Gündem

Böhürler: İslami camia içindeki gençler neden Kürt hareketine yönlendiler?

Ayşe Böhürler: Bugünkü İslamcılık, AVM'ler, kalkınma, büyüme, liberal ekonomi, muhafazakâr siyaset bileşkesinde tüketim odaklı dindar bir hayat tarzı dışında gençlere ne vaat ediyor

04 Mayıs 2013 14:11

Yeni Şafak gazetesi yazarı Ayşe Böhürler, “İslam1 Mayıs meydanlarına çıkan, eylemlere katılan, Kürt hareketine katılan İslamcı gençler meselesini çok önemsiyorum. Üstelik bu gençler iyi eğitimli, İslam'ı bilen, dünyayı tanıyan çocuklar olunca vaat ettiklerimiz ve edemediklerimiz; özellikle de demokrasi ve eşitlik bakışımız üzerine bir kez daha kafa yormalıyız. Buradaki en önemli soru; İslami camia içinde bu gençlerin arayıp da bulamadıkları ne oldu da Kürt hareketine yönlendiler” diye sordu.

Ayşe Böhürler, “Eski İslamcılar / Yeni gençler” başlıklı yazısında bir zamanlar ideolojik çatışma içinde olanlarla şimdi nesli karşılaştırdı.

“Her şeye, her türlü ezbere, kutsamaya karşı çıkıp dahil olduğumuz örgütleri kutsuyor ulvi amaçlar için kendimizden fedakarlık yapıyorduk” diyen Böhürler, artık her şeyin tüketim odaklı, ideolojik bakıştan yoksun, mücadele azmi olmayan ve daha bireysel olduğunu söyledi.

Böhürler, yazısında, “Bugünkü İslamcılık, AVM'ler, kalkınma, büyüme, liberal ekonomi, muhafazakâr siyaset bileşkesinde tüketim odaklı dindar bir hayat tarzı dışında gençlere ne vaat ediyor” diye sordu.

Ayşe Böhürler’in yazısının ilgili bölümü şöyle:

 

“Etrafımızdaki gençler biz bunları anlatırken ne düşünüyor bilmiyorum. Ancak şimdi o eski günlerin gençliğine benzer yeni bir kuşak her tarafta ortaya çıkmaya başladı.

Bu kuşak tüketim ideolojisini reddederek farklı, daha idealist, muhalif ve eleştirel düşünmeye başladı.

Eski İslamcıların çocukları içinde de bu gençleri görüyorum. Bu kuşağın gençleri anne babalarına rağmen ya da onların hak ve adalet vurgulu eğitimlerinin sonucu olarak sol örgütleri kendilerine yakın bularak onların yanında yer aldılar. Kiminde anne babalarının 'eski günler'ine öykünmek ağır bastı, kiminde mana, kiminde de hak-adalet arayışları. Bu gençler hak-özgürlük-adalet mücadelesini sağ zeminlerde güçlü bulamayınca sol zeminlerin oluşturduğu muhalefet damarında yürümeye başladılar.

Anne babalarının idealist anlayışlarıyla büyüyen bu gençler için Kürt hareketi içinde var olmak (Kürt milliyetçiliğine rağmen) zor olmadı. İslam'ın temelindeki eşitlik prensibini Kürt hareketi içinde bulduklarını düşündüler.

Skolâstik din-devlet-millet anlayışlarından kaçarak özgür düşünceli dindar çocuklar yetiştireyim derken içimizden çocukların Kürt hareketine katılması, bu konuyu tartışmamızı zorunlu kılıyor.

1 Mayıs meydanlarında yıllardır diğer örgütlerden gençlerin yanında onların da yer almaları üzerine gaz dumanının ardından düşünmek lazım.

Bugünkü İslamcılık, AVM'ler, kalkınma, büyüme, liberal ekonomi, muhafazakâr siyaset bileşkesinde tüketim odaklı dindar bir hayat tarzı dışında gençlere ne vaat ediyor.

1 Mayıs meydanlarına çıkan, eylemlere katılan, Kürt hareketine katılan İslamcı gençler meselesini çok önemsiyorum. Üstelik bu gençler iyi eğitimli, İslam'ı bilen, dünyayı tanıyan çocuklar olunca vaat ettiklerimiz ve edemediklerimiz; özellikle de demokrasi ve eşitlik bakışımız üzerine bir kez daha kafa yormalıyız. Buradaki en önemli soru; İslami camia içinde bu gençlerin arayıp da bulamadıkları ne oldu da Kürt hareketine yönlendiler.

Bu gerçekle yüzleşmek bir tarafa bu yeni durumun Türkiye'nin barış sürecinde neye tekabül edeceği önemli bir soru işareti.

Ne yazık ki demiyorum çünkü diğer İslami hareketlerin kendilerini fikren geliştiremedikleri ortada. Bir rehavet ortamı içinde statükocu tutumları yinelemek dışında yeni bir bakış göremiyoruz. Ayrıca ana akım İslami kesimde (genelleme yapmıyorum elbette tam tersi gruplar da vardır) hiç bir derinliğe sahip olmayan, Körfez'in sonradan olma zengin devletlerindeki İslam anlayışının etkisi gibi birçok faktörün bunda elbette etkisi var.

Bunları elbette durup dururken yazmadım. Kürt hareketi içinde her grup, Apo'nun sözü ile hareket ederken buna direnen bir kesim var. Ve bu direnen kesim içinde her türlü provokasyona açık İslamcı gençler de var. Bir taraftan statüko ile uyumlu Müslümanlık yükselirken bir taraftan da derinden onlar geliyor. Biz eskiler İslami hareketin bu yeni jenerasyonunun taleplerine hazır mıyız bilmiyorum.”