Ekonomi

Boyner: Türkiye’de kadınların statüsü yüz kızartıcı boyutta

TÜSİAD Başkanı Boyner, “Türkiye’nin erkek bakış açısına hapsolmayan bir kadın-erkek eşitliği politikasına ihtiyacı olduğunu” vurguladı.

08 Mart 2011 02:00

T24 - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, “Türkiye’nin erkek bakış açısına hapsolmayan bir kadın-erkek eşitliği politikasına ihtiyacı olduğunu” vurguladı. 



8 Mart Emekçi Kadınlar Günü kapsamında açıklama yapan TÜSİAD Başkanı, “Türkiye’de kadınların statüsü ile göstergelerin yüz kızartıcı boyutta olduğunu” belirtti. 2010 yılı verilerine göre istihdama katılan kadınların oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 57’nin üzerindeyken, Türkiye’de sadece yüzde 24 olduğunu kaydeden Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadın ile erkeğe biçilen farklı roller, eğitim eksikliği, iş ve aile dengesini kurmaya yardımcı mekanizmaların azlığı ve sosyal güvenceden yoksunluk, kadınları etkileyen ağır sorunlardır. Kadınların çalışma hayatında katılımını arttırmak için iddialı hedefler koyulması ve buna ulaşmak için bütünlüklü politikalar uygulanması gereklidir. 2023 yılında dünyanın en büyük 10. ekonomisi olmayı hedefleyen Türkiye’nin, kadınlarını ekonomik güce ortak etmeden gerçek anlamda gelişmiş bir ülke olmasını bekleyemeyiz.” Kadınların ekonomideki rolünün sadece kadınları değil, kadın-erkek tüm toplumu ileri taşıyacak bir konu olduğunu bilerek “çözüm süreçlerine erkeklerin de aktif olarak katılmasını zorunlu gördüklerini” aktaran Boyner, bu konuyla ilgili farkındalığı arttırmak için TÜSİAD Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu olarak “Çalışma Hayatında Kadın” konulu bir dokümanter film hazırladıklarını ve bir konferansla gündeme taşıdıklarını bildirdi. Boyner, kadınların ülke yönetim kademelerinde eksik temsilinin bir diğer önemli sorun alanı olduğunu vurguladı.


‘Kadına yönelik şiddet kendiliğinden çözülmez’

Boyner, kamuda çok sayıda kadının yer aldığı fakat yöneticilik düzeylerine yükselmede ciddi bir elemeye maruz kaldığının görüldüğünü dile getirdi.

Kadınların eğitime, çalışma yaşamına ve siyasete daha fazla nasıl katılabileceği üzerine akıl yorarken, diğer taraftan kadınların hâlâ yaşam hakkının bile ciddi tehlike altında olmasının tahammül edilemez olduğuna dikkat çeken Boyner, şunları söyledi:

“Kadına yönelik şiddetin kendi kendine yok olması beklenemez. Adli mercilere başvuran şiddet mağduru kadınlar süreç sırasında yeniden mağdur edilmemeli, yasal sorumlular başta olmak üzere ilgili tüm taraflar üzerlerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmelidir.” Boyner, 8 Mart’ın, kadın sorunlarının kamuoyunda tartışılması için önemli bir vesile olmakla birlikte, toplumsal cinsiyet uçurumunu kapatmak için sürekli, samimi ve somut çabalara ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.