BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, şiddetten ve uluslararası camianın Suriye halkına barışı getirmek adına yaşadığı acizlikten bıktıklarını belirterek, "Uluslararası camia birlik olmalı. Bu birlik sayesinde eminim Esed ve Suriye hükümeti bu sorunu en kısa sürede çözmek için anlaşmak zorunda kalacak" dedi.
Ban, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Dışişleri Bakanlığı Konutu'nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan BM Genel Sekreteri, bugün İslahiye'de Suriyeliler'in barındığı kampları ziyaret ettiğini hatırlatarak, Suriyeliler'in ülkelerinde ne kadar zor bir hayatları olduğunu ve özgürlük, refah ve insanlık onurunu elde edebilmek için evlerinden kaçmak zorunda kaldıklarını gördüğünü söyledi.
Ban, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Türk halkının Suriyeliler'e gösterdiği misafirperverlik ve cömertlikten dolayı şükranlarını ilettiğini söyledi. Toplam 14 farklı kampta kalan Suriyeliler'in sayısının 135 bini geçtiğini, 70 binden fazla kişinin de kamp dışındaki yerlerde kaldığını belirten Ban, bunun Türkiye'ye güvenlik açısından büyük zorluklar ve finansal yük getirdiğini söyledi.
Ban, bugün Suriyeli ailelerle buluşarak onlara Türk halkının ve BM'nin güçlü desteğiyle bir parça olsun umut aşılamak istediğini kaydederek, "Türk hükümetinin cömert yardım elini uzatması nedeniyle şükranlarımı iletmek isterim" dedi.
Türkiye'nin açık sınır politikasını da takdirle karşıladığını ifade eden Ban, BM'nin yardımlar için çalışacağını ifade etti ve uluslararası camiaya da acil insani yardım yapması çağrısında bulundu.
Ban, Türkiye'nin BM'nin birçok konuda güçlü bir ortağı olduğunu söyledi ve böyle bir ortağa sahip olmaktan dolayı gurur duyduklarını belirtti. Ban, Davutoğlu ile görüşmesinde Somali, Kıbrıs, Filistin gibi birçok konuyu ele aldıklarını ifade etti.
Türkiye'nin Filistin konusundaki tutumunu takