Malatya'daki Darende Gülpınar Şelalesi'ne gezmeye giden Kemal Ateşoğulları ve akrabaları beklemedikleri tepkilerle karşılaştı. İddiaya göre, mekanın sahibi F.G., Ateşoğlu'nun akrabalarının kolundandaki Zülfikâr dövmesini görünce ailenin restoranda oturabilmeleri için iki yüz lira talep etti. Daha sonra Ateşoğulları ile mekân sahipleri arasında gerginlik yaşandı. Gerginliği yatıştıran jandarma ekipleri, "restoranın özel mülk olmasından dolayı" mekân sahibinin isterse servis yapmama hakkı olduğunu söyledi.
Evrensel gazetesinin haberine göre, jandarma sebebin ne olduğunu sorunca Ateşoğulları, Alevi oldukları için böyle bir tutumla karşılaştıklarını dile getirdi. Ateşoğulları, yaşananların ardından mekan sahibi F.G hakkında şikayetçi oldu. Evrensel gazetesine açıklama yapan Kemal Ateşoğulları, Türkiye’de hâlâ böyle tutumların olmasına anlam vermediğini söyledi. Bu işin arkasını bırakmayacağını dile getiren Ateşoğulları, Türkiye’deki yargı sürecinde bir sonuç alınamazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını belirtti. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve AKP Sivas Milletvekili ve Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a durumu aktardığını söyleyen Ateşoğulları, “Gerekeni yapacaklarını söylediler, bekleyip göreceğiz” dedi.
Kullanılan dilin yansıması
Darende’de yaşananlara tepki gösteren Hubyar Sultan Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, Alevilere yönelik bu tür olayların münferit olmaktan çıktığını söyledi. Kamu sektöründe ve özel sektörde Alevilere dönük ayrımcı söylemlerin arttığını dile getiren Kenanoğlu, bunun nedeninin ise ülkeyi yönetenlerin kullandığı dilden kaynaklandığını belirtti. Kenanoğlu, bu tip olayların yaşanmaması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Ülkeyi yönetenler ayrımcı bir dil kullanmaktan vazgeçmeli ve bu tip ayrımcı söylemler ve uygulamalar cezalandırılmalı.”
Alevilere yönelik hak ihlalleri artıyor
Alevî Bektaşi Federasyonu (ABF) mayıs ayında Alevilere yönelik hak ihlallerini içeren bir rapor hazırlamıştı. ABF, Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF), İngiltere Alevi Kültür Merkezi (İAKM) tarafından hazırlanan 2011 ve 2012 yılı Alevi Hak İhlalleri İzleme Raporu’nda “AKP Hükümeti Sünniliği devlet ve toplum yaşamının merkezine yerleştiriyor” denmişti. Raporda, AKP Hükümetinin cami ve diyanet merkezli bir toplum dizaynından yana olduğu belirtilerek, farklı inançlara sahip insanlar açısından tedirgin edici gelişmelerin yaşandığına dikkat çekilmişti. Raporda yer alan ifadeler şu şekildeydi: “2011 yılında 37 olan Alevilere yönelik ayrımcılık, hak ihlali, aşağılama, nefret suçu vakası 2012 yılında 70’e çıktı. 2011 yılında Hükümet kaynaklı 10 vakanın 9’unda nefret söylemini kullanan kişi Başbakan Erdoğan’dır.”
