Hürriyet yazarı İsmet Berkan bugünkü köşesinde, bayramlarda yaşanan ölümlü trafik kazalarına değinerek, “Yollarda, inanılmaz bir yoğunluk var…Bir bakıma bu yoğunluk ölümlü trafik kazalarına karşı en büyük güvencemiz olacak gelecekte. Ama bu hafta korkarım bayram gidişi ve dönüşünde 45 vatandaşımızı kaybedeceğiz” dedi.
Verdiği bu rakamın bir temenni olmadığını belirten Berkan, “Geçen gün benim rakamımı doğrulayan bir derleme çıktı bütün gazetelerde. Son 10 yılda dini bayramlarda trafik kazalarında 876 kişi ölmüştü. Yılda ortalama 87 kişi, bayram başına ortalama 44 kişi” ifadelerini kullandı.
Duble yolların ortalama hızı artırarak beraberinde başka riskler getirdiğini söyleyen Berkan’ın Hürriyet’te “Bu hafta yollarda en az 45 kişi ölecek” başlığıyla yayımlanan (23 Eylül 2015) yazısı şöyle:
Bilmiyorum, gözü bu başlığa takılınca yüzünde bir tebessüm belirmiş midir ama bugünün Posta gazetesi yazarı ve yazı işleri editörü Hakan Çelenk, ben Radikal'de neredeyse her bayram öncesinde bu başlığı önerdiğimde şiddetle itiraz ederdi.
"Bayram öncesi içlerini karartmayalım insanların İsmet Abi" derdi, sonra yazı işleri masasındaki herkes de onu destekler ve ben geri adım atardım her seferinde. Ama birkaç gün sonra, bayramın hemen ertesinde en önce haberi o derler, sonra da bana dönüp "Yine haklı çıktın İsmet Abi" derdi.
Geçen gün benim rakamımı doğrulayan bir derleme çıktı bütün gazetelerde. Son 10 yılda dini bayramlarda trafik kazalarında 876 kişi ölmüştü. Yılda ortalama 87 kişi, bayram başına ortalama 44 kişi.
DUBLE YOLLAR HEP YOĞUN
Bu yaz, üstelik de Şeker Bayramı'ndan iki gün önce, uzun yıllardır yapamadığım bir şeyi yaptım, İstanbul'dan karayoluyla Bodrum'a gittim; bayramdan birkaç gün sonra da döndüm.
Yani 'bayram trafiği'ne girmedim; ama çok ciddi yoğun trafiğin içinde gittim ve geldim.
Uzun yıllardır şehirlerarası yollarda araba kullanmadığım için bu gelişmenin arasını kaçırdım ama benim bu yaz gördüğüm şuydu: Yollarda, inanılmaz bir yoğunluk var. Duble yollar sayesinde bu yoğunluk il ve ilçe merkezleri dışında çok hissedilmiyor belki ama diyelim Balıkesir-Manisa arasının İstanbul'daki şehir içi trafiğine benzemesine çok ama çok az kalmış durumda.
Bir bakıma bu yoğunluk ölümlü trafik kazalarına karşı en büyük güvencemiz olacak gelecekte. Ama bu hafta korkarım bayram gidişi ve dönüşünde 45 vatandaşımızı kaybedeceğiz.
BİREYSEL SORUMLULUK ÖNEMLİ
Bir ülkede yıllarca aynı şey tekrar ve tekrar olur ve o ülke bu meselesine nasıl çözüm bulamaz?
Trafik söz konusu olduğunda bireysel sorumluluk, toplumsal sorumlulukla atbaşı gitmek durumunda. Yolun her kilometresine bir polis koysanız bile araç kullanan bireyler sorumlu davranmadıkça sorunu çözemezsiniz.
Üstelik, yolda araç kullanan her bireyin sorumlu davranması gerekiyor. Yoksa baktığınızda, sorumlu araç kullananlar bütün sürücülerin belki yüzde 99'dan bile fazlası. Ama bir tek sorumsuz sürücü bile onlarca insanın ölümüne yol açabiliyor trafikte. (İstanbul veya Ankara gibi büyük şehirlerde dikkat edin, ezici çoğunluk kurala uyar, kırmızı ışıkta geçmez, emniyet şeridine girmez ama kuralı ihlal eden, emniyet şeridine giren, kırmızıda geçen veya yolda makas atan minicik azınlık maalesef temel belirleyici olur.)
YENİ RİSKLER ÖNLEM BEKLİYOR
Her gün şehirlerarası yollarda araç kullananların tamamının sorumlu olmasını sağlamak önemli. Ama tek başına yeterli değil. Trafik kurallarını belirleyen ve sonra da uygulayan kamu otoritesine de çok ciddi rol düşüyor.
Duble yolların ülkenin dört bir tarafında devreye girmesiyle birlikte evet bazı kaza türlerinin riskleri azaldı ama buna karşılık yollardaki ortalama sürat arttı. Bu da beraberinde başka bazı riskleri getirdi, getirmeye devam ediyor.
Öte yandan ülkede otomobil sayısının arttığını, eskisi gibi tatil hareketliliğinin sadece İstanbul-Ankara gibi büyük ve görece zengin şehirler kaynaklı olmaktan çıkıp çok daha yaygınlaştığını ve dolayısıyla yoğun riskli rotaların sayıca daha arttığını da görmeliyiz.
*
Yazının başlığındaki rakam bir temenni değil. Umarım bu bayram çok daha az sayıda vatandaşımızı yollarda trafiğe kurban veririz. Benim bayram dileğim bu.