BM'nin İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, Halep'te muhalif grupların elinde kalan son bölgelere yönelik saldırıların savaş suçu kapsamına girebileceğini söyledi.
El Hüseyin, Suriye ordusu ve müttefiklerinin, sivillerle dolu bölgelere düzenlediği bombardımanların büyük olasılıkla uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Suriye'nin en büyük kenti Halep'te dört yıldır devam eden çatışmaları bitirecek olan tahliye anlaşması kapsamında, dün akşam ilan edilen ateşkes bugün bozuldu.
Haber ajansları, Suriye ordusu ve hükümet yanlısı gruplar ile silahlı muhalif gruplar arasında çatışmaların yeniden başladığını duyurdu.
El Hüseyin, bölgede kalan sivillerin güvenliğini sağlamanın açık şekilde Suriye hükümetinin sorumluluğu olduğunu belirtti.
Yazılı açıklamada el Hüseyin "Ateşkes anlaşmasıyla bu yıpranmış ve kuşatılmış halka verilen bir gün daha yaşama umudunun yarım gün sonra ellerinden alınması çok zalimce" ifadesini kullandı.
Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye ordusunun Doğu Halep'e yönelik hava operasyonlarını yeniden başlattığını bildirdi.
Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, "çok şiddetli" çatışmaların yaşandığını ifade ederek, "Her şey [ateşkes] sona ermiş gibi görünüyor" dedi.
Suriye Devlet Televizyonu da muhalif grupların top atışı ve füze saldırısı sonucunda hükümetin kontrolü altındaki Batı Halep'te en az yedi sivilin yaşamını yitirdiğini belirtti.
Öte yandan BBC, Batılı kuvvetlerin uydu ve insansız hava araçları ile Halep ve Suriye'nin diğer bölgelerinden olası savaş suçlarına yönelik istihbarat topladığı bilgisine ulaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 32. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ateşkesin bozulmasından dolayı Suriye yönetimini sorumlu tuttu.
Erdoğan, "Daha varılan uzlaşmanın üzerinden saatler geçmeden rejim güçleri ateşkesi bozup sivillere saldırmaya başladı... Tüm tarafları ve uluslararası toplumu bu ateşkese riayet etme ve destek olmaya davet ediyorum. Bir insani koridor, derhal hiçbir engelleme, hiçbir sabotaj olmadan açılmalı, sivillerin tahliyesine izin verilmelidir" dedi.
Türkiye'nin arabulucuğunda varılan anlaşma kapsamında, Doğu Halep'te ateşkes ilan edilmesi ve buradaki savaşçılar ile bazı sivillerin tahliye edilmesi planlanıyordu.
Böylece, Halep'in tamamı Suriye hükümet güçlerinin eline geçmesi ve 2012 yılından bu yana devam eden çatışmaların da sona ermesi öngörülüyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, Suriye hükümetinin ve bazı grupların tahliyeye engel olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, gün içerisinde ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile görüştü.
Rusya, "teröristler tarafından düzenlenen bir saldırının savuşturulmasının ardından" hükümet güçlerinin operasyonlarına yeniden başladığını öne sürdü.
Silahlı muhalif gruplar ise ilk saldırının Suriye ordusu tarafından yapıldığını belirtirken, çatışmaları İran destekli Şii milislerin başlattığını öne süren gruplar da var.
Halep operasyonunda Suriye ordusuna destek veren Hizbullah'a bağlı medya kuruluşları, kentin doğusundan ayrılmak isteyen 15 bin kişi olduğunu ve bunların 4 bin kadarının da savaşçı olduğunu söyledi.
Rusya Savunma Bakanlığı, son 24 saat içerisinde Doğu Halep'ten 6 bin sivilin ve 366 savaşçının ayrıldığını söyledi. Bu ayrılmaların, dün varılan tahliye anlaşmasından bağımsız olduğu tahmin ediliyor.
Suriye yönetimi, Kasım ayında Rusya'nın da havadan desteğiyle Halep'i silahlı muhalif grupların elinden almak için bir kara harekatı başlattı. Harekata, Hizbullah ve İranlı milisler de destek verdi.
İran'dan yapılan açıklamada da Halep'in "kurtarılmasının" Suriye krizini kısa süre içerisinde bitireceği öne sürüldü.
Fars haber ajansının bildirdiğine göre, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in askeri danışmanı ve Devrim Muhafızları içindeki temsilcisi Yadullah Cevani, "Bu zafer aynı zamanda, son yedi yıldır teröristlerin tarafında duran Amerikalı, Avrupalı, İsrailli ve bölgenin tepkisel hükümetleri için de stratejik bir yenilgi olarak görülüyor" dedi.
İran'ın desteklediği milislerin, özellikle savaşacak insan gücü konusunda sıkıntı çeken Suriye yönetiminin Halep operasyonunda elde ettiği ilerleme açısından kritik önem taşıdığı belirtiliyor.
Tahrajn yönetiminin desteklediği gruplar arasında Hizbullah'ın yanı sıra Irak, Afganistan ve Pakistan'dan gelen Şii milisler, yaklaşık 1000 kişilik Iraklı Şiilerin oluşturduğu Hareket el Nuceba ve Suriye'de yaşayan Filistinli mültecilerin oluşturduğu Liva el Kudüs yer alıyor.
Halep'in doğusundaki geri kalan muhalif grupların çekilmesiyle, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın iç savaşın başlamasından bu yana muharabe alanında en büyük zaferini elde edecek.
Türkiye sınırına yaklaşık 60 kilometre mesafedeki Halep, 2011 yılında Esad'a yönelik protestoların başlangıcında yaşanan karışıklıktan fazla etkilenmemişti.
Ancak Temmuz 2012'de o dönemde artık silahlı bir yapıya dönüşen muhalif gruplar, kenti almak için büyük bir operasyon başlatmış ancak Halep'in tamamını almaya yetecek güçleri olmadığından kentin yalnızca doğusunu ele geçirebilmişlerdidi.
Bu tarihten bu yana Halep batısı Suriye hükümetinin, doğusu ise silahlı muhalif grupların elinde olmak üzere kabaca ikiye bölünmüş durumdaydı.