Yunanistan'da cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, herhangi bir adayın 180 oya ulaşamaması halinde ülke erken seçimlere gidecek. Bu senaryoda iktidarın en kuvvetli adayı ise eski bir Mao sempatizanı olan Radikal Sol İttifak (Syriza) lideri Alexis Tsipras...
Neşe İdil’in Radikal’deki haberine göre, Yunanistan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışmalarında erken seçim ihtimali sıklıkla gündeme geliyor. Bunun nedeni ise üç turlu seçimde herhangi bir adayın 180 oya ulaşamaması olasılığı. Bu durumda Yunanistan sandık başına gidecek ve yeni bir dönem başlayacak. Yeni dönem senaryolardan biri de ana muhalefet partisi Radikal Sol İttifak’ın (Syriza) lideri Alexis Tsipras’ın iktidara gelmesi.
Anketlerde önde
Yapılan anketlerde önde gözüken Tsipras, Yunanistan’ın kemer sıkma politikalarını bitirme hedefiyle yola çıktı. Radikal Sol İttifak’la 2009’da yüzde 4 oy aldı. Üç sene içinde ise ülkenin ana muhalefet partisi haline geldi. Partinin yükselişinin arkasındaki isim Tsipras ise siyasi görüşleri ve ekonomik hedefleriyle merakla izlenen bir siyasi figür olmayı başardı.
Mao Zedong 'hayranı'
1974 Atina doğumlu Tsipras, inşaat mühendisliği okudu. Kent planlaması üzerine çalışmalar yürüttü. 2006’da Atina’dan aday olduğu belediye başkanlığı seçimlerinde yüzde 10.5 oy alarak üçüncü sırada yer aldı. 2008’de bir öğrenci dergisine verdiği söyleşide, Mao Zedong'a sempatisini açıkladı ve Çin’in Kültür Devrimi’nin çok önemli olduğunu belirten şu ifadeyi kullandı: “Komünist rejimlerde büyük bir özgürlük eksikliği hakimdi, ancak en azından düşüncelerinin merkezinde insanlık vardı.”
Vaatleri: Bedava elektrik ve ısıtma
Tsipras’ın başında bulunduğu Syriza programında iktidara gelmesi durumunda Yunanistan’a şu vaatlerde bulunuyor:
Tahvil sahiplerine kesinti: Bu, Yunanistan hükümetinin kriz döneminde yüksek faizle devlet tahvili satın alanların alacaklarının ödenmemesi anlamına geliyor. Benzer kararlar Kıbrıs ve Arjantin’de de alınmıştı.
Bedava elektrik: Bu hedefin hayata geçirilmesi halinde devlet harcamaları çarpıcı şekilde ivme kazanacak. Syriza’nın programında evlerde ısıtma ve elektrik için pay ayrılması, gıda ve kira yardımı, ücretsiz sağlık servisinin yeniden kurulması ve daha önce çeşitli reformlarla kesilen emekli maaşlarının sağlanması için 13 milyar euroluk plan yer alıyor. Tüm bunların Yunanistan’ın bütçe açığını artıracağına kesin gözüyle bakılıyor.
Her şeyin Avrupa Merkez Bankası tarafından finanse edilmesi: Yunanistan’ın tahvil getirilerinin yükselmesi nedeniyle, Tsipras harcamaların, Yunan borcunun doğrudan hükümetten alınması aracılığıyla Avrupa Merkez Bankası tarafından finanse edilmesini istiyor.
Zenginlere vergiler: Syriza son yıllarda uygulamaya konulan vergilerin birçoğunun kaldırılmasını ve gelir vergisi eşiğinin 5 bin yerine yeniden 12 bin euro olmasını istiyor. Parti , bu konuda Maliye Bakanlığı’yla tartışmalar yaşamıştı. Bunun yanı sıra, Tsipras, özellikle ülkenin en zengin kesiminin vergi kaçırmasına karşı sert politikaları savunuyor.
Avrupa Birliği’nin finanse etmesinin istendiği kapsamlı bir iş oluşturma programı: Yunanistan’da işsizlik oranı yüzde 25 ve bu oran gençlerde yüzde 50’nin de üzerinde.
Banka borçlarını ödeyemeyenlerin borçlarının silinmesi
Asgari ücretin yükseltilmesi, toplu sözleşmenin yeniden tanımlanması
Demokrasinin güçlendirilmesi: Demokrasi ve sosyal adalet güçlendirilerek, eşitlik, özgürlük ve dayanışma kavramlarının yaygınlaşması hedefleniyor.
Kurtarma paketini gözden geçirmek istiyor
Avrupa’nın en fazla borcu olan ülkesi Yunanistan’da yükselişini sürdüren Tsipras, iktidara gelmesi durumunda sermaye piyasası ve bono yatırımcılarını korkutacak bir gelişme olmayacağı konusunda hem iç hem dış kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor. İktidara gelirse Avrupa Birliği’nin kurtarma paketini tekrar gözden geçirmek istediklerini belirten Tsipras, “Bütçe açığına geri dönmek de yeniden ödünç para almak da istemiyoruz” diyor ve mali tutumluluk sözü veriyor.
Avrupa Birliği nasıl bakıyor?
Yunanistan’ı iflastan birkaç kez kurtaran Avrupa Birliği Syriza ve Tsipras’ın yükselişini dikkatle izliyor Der Spiegel’in 2012’de Tsipras için kullandığı, “Avrupa’nın en tehlikeli adamı” ifadesi sık sık tekrar ediliyor. Çünkü Tsipras’ın programı Avrupa Birliği’yle neredeyse sıfır işbirliği anlamına geliyor. Bu durumda ilk kez AB üyesi bir ülke Avrupa politikalarını reddetmiş olacak. Ancak uzmanlara göre, Radikal Sol İttifak’ın Avrupa Birliği’nden talep ettiği finansmanı sağlama olasılığı çok düşük. Bunun nedeni olarak Syriza’nın ekonomik politikalarının maliyetinin çok büyük olması gösteriliyor.
Almanya’ya göre 'statükoya boyun eğecek'
Brüksel ve Berlin’den ismini vermek istemeyen yetkililer, finansal gerçeklerin Tsipras’ı Avrupa Birliği’ne “boyun eğmeye” zorlayacağını düşünüyor. Yunanistan’ın kurtarma paketine 240 milyar euroyla en fazla katkı yapan Almanya’nın, Syriza’nın politikalarına karşı herhangi bir acil durum planı bulunmadığı; yetkililerin, Tsipras’ın statükoyu kabul edeceğinden emin olduğu da söyleniyor. Buna göre, Yunanistan’ın Avrupa Birliği bütçe disiplini kanununu imzalayan taraflardan olması da Tsipras’a pek hareket alanı bırakmayacak.
Sonuç olarak Yunanistan’ın, ‘yükselen değeri’ Tsipras Avrupa’nın en önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürüyor.