Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, yaklaşık 5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın açıklaması yaptı. Arınç, Suriye’nin esas konu olarak ele alındığı toplantının ardından, Ramazan Bayramı süresince otoyolların ücretsiz, belediyelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinin de ücretsiz veya indirimli olarak uygulanmasının, Bakanlar Kurulunca kabul edildiğini bildirdi. Arınç, BDP heyetinin Abdullah Öcalan için basın toplantısı talebinin ise ‘mümkün olmadığını’ belirtti.
ntvmsnbc.com'da yayımlanan habere göre Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu. Arınç, Ramazan Bayramı süresince otoyolların ve belediyelerce yürütülen toplu taşıma hizmetlerinin de ücretsiz veya indirimli olacağını belirtti.
Suriye’deki çatışmalara değinen Arınç, ‘boşluktan yararlanmaya çalışanlara izin verilmeyeceğini ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi düzeninin korunması gerektiğini’ belirtti.
BDP heyetinin Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmeye de değinen Arınç, Adalet Bakanı ile görüştüğünü, ağırlaştırılmış müebbet alan hükümlüler için belirlenen şartlarının net olduğunu ve ‘basın toplantısı talebinin mümkün olmadığını’ belirtti.
'Basın toplantısı mümkün değil'
Arınç, Abdullah Öcalan ile BDP heyetinin yaptığı görüşmenin ardından hükümete iletilen talep hakkında açıklamada bulunarak, "Elimizdeki mevcut hukuki mevzuatta bu mümkün görünmemektedir. Daha önceki yönetmeliklere baktığınız zaman bir hükümlünün karşısına basın mensuplarını alıp da bulunduğu yerde bir basın toplantısı yapması hiçbir şekilde mümkün görünmemektedir" dedi.
Arınç, ağırlaştırılmış müebbet hapis alan tutukluların sahip olduğu hakların açık olduğunu belirterek, ‘Öcalan’ın basın toplantısı düzenlemesi talebinin sorulmasının caiz bile olmadığını’ ifade etti.
Arınç, demokratikleşme konusunda bazı zamanlarda bakanlar ve Başbakan Erdoğan’ın açıklamalar yapabileceğini ancak şu an bir durum değerlendirmesinin olamayacağını belirtti.
Suriye'nin bütünlüğünden yanayız
Bülent Arınç, toplantının ardından ilk olarak Suriye konusuna değindi. Arınç, “3 yıldır rejim kendi halkını ezityor ve yok ediyor. 100 binden fazla insanın ölümüne neden oldu, 1 milyondan fazla insan ülkesini terk etti. Kadınlar, çocuklar rejimin silahları ve uçaklarıyla havaya uçuruldu. Rejimin silahlı güçlerine baişka ülkelerden de yardım geldi ve yardım devam ediyor” ifadesini kullandı.
Sözlerine devam eden Arınç, “Suriye her taraftan etkilenmeye hazır noktaya geldi. Bir taratan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), bir taraftan diğer ve çok büyük silahlı örgütler güç savaşına girdi. Türkiye olarak son derece olumsuz sonuçları olan ihtilafı yakından takip ediyoruz. Maalesef bu aşamada rejimin muhaliflere yönelik saldırılarının yoğunlaştığını ve Suriye'deki grupların kendi aralarındaki çatışmaları da yaşanıyor. Sınıra yakın çatışmalarda maalesef bir vatandaşımız hayatını kaybetti ve birkaç vatandaş yaralandı... Suriye'deki karışıklıktan yararlanmak isteyen bazı grupların çıkarları doğrultusundan Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi dengesinin bozulmasına Türkiye olarak göz yumamayız. Şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Sınırdaki her türlü güvenlik tehdide ve vatandaşların can güvenliğine karşı her türlü müdahaleyi alıyoruz” dedi.
'Homojen yapı korunmalı'
Suriye'nin toprak bütünlüğünün toplantıda esas alınan konu olduğunu belirten Bülent Arınç, de-facto durumların düşüncelerinin dışında olduğunu, insanların homojen bir yapıda, yıllardır bir arada yaşadıkları düzenin dışında olduğunu belirtti.
Etnik bir temizliğe kimsenin izin vermeyeceğini belirten Arınç, Suriye'deki nüfusun yüzde 10'unun Kürt olduğuna dikkat çekti ve Esad rejimi döneminde Kürt halkına eşit haklar ve yurttaşlık verilmediğini belirtti.
Çatışmalar öncesinde Türkiye ile Suriye'nin çok iyi bir ilişkisi olduğunu belirten Arınç, Esad'ın o dönemde Kürt halkına verilecek haklar için de söz verdiğini hatırlattı.
MHP, Suriye'ye silahlı müdahale yapılmasını savunmaktadır. CHP ise aksine kesinlikle bir müdahale yapılmamasını savunmaktadır. Nihayetinde Türkiye olarak Suriye'nin bütünlüğünün korunmasından yanayız.