Ekonomi

Borcunu zamanında ödeyenler arttı

Bankacılık sektörü takibe dönüşüm oranı (TDO), mart ayı itibarıyla yüzde 3,2'ye geriledi.

08 Haziran 2011 03:00

 T24- Bankacılık sektörü takibe dönüşüm oranı (TDO), mart ayı itibarıyla yüzde 3,2'ye geriledi. Ocak-Mart dönemindeki takipteki alacak tutarı, önceki çeyreğe göre yüzde 5,4 oranında azalarak 18,9 milyar liraya geriledi.


Bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik rasyosu, Aralık 2010'a göre 1 puan azalarak mart sonunda yüzde 18'e düştü. Bankacılık sektörünün ana sermayesi, 2011 yılı ilk çeyreğinde 4 milyar lira arttı. Sektörünün dönem net karı, mart itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,1 oranında bir düşüş göstererek 5 milyar 476 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bu yılın Ocak-Mart dönemi itibariyle üç aylık Finansal Piyasalar Raporu'nu yayımladı. BDDK'nın finansal sektörde yaşanan önemli gelişmelere, bankalar ve finansal holding şirketleri ile finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin performanslarına dair değerlendirmeleri içeren raporu, ''makro finansal çerçeve'', ''finansal sektördeki gelişmeler'' ve ''risklilik analizleri ve senaryolar'' bölümlerinden oluşuyor.

Raporda, bu yılın ilk çeyreğine ait iktisadi göstergeler ve mayıs itibarıyla açıklanan diğer öncü verilerin, Türkiye'nin gelişmiş ekonomilerle olan pozitif ayrışmasının sürdüğünü ve 2010 yılının son çeyreğinin altında olmakla birlikte, bu orana yakın bir büyüme performansının olabileceğini gösterdiği belirtildi. Maliye, para, borçlanma politikalarının ve güçlü finansal sistemin üzerinde kurulu olan finansal istikrar sayesinde oluşan büyüme ortamının, büyük ölçüde güçlü iç talep tarafından desteklenmeye devam ettiğine dikkat çekildi.

Reel ve tüketici kesimin beklentilerindeki iyimserlik algısının devam ettiği, işgücü piyasasındaki katılığın gevşeme eğilimini koruduğu kaydedilen raporda, özel kesim yatırımları ve tüketim talebi ve sermaye hareketlerinin bollaşmasıyla artan dış kaynak kullanımının beraberinde getirdiği dış ticaret açığına bağlı olarak oluşan cari açık riskinin, 2011'in ilk aylarında da devam ettiği vurgulandı.

Raporda, cari açık riskine yönelik alınan tedbirlerin hissedilmeye başlanmakta olduğu, net sonuçlarının ise yılın ikinci yarısında ortaya çıkmasının öngörülduğu belirtildi. Raporda, risklerin yönetilebilir olduğu değerlendirilmekle birlikte, ihtiyaç duyulması halinde yeni önlemlerin gündeme gelme olasılığı bulunduğu kaydedildi.

 

Sektöre ilişkin veriler

 

BDDK verilerine göre, finansal sektörün toplam aktifleri, yüzde 77,2'si bankacılık sektörüne ait olmak üzere mart 2011 itibarıyla 1,4 trilyon lira olarak gerçekleşti.


Finansal kiralama şirketlerinin sayısında, finansal şartlar ve intibak sürecine uyum sağlayamama nedenleriyle rasyonalizasyon yaşandı. Bankaların şube sayısı yıl sonuna göre 144 adet, personel sayısı bin 675 kişi, kredi müşterisi sayısı 782 kişi arttı.
 

Mart itibarıyla bankacılık sektörünün toplam aktifleri, son üç aylık dönemde yüzde 3,9 artarak 1 trilyon lira oldu. Sektördeki aktif büyümesi kredi kaynaklı olurken, bu büyümede, kredilerin katkısı 3,8, bankalar, TCMB ve piyasalardan alacaklar kaleminin katkısı 1,6 puan olurken, menkul kıymetler portföyü 0,9, nakit değerler 0,1, diğer aktifler 0,6 puanlık negatif katkısı oldu.


Raporda, bankacılık sektörünün finansal sağlamlık göstergelerinin mart ayı itibarıyla olumlu ve istikrarlı bir yapı arz ettiği, sektörün sermaye yeterliliğinin oldukça yüksek olduğu, karlılık göstergelerinde ise son üç aylık dönemde hafif bir düşme yaşandığı kaydedildi.


Sektörün likiditesinde azalma yönündeki eğilim devam etmekle birlikte risk arz edebilecek bir yapı bulunmadığı, kur riskinin yönetilebilir görünümünü koruduğu vurgulandı.


Bankaların dış piyasalardan sağladığı krediler, martta 24,2 milyar dolar oldu. Bilanço dışı işlemlerin toplam aktiflere oranı yüzde 116,5'e yükseldi.

 

Bankacılık dışı göstergeler

  

Bankacılık dışı finansal kesimi oluşturan varlık yönetim, tüketici finansman, faktoring ve finansal kiralama şirketlerinin toplam aktifleri, Mart 2011'de, geçen yılın aynı dönemine göre, sırasıyla yüzde 64,8, yüzde 42,1, yüzde 29,8 ve yüzde 10,5 oranında arttı.


