''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül, savunmasını
tamamladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunma yapan avukat Vural Ergül, dünkü ara kararlarda hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmedildiğini anımsatarak, bu nedenle mahkemeye teşekkür etti.
'Savcının gerçekleri çarpıtma hakkı var mı?'
Ergül'ün, soruşturmayı yürüten savcıları eleştirirken ''Savcının gerçekleri çarpıtma hakkı var mı?'' diye konuşması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ''Avukatın böyle bir hakkı var mı?'' dedi.
Soruşturmanın Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini yıpratmak amaçlı olduğunu savunan Ergül, ''Tuncay Güney olmasaydı, bu dava da asla olamayacaktı. Güney'in mülakatı yok sayıldığında sanıklar arasındaki bağlantı, ortadan kalkar'' şeklinde konuştu.
Her gün internette MSN'de görüştüğü Güney'in ''Türkiye'ye gelmeyeceğini ve getirilemeyeceğini'' söylediğini öne süren Ergül, 2-3 ay önce yaptığı bir görüşmede de Güney'in kendisine ''Yener Yermez'in Murat Oğuz'un askeri olduğunu söylediğini'' savundu.
Ergül, Murat Oğuz üzerinden bir yere varılamayacağı anlaşıldığından, bu durumun daha sonra medyaya farklı şekilde yansıtıldığını öne sürdü.
'Deliller yasa dışı'
Güney'in mülakatına ilişkin kaset konusunda ayrıntılı açıklamalar yapan Ergül, bu kasetlerin dosyaya giriş şekilleri itibariyle yasa dışı delil kapsamında olduğunu iddia etti. Ergül, iddianamenin mahkemeye sunulmasının ardından savcıların iddianame ve eklerinde düzeltmeler yaptığını öne sürerek, dava dosyasına konulan ajandalar, telefon rehberleri ve görev listeleriyle ulusal güvenliğin riske sokulduğunu savundu.
'Küfürler savcıların utancı'
İddianamede küfürler bulunduğunu da anlatan Ergül, iddianamede hangi küfrün kaç kez geçtiğini sıraladı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'ün ''Bunları böyle okumanıza gerek yok. Daha önce de söylendi'' diyerek müdahale etmesi üzerine Ergül, ''Bu savcıların utancı, benim değil'' dedi.
Ergül, bir sanığın erkek muhabbeti sırasında cinsel içerikli bir konuşmasının da iddianameye alınmasını eleştirdi.
'3 yaşındaki kızı sürekli ağlıyor'
Müvekkili Vedat Yenerer hakkındaki tutuklama kararının nasıl verildiğini de anlayamadığını söyleyen Ergül, haksız tutuklama durumlarında tazminat davası açılabileceğini anlatarak, ''Sabahlara kadar (Baba, baba) diye ağlayan Vedat'ın 3 yaşındaki kızı Ayşe'nin hakkını nasıl tazmin edeceğiz?'' diye sordu.
Yenerer'den ele geçirilen bazı boş kovanların, örgüt silahı gibi gösterildiğini ifade eden Ergül, örgüte ilişkin delil elde edilemediğinden bu yola başvurulduğunu öne sürdü. Ergül, ''Müvekkilim, ofisinde bulunan bu boş kovanları silahlar çiçek açsın mesajını vermek için getirmiştir. Bazılarının içine menekşeler yerleştirmiştir. Gelin görün ki şimdi terör örgütü üyesi olarak karşımızda'' diye konuştu.
Yenerer'in bu davaya Irak politikası konusunda yazdığı bir yazıda Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında kullandığı ibare nedeniyle dahil edildiğini öne süren Ergül, müvekkilinin tutuklanması için hiçbir haklı sebep bulunmadığını iddia etti.
Ergül, ''Ergenekon'' soruşturmasının 4 yıllığına planlandığını ve önümüzdeki günlerde yeni gözaltılar olacağını öne sürdü.
'Kalemini satmayan bir yurtsever'
Yenerer'in, yazıları konusunda Veli Küçük'ten talimat aldığı yönündeki iddianın doğru olmadığını ifade eden Ergül, ''Müvekkilim hiçbir zaman kalemini satmayacak, her daim namusuyla, şerefiyle yazacak bir yurtseverdir'' dedi.
Ergül, müvekkilinin tahliyesine karar verilmesini istediğini, bu talebi reddedilecekse kararın gerekçesinin her zamankinden farklı ve ayrıntılı olmasını beklediğini söyledi.
Duruşma, tutuklu sanık Ümit Oğuztan'ın ifadesinin alınmasıyla devam etti.
Uyuyan Hoştan heyecan yarattı
Bu arada, duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Başkan Şengün, tutuklu sanıklardan Oğuz Alpaslan Abdulkadir'in hastaneye gönderildiğini bildirdi.
Öte yandan, avukat Ergül'ün savunma yaptığı sırada bir anlık uykuya dalarak, başı yasladığı kolundan düşen tutuklu sanık Sami Hoştan, salonda kısa süreli heyecana yol açtı.