T24- 2009–2010 Süper Lig şampiyonu Bursaspor’un başarılı kaptanı Ömer Erdoğan, dünyaca ünlü yıldızların oynayacağı yeni sezonda çekişmenin daha fazla olacağını belirterek, ‘ancak her şey yıldız oyuncularla bitmiyor, başarı için takım ruhunu sağlamak gerekli.’ dedi. Haftasonunda Trabzonspor’la oynayacakları Süper Kupa’yı almayı hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, ‘Trabzonspor artık bizim kardeş kulübümüz ama yine de kupayı almak istiyoruz’ diye konuştu.
Ömer Erdoğan, Miha muhabirleri Murat Karadağ ve Yaşar Dündar ile Bursaspor’un Özlüce Tesisleri’nde, Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi üzerine konuştu. Takım kaptanı Erdoğan’a, Bursaspor’un yeni sezondaki hedefleri ve süper ligin geleceği hakkında sorulan sorular ve yanıtları şöyle:
Futbolcu olmaya nasıl karar verdiniz, bu mesleği seçmenizde birilerinin desteği oldu mu?
Ben Almanya’da doğdum, büyüdüm. Futbol sevgim mahallede, sokak aralarında filizlendi. Arkadaşlarla sokaklarda başladığım futbola babamın da büyük desteğiyle profesyonel olarak devam etmeye 17 yaşında karar verdim. Babamın da gençliğinde Türkiye’de amatör futbolcu olması bendeki futbol sevgisini ateşlemiş oldu.
Türkiye’ye transferiniz nasıl gerçekleşti, Erzurumspor’u seçmenizde önemli faktör neydi?
Almanya’da profesyonel olduktan sonra ismim Türkiye’de duyulmaya başladı ve teklifler geldi. Erzurumspor’u seçmemde Hikmet Karaman etkili oldu. Çünkü Hikmet Karaman da Almanya kökenli bir hocaydı, oraya daha çabuk adapte olacağımı düşündüm ve Erzurumspor’a transfer oldum.
Gurbetçi futbolcuların Türkiye’ye geldiklerinde adaptasyon sorunu yaşadıklarına inanıyor musunuz ve siz böyle bir sorun yaşadınız mı?
Adaptasyon konusunda gerçekten problemler yaşıyoruz. Ne kadar Türk kökenli olsakta Almanya’da büyüyüp Türkiye ye geldiğimizde bir kültür sorunuyla karşı karşıya kalıyoruz.
Almanya’daki futbol anlayışıyla Türkiye’deki futbol anlayışı arasında farklılıklar var mı?
Futbol açısından baktığımızda Almanya’da aldığımız futbol eğitimiyle Türkiye’deki futbol anlayışı birbirine uymuyor. Ayrıca alt yapı problemleri de önemli bir sorun teşkil ediyor. Türkiye’de futbol altyapısı son yıllarda gelişmeye başladı. Almanya ile kıyasladığımızda Türk futbolunun başarısız ve gelişmemiş olduğunu görüyorum.
Erzurumspor’dan Bursaspor’a kadar geçirdiğiniz Diyarbakırspor, Galatasaray ve Malatyaspor’da geçirdiğiniz sürecin kısa bir değerlendirmesini alabilir miyiz?
Erzurumspor ve Diyarbakırspor’da oynadığım yıllarda iki takım da Süper Lig’e yeni çıkmıştı. Bu takımlarda bir uyum problemi yaşanıyordu. Bu durum oyuncular üzerinde olumsuz etki yarattı. Bir oyuncunun tanınabilmesi takımının başarısına bağlıdır. Takımın başarısız olursa tanınma fırsatın da azalır hatta yok olabilir. Bu da oyuncu için önemli bir sorundur. Diyarbakırspor’daki son sezonumda takım başarılı bir yıl geçirdi ve futbolcular da tanınma fırsatını yakaladı. Bu fırsattan ben de nasibimi aldım ve Galatasaray’a transfer oldum. Fakat büyük bir camiaya gittiğinizde sorumluluklar ve hedefler aynı oranda büyük oluyor. Bir anda farklı bir atmosferde farklı bir sistemde mücadele etmeye başlamıştım. Bu da bazı problemleri beraberinde getirdi ve sezon sonu Galatasaray’dan ayrıldım ama benim için büyük bir tecrübe olmuştu. Malatyaspor’a transfer oldum. Burada Aykut Kocaman benim için önemli bir fırsat oldu. Başarısız bir sezondan sonra burada kendimi toparladım ve yeniden çıkışa geçtim. Buradan da Bursaspor’a transfer oldum ve futbol hayatımın en güzel yıllarını burada yaşıyorum.