Bankacılık dışı finansal kesim içinde, finansal kiralama sektörü ile faktoring sektörünün payı azalırken, varlık yönetimi şirketleri ve tüketici finansman şirketlerinin payı arttı.

Takipteki alacaklar azaldı

Rapora göre, bankacılık sektörü takibe dönüşüm oranında (TDO) 2010 yılı itibarıyla gözlenen düşüş eğilimi, takipteki alacaklardaki azalış ve kredi tutarında görülen artış paralelinde, 2011 yılı ilk çeyreğinde de devam etti. TDO, mart ayı itibarıyla yüzde 3,2'ye geriledi. Bu dönemde takipteki alacak tutarı, önceki çeyreğe göre yüzde 5,4 oranında azalarak 18,9 milyar liraya geriledi.
Bu dönemde KOBİ kredileri, bireysel krediler ve ticari kredilerin takipteki alacak değerlerinde sırasıyla yüzde 8,7, yüzde 5,1 ve yüzde 2,8 oranlarında düşüş gerçekleşti.


Özellikle 2009 yılının ilk yarısından sonraki dönemde kullandırılan kredilerin takibe düşme hızı, gözle görülür bir şekilde azaldı. Bununla birlikte kredi kartları ve ihtiyaç kredileri için takibe dönüşüm oranlarının görece yüksek olduğu belirtilirken, ''gelecek dönemde bu kredilerin kalitesinin arttırılmasının bankacılık sektörünün maruz kaldığı kredi riskinin azaltılması noktasında önem taşıdığı'' kaydedildi.

Rapora göre, bankacılık sektörünün piyasa riskine esas tutarı, bu yılın ilk çeyreğinde, 2010 yılı sonuna göre yüzde 6,2 artarak 34,8 milyar liraya ulaştı. Sektörün kur riski kaynaklı sermaye yükümlülüğü, bir önceki çeyreğe göre yüzde 19,6 artarak 0,6 milyar liraya yükseldi.

Bu yılın Ocak-Mart döneminde, sektörün bilanço içi yabancı para açık pozisyonu bir önceki çeyreğe göre yüzde 28,4 artarak 27,6 milyar liraya yükselirken, bilanço dışı yabancı para fazla pozisyonu da bir önceki çeyreğe göre yüzde 35,4 artarak 29,2 milyar liraya ulaştı. Böylece Aralık 2010 itibarıyla 0,1 milyar lira olan sektörün Yabancı Para Net Genel Pozisyonu (YPNGP), Mart 2011 itibariyle 1,6 milyar liraya, YPNGP/Özkaynak oranı ise yüzde 1,14'e yükseldi.


Bu yılın ilk çeyreğinde, bankaların varlık ve yükümlülükleri arasındaki likidite dengesinin izlenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla hesaplanan stok değer likidite yeterlilik oranı, TCMB;nin zorunlu karşılıkları değiştirme politikasının etkisiyle artmaya başladı. Zorunlu karşılıklara ilişkin kararın etkisiyle, toplam mevduatlar içinde bir aya kadar olan mevduatın payı yüzde 26'dan yüzde 21,7'ye geriledi, daha uzun vadeli mevduatlarda artış oldu.



Mart 2011 itibarıyla, bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik rasyosu (SYR), Aralık 2010 dönemine göre 1 puanlık bir düşüşle yüzde 18 düzeyinde gerçekleşti.
Yılın ilk çeyreğinde sektörün özkaynakları yüzde 1,9 oranında artarken, risk ağırlıklı varlıklar yüzde 7,5 yükseldi ve SYR'de 1 puanlık bir düşüş meydana geldi. Risk ağırlıklı varlıklarda en büyük artış, 39,8 milyar lira yüzde 100 risk ağırlıklı kredilerde meydana gelirken, söz konusu dönemde özkaynaklardaki en büyük artış, 14,8 milyar lira ile yedek akçelerde gözlendi. Bankacılık sektörünün ana sermayesi, yılın ilk çeyreğinde 4 milyar lira arttı.

 

Sektörünün dönem net karı, mart itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,1 oranında bir düşüş göstererek 5 milyar 476 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.
Söz konusu dönemde, faiz dışı gelir ve gider dengesi önemli bir değişme göstermezken, menkul değerlerden alınan faizlerdeki düşmenin etkisiyle net faiz gelirlerinde görülen azalma dönem net karını olumsuz etkiledi. Geçen yılın aynı dönemine göre mevduat bankaları ile katılım bankalarının net karları azalma gösterirken, kalkınma ve yatırım bankalarının net kar rakamları, net faiz gelirlerindeki artış yönlü hareketin etkisiyle 14 milyon lira arttı.
Bankacılık sektöründe varlıkların gelir yaratma oranı, mart itibarıyla yüzde 2,8 düzeyinde olup, faiz oranlarındaki düşme sebebiyle geçen yılın aynı döneminde gözlenen yüzde 3,2;lik oranın altında kaldı.