Taraf Yazarı Süleyman Yaşar, ABD merkezli ekonomik krizin başlangıç noktası olarak 11 eylül saldırılarını gösterdi. Yaşar'a göre, saldırı sonrasında Amerikan halkının korkularını gidermek için rahat yaşam imkanı sağlamak çözüm yolu olarak seçildi. Bu da ancak faizlerin düşürülmesiyle mümkün olacaktı. Sonuc olarak faizler yüzde 1'in altına çekildi. İşte Süleyman Yaşar'ın yazısı
Hisse senedi piyasalarında fiyatların bir günde hızla düşmesine çöküş (crash) denir. Fiyat düşüşlerinin çöküş sayılması için hisse senedi fiyat endekslerinin bir günde yüzde 10’un üzerinde değer kaybetmesi gerekiyor.
Daha önce yaşanan 1929 ve 1987 borsa çöküşlerinde fiyatlar bir günde yüzde 10’un üzerinde gerilemişti. Bir günde yaşanan en büyük fiyat gerilemesi 19 Ekim 1987’de Dow Jones Endüstri Endeksinde yüzde 22,6 olarak gerçekleşmişti. Yine 28 Ekim 1929’da Dow Jones Endüstri Endeksi yüzde 13 oranında düşmüştü.
Yaşadığımız krizde henüz bir günde yüzde 10 oranında fiyat gerilemesi olmadı. Dow Jones Endüstri Endeksi 29 Eylül 2008’de yüzde 6,98, 7 Ekim 2008’de yüzde 5,11 oranında geriledi. Buna karşın bugün yaşadığımız kredi krizini daha önce yaşanan iki büyük çöküş gibi görebilir miyiz? Bu soruyu cevaplamak zor. Çünkü yaşanan son kriz biraz farklı.
1929 çöküşü hızla gelişen endüstriyel üretim nedeniyle çıktı. 1927-1929 yılları arasında endüstriyel üretim yüzde 25 oranında arttı. Firmaların hisse senetlerinin fiyatı yüzde 400 oranında yükseldi. Bu aşırı üretim, talep bulmakta zorlanınca piyasalar çöktü.
1987 çöküşü ise bilgisayar destekli borsa alım-satımından kaynaklandı. Karmaşık bilgisayar programlarıyla stratejiler belirlendi. Bilgisayarlar aynı anda satışa geçtikleri için menkul kıymetlere büyük miktarda satış emri gelince çöküş yaşandı.
Gelelim 2008 krizine... Yaşadığımız krizde henüz çöküş sayılacak bir fiyat düşüşü yaşanmamasına rağmen değer kayıpları parasal olarak oldukça büyük. Bu krizin nedenleri ise öncekilerden farklı. Yaşanan krizi 11 Eylül 2001 terörist atağına bağlamak mümkün. Çünkü yapılan terör atağının ardından Amerikan halkının korkularını gidermek için ona rahat bir yaşam imkânı sağlamak çözüm olarak düşünüldü. Rahat ekonomik yaşam ise ancak faizler düşürülerek sağlanabilirdi. Bu nedenle faizler yüzde birin altına kadar düşürüldü.
Amerikalılar ucuz konut, araba ve kredi kartlarıyla terörist atağın korkusundan uzak tutulurken bu defa enflasyon korkusu başladı. Enflasyonu önlemek için birdenbire faizler arttırılınca mutluluk sona erdi.
İşte bu nedenle yaşanan bu ekonomik kriz diğer krizlerde olduğu gibi sadece ekonomik gelişmelerden kaynaklanmıyor. Amerikan halkını korkudan uzak tutmak için hazırlanan siyasi senaryoların bir sonucu.
Zaten bu nedenle Amerikan Hazinesi ve Merkez Bankası sürekli piyasalara müdahale ederek çözüm getirmeye çalışıyor. Ekonomiye müdahale sonucunda gelen bir kriz şimdi mecburen yine ekonomiye müdahaleyle çözülmeye çalışılıyor. Bu yol da çözümü zorlaştırıyor tabii.