Bursaspor, geçen sezon bir sürpriz gerçekleştirdi ve Anadolu’dan bir takımın daha şampiyonluğuna şahit olduk. Milyon dolarlarla oynayan büyük kulüplere karşı mütevazı bir kadroyla bu başarı sağlandı. Bu başarıdan ve şampiyonluk sürecinden biraz bahseder misiniz?
Açıkçası sezon başında şampiyonluk gibi bir hedefimiz yoktu. Sadece Avrupa kupalarına katılmayı amaçlıyorduk. Ama sezon ortasında ligin seyri bir anda değişti ve kendimizi şampiyonluk potasında bulduk. Arkadaşlarla büyük bir özveriyle çalıştık. Taraftarımızın, şehrin ve hocamızın da büyük desteğiyle şampiyon olarak büyük bir olayı gerçekleştirmiş olduk.
Gelelim Bursaspor’un bu sezon beklentilerine. Birçok transfer yaptınız, oturmuş bir kadronuz var ve bunu da bozmadınız. Sizce bu sezon Bursaspor’un kadrosu Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi için yeterli mi?
Söylediğiniz gibi oturmuş bir kadromuz var ve bu kadroyu koruduk. Yapmış olduğumuz yeni transferlerle eksik yönlerimizi tamamlayacak kalitede arkadaşları takıma dâhil ettik. Bu olumlu faktörler birleşince beklentiler de büyük oluyor tabii. Gerek Şampiyonlar Ligi’nde gerekse Süper Lig’de elimizdeki bu kadroyla başarılı olacağımıza inanıyorum. Ayrıca geçen yılki başarının da tesadüf olmadığını göstermek durumundayız. Yaşadığımız bu büyük başarının farkında olduğumuz kadar bunun geçmişte kaldığının bilinciyle bu sezona odaklandık. Şimdi en büyük hedefimiz Türkiye’yi ve Bursaspor’u Şampiyonlar Ligi’nde en iyi şekilde temsil etmek.
Tekrar Süper Lig’e dönersek bu yıl zorlu geçecek gibi. Ligimize Quaresma, Stoch, Cana, İnsua ve son olarak da Guti gibi yıldızlar geldi. Önümüzdeki sezon nasıl sizce geçecek?
Süper Lig’e baktığımızda artık futbol ve futbolcu kalitesinin arttığını görüyoruz. Buna en güzel örnek bu yılki futbolcu transferleridir. Bu transferler gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’da ses getiren transferler oldu. Bu sezon futbol adına çok çekişmeli ve zorlu bir ligin olacağına eminim. Fakat bizim geçen yıl mütevazı bir kadroyla büyük bir başarı yakaladık; bu da gösteriyor ki her şey yıldız oyuncuyla bitmiyor. Bana göre en önemli unsur takım içinde yardımlaşma ve dayanışmadır. Futbol deyimiyle ‘takım ruhu’nu yakalayabilmedir. Bu sağlandıktan sonra bana göre başarı kaçınılmaz olur.
Milli Takım Hiddink’le beraber yeni bir dönem başladı ve hazırlık kampı yapıldı. Milli Takım hakkında düşünceleriniz nelerdir? Milli formayı hak ettiğinizi düşünüyor musunuz?
Bu konuda birçok soruyla karşılaştım gerek spor yorumcuları gerekse yakın çevremdeki arkadaşlar beni Milli formaya çok yakıştırdılar. Tabii ki bunda en büyük faktör benim geçen sezonki başarılı futbolumdu. Geçen sezona baktığımızda ligin en az gol yiyen takım oyuncusu ve ligde en çok gol atan savunma oyuncusuyum. Bu özelliklerim ve performansımın sonucunda bende Milli formayı hak ettiğimi düşünüyorum, fakat bu gerçekleşmedi. Görüyorum ki oyuncu seçimleri performansa göre yapılmıyor. Bu da ister istemez insanın kafasını karıştırıyor ve farklı şeyler düşünmemize neden oluyor.
Milli Takım, Euro 2012 elemelerinde Almanya, Belçika, Avusturya, Kazakistan ve Azerbaycan ile mücadele edecek. Bu turnuvaya katılma şansımızı nasıl görüyorsunuz?
Son Dünya Şampiyonası’nı izledik ve baktığımız zaman Türkiye’nin burada en az yarı final oynayabileceğini düşündüm. 2012 elemelerindeyse grubumuzda bizi zorlayabilecek bir Almanya’yı görüyorum. Bu gruptan rahatlıkla çıkabileceğimizi düşünüyorum. Türk Milli Takımı’nın bunu gerçekleştirecek kaliteye sahip olduğunu söyleyebilirim.
Mesut Özil, Serdar Taşçı, Eren Derdiyok, Gökhan İnler’de sizin gibi gurbetçi futbolcular. Baktığımızda onlar diğer ülke milli takımlarını seçti. Elinize genç yaşta böyle bir fırsat geçseydi hangi milli takımı seçerdiniz?
Ben Alman kökenli bir oyuncu olduğum için bu arkadaşların başka ülkelerin milli takımını seçmelerini çok iyi anlıyorum. Ne kadar Türk kökenli olsak da çevremizdeki arkadaşlar ve kültür bambaşka. İnsan zamanla kendini bu kültüre adapte olmuş buluyor. İki kültür arasında sıkışıp kalan arkadaşlar, bir süre sonra bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Bunun sonucunda da kendine daha yakın bulduğu tarafı seçiyor. Tabii, bu nedenlerin yanında kendi öz eleştirimizi de yapmalıyız. Belki de federasyonumuz bu arkadaşlara gerekli ilgiyi vermedi, aramadı. Onlar da kendilerine güvenen ve sahip çıkan diğer ülke milli takımlarını seçtiler. Gönül isterdi, bu arkadaşların Türk Milli Takımı’nda oynamasını ama kısmet işte. Bu bakımdan bu arkadaşlar hakkında olumsuz bir şey söyleyemem. Kararlarına saygı duyarım.
Gençliğinizde örnek aldığınız bir futbolcu var mıydı ve Türkiye’de beğendiğiniz oyuncular kimler?
Ben amatör futbolcuyken forvet oynardım ve en büyük idolüm Hakan Şükür’dü. Süper Lig’deyse beğendiğim oyuncular Özer Hurmacı ve Arda Turan. Tabii ki başka kaliteli arkadaşlar da var ama hem yaş hem de teknik yönüyle bu iki oyuncuyu çok beğeniyorum ve başarılarının devamını diliyorum.
Son olarak hafta sonu oynanacak Süper Kupa Finali hakkında neler söylemek istersiniz?
Baktığımızda gerek Trabzonspor gerekse Bursaspor sezona çok iyi bir şekilde hazırlandılar. İki takımın da hemen hemen aynı kalitede ve disiplinde olduğunu söyleyebiliriz. Trabzonspor da bizim gibi kadrosunu korudu ve yaptığı takviyelerle eksiklerini giderdi. Çok zevkli ve dostça bir maç olacağına inanıyorum. Bursaspor taraftarı artık Trabzonspor’u kardeş takım olarak görüyor. Geçen sezon Trabzonspor’un Fenerbahçe’den puan almasıyla biz de şampiyon olduk. Bu iki takım arasındaki dostluğu pekiştirmiş oldu. Süper Kupa’da bu yıl ilk defa iki Anadolu kulübü final oynayacak. Gönlüm tabii ki de Bursaspor’dan yana ama hak eden kazansın ve en önemlisi de dostluk kazansın.