prim vermeden içeri girdik...

Manzarayı görünce az kalsın küçük dilimi yutacaktım...

Nasıl yutmayayım?

Fehmi Koru, Erhan Köknar, Nuray Mert, Ahmet Hakan, Mustafa Karaalioğlu, Levent Güntekin gibi isimlerden oluşan "çelik çekirdek"in Tophane'deki hayli mütevazı bir kıraathanede başlattığı "düşük profilli" fasıl eğlencesi gitmiş...

Yerine beş yıldızlı otelde, hiçbir masraftan kaçılmamış, yemekli, hatta isteyene alkol ikram edilen, ünlü sanatçıların da teşrif ettikleri dört başı mamur ve şatafatlı bir eğlence gelmiş...

İşin şekli değişmiş:

Amatör heyecan, yerini profesyonel kurumsallaşmaya bırakmış...

Eskiden muhafazakár gazetelerden birkaç arkadaş ile alçakgönüllü takılmayı şiar edinmiş birkaç bürokrat Tophane'deki kıraathanede buluşurduk...

Derken yüzüne bakıldığında insana "itimat" ve "sükûnet" telkin eden Dr. Deniz Adnan Çoban, uduyla gelir ve bizden gelen istek şarkı ve türkülere sabırla karşılık verirdi...

Oysa yeni "fasıl konsepti" şöyleydi:

Geniş bir salon... Şık masalarda yemek... İsteyene şarap... Ustalardan oluşan bir fasıl heyeti... Söylenecek şarkıların listesi... Dev ekranda şarkıların notalarının belirmesi falan...

* * *

Aydın Doğan gecenin hem "onur konuğu", hem de "ilgi odağı" idi...

Fakat muhafazakár dostlarımız, yine de "ilgi" ile bunaltmadılar onu...

Haberin büyüklüğünün farkındaydılar ama bu fark ettirmeme nezaketinden de zerre kadar taviz vermediler...

Arada baktım:

Aydın Bey gayet mutlu ve mesut görünüyordu...

Hele Samime Sanay'ın seslendirdiği ve beni 12 Eylül sonrasının apolitik günlerine götüren "Bir sevgi istiyorum" şarkısını dinlerken Aydın Bey'in şarkıya eşlik edişini görünce...

Son günlerde yaşadığım depresyon nedeniyle kendimi antidepresanlara vurduğumu hatırlayıp, "Maliye'den cezayı biz mi aldık, yoksa Aydın Bey mi?" diye sordum kendime...

Gelelim muhabbete:

Kimse "netameli" konulara girmedi... Biraz "matbuat dedikoduları", biraz "yerel seçimlere dair saptamalar" falan...

Aydın Bey, her zaman olduğu gibi yine "önemsiz" gibi görünen sorular sorarak "önemli" bilgiler aldı muhataplarından...

Muhatapları da Aydın Bey'e "netameli" olmayan sorular sordular...

Ve böylece ilk gerginlikler çabucak atlatıldı ve muhabbet kıvamına geldi...

Bu arada ben bazı konuklarla Aydın Bey'i tanıştırmak için işgüzarlık yapmaya kalktım...

Bir de ne göreyim?

Aydın Bey'le tanışmayan yok gibiydi...

Yani "bir açılım"dan ziyade, bir "buluşma" idi gerçekleşen...

Eksik kalmış, gecikmiş bir buluşma...

Geceden notlar

BİR: Gecede "Maliye", "Vergi", "Haksızlık", "Doğan Yayın Holding" gibi sözcüklerin hiçbiri geçmedi...

İKİ: Gecenin keyfini en fazla çıkaran ismi Aydın Doğan oldu...

ÜÇ: Hanendeler ve sazendeler işlerini acayip ciddiye aldılar...

DÖRT: Fehmi Koru temas ve mesafeyi mükemmel ayarlayarak iyi bir ev sahipliği yaptı...

BEŞ: Gecenin sosyal kaynaştırmayı sağlama ve sohbeti ilerletme görevini Nazlı Ilıcak üstlendi...

ALTI: Benim oturduğum masada Nazlı Ilıcak ve Aydın Doğan şarap içmeyi tercih etti... Diğer masalardaki alkol durumu saptanamadı...

YEDİ: Centilmenlik had safhadaydı: "Yandaş medya" lafına şaka yollu olsa bile yer verilmedi...

SEKİZ: Gecenin en sempatik ismi Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan idi... Demircan, bir sonraki "fasıl gecesi"nin sponsorluğuna talip oldu...

DOKUZ: Gecenin sponsoru Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, seçim kampanyasının etkisindeydi... Hem işlerin aksamaması için özen gösterdi, hem de Fatih'teki çalışmalarını fırsat buldukça anlatmaya çalıştı...

ON: THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin protokolden uzak durdu...

ON BİR: Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert gecenin en kafa dengi konuğuydu...

ON İKİ: Edebiyat profesörü İskender Pala, etrafındakilere ağır şarkıların sözlerinin anlamını açıkladı...

ON ÜÇ: Fasıl gecelerinin organizasyon işini yürüten "Yeni Şafak Spor'dan" Erhan Köknar, detaycılığı ve iş bitiriciliğiyle göz doldurdu...

Fasıl gecesinde kimler vardı?

AYDIN Doğan, Taylan Bilgel, Mustafa Demir (Fatih Belediye Başkanı), Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak, Mustafa Karaalioğlu (Star ve Kanal 24 Grup Başkanı), Yusuf Ziya Cömert (Yeni Şafak Yayın Yönetmeni), Selahattin Sadıkoğlu (Bugün TV Yayın Yönetmeni), Atilla Koç (Eski Kültür Bakanı), Candan Karlıtekin (THY Yönetim Kurulu Başkanı), Hamdi Topçu (THY Yönetim Kurulu Üyesi), Bircan Eresin (Eresin Oteli'nin sahibi), Mehmet Ali Akben (Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı), Samime Sanay, Ahmet Misbah Demircan (Beyoğlu Belediye Başkanı), Sezen Cumhur Önal, Alaattin Kaya (Zaman Gazetesi'nin eski sahiplerinden), Erhan Çelik (Kanal 7), Metin Yurdagül (Ülker İstişare Kurulu Üyesi), Ali Bayramoğlu, Ömer Erdem (TRT İstanbul TV Müdürü), Hakan Peker, Elif Çakır (Taraf Yazarı), Aylin Taşçı (Sanatçı), Ergün Diler (Yeni Şafak Yayın Koordinatörü), Prof. İskender Pala...

Bu da Taha Kıvanç'ın 'fasıl'ı

Bir faslın ardından...

Bir süredir aklımdan hiç çıkmayan düşünce şuydu: “Rodos'ta beni en mükemmel şekilde ağırlayan Aydın Doğan'a, kendisini bizim geleneksel fasıllara davet sözü vermiştim, bu sözü ne zaman yerine getirebilirim?” Bu ay 'şimdi tam zamanı' gibi göründü gözüme...

Bizim faslın Doğan Medya Grubu'na yüklü bir vergi cezası verildiği güne denk düşeceğini nereden bilebilirdim ki... Sağolsun, yine de geldi Aydın Bey, birkaç saatliğine de olsa kendini musikinin kollarına bıraktı da...

Daha önce birkaç yerde haberi çıktığı için biliniyor, ama tekrarlamakta mahzur yok: Çoğu medya çevrelerinden, bazısı iş ve sanat dünyasından bir grup dostla ayda bir buluşuyor ve değerli musiki üstadlarının yönlendirmesiyle 'fasıl' yapıyoruz... Her biri için ayrı bir makam seçiliyor, önce o makamdan şarkıları hep birlikte icra ediyoruz, sonra da sıra içimizden sesi güzel olanların kendi repertuarını sunmasına geliyor...

Her 'fasıl' için mütevazı bir mekân seçiliyor, ama sonuncusuna -aramızda Aydın Bey de bulunacak diye- kendisinin yakın bir arkadaşına ait Eresin Otel'i özellikle tercih ettik...

Başkaları bu tür musiki meclislerini hangi amaçla düzenler bilemem, ama bizimkinin amacı çok basit: Herbirinin zihni olağanüstü meşgul olan dostlarımızla hiç değilse ayda bir kez buluşup bir akşam boyunca musikinin o rahatlatıcı ve tazeleyici iklimine muhatap etmek...

Başka illerden gelenler olsa da İstanbul ağırlıklı bir konuk listemiz var, her ay pek az değişen... Herkes gelse 50'yi ancak bulan bir kitle... Genel yayın yönetmeniyle muhabir, patronla çalışanı, profesyonel sanatçısıyla amatörü eşit düzeyde muamele görüyor ve farklı bir davranış da beklemiyor...

Son buluşmamızda sesi kimbilir kaç neslin musiki belleğinde yer etmiş olan Samime Sanay'dan ilk solo şarkıları rica ettiğimizde, “Ben assolistim, üvertür sanatçıymışım gibi sahneye ilk beni çağırdınız” diye takıldı, ama ortamı bildiği için hiç yüksünmeden en güzel şarkıları birbiri ardına terennüm etti... “Halimi anlayacak/ derdime katlanacak/ benimle ağlayacak/ sevgili istiyorum” sözlerini de içeren 'Bir sevgi istiyorum' şarkısı bazı gözleri buğulandırdı.

Ben kadın seslerinden bir de Aylin Şengün Taşçı'yı çok beğeniyorum; İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun şefi de olan Aylin Hanım imkân bulduğu her faslımıza katılıp herbiri anlamlı şarkıları seslendiriyor. Kendisinin 'Aşktan Yana' adlı albümünde seslendirdiği şarkılar günlerdir dilimden düşmüyor.

Aylin Taşçı, bu defa, hakkında adı dışında (sanatçımız, onun da takma ad olduğuna inanıyor) hiçbir bilgimiz olmayan Mehveş Hanım'ın vals ritimli nihavend şarkısı “Kaçsam bırakıp senden uzak yollara gitsem” şarkısını seslendirdi.

Fasıllarımızı izlenilir kılan Dr. Adnan Çoban'ın musiki konusundaki derin bilgisi... 'MüzikTerapi' adlı kitabıyla (Timaş Yayınları) da tanınan bir psikiyatr Dr. Adnan Çoban... Her ay bazısı değişebilen saz üstadlarını ve başta okunacak fasıl şarkılarını o belirliyor; gece boyunca da sesi ve sazıyla en fazla katkıyı o sağlıyor.

Son fasıl gecesinde, udda Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, kanunda Dr. Akif Köksel, mızraplı tanburda Hulusi Babalık ve kemanda Şükrü Özoğuz sazlarıyla fasla ve solo şarkılara eşlik etti.

Prof. Küçükusta da doktor (göğüs hastalıkları uzmanı), ama mürekkep kokusu almışlardan... Değişik yayın organlarında çıkan yazıları şu yakınlarda 'Biri Bizi Hasta Ediyor' başlığını taşıyan bir kitapta (Hayy Yayınları) toplandı.

Başkaları da yazdığı için artık gizliliği kalmadı; her ay birlikte olduğumuz amatör dostlardan bazısının sesleri olağanüstü. Türk Hava Yolları (THY) yönetim kurulu başkanı Dr. Candan Karlıtekin her seferinde notalarıyla geliyor. Bilenler eserleri 'hatasız' icra ettiğini söylüyorlar. 75. yılı anısına beş CD'lik bir Türk Musikisi albümü çıkardı THY; 75 büyük bestekârın eserlerini dört muhteşem sese okutarak...

Sesleriyle amatörlük sınırlarını hayli zorlayan başka katılımcıları da var her ay tekrarlanan fasıl gecelerimizin...

Ülkemizin en büyük medya patronu aramızda diye “Acaba bu kez farklı mı olacak?” tedirginliği yaşayanlar, Aydın Doğan'ın üzüntülü olması gereken bir günde çevreye muazzam uyum gösteren tavrını görünce, müthiş rahatladılar. Her zamanki samimi hava içerisinde başladı ve bitti gecemiz...

Gecelerin sorumluluğunu sırtlayıp hiçbir aksamaya meydan vermeden gerçekleştiren Yeni Şafak'ın spor müdürü Erhan Köknar'a, kendisini uğurlarken, “Bir dahakini bizim orada yapalım” demiş Aydın Bey; “Oh be yahu, sırtımdaki ağırlıkları bir geceliğine unuttum” dedikten sonra...

Ben şimdiden bildireyim dedim, olursa duyarsınız nasıl olsa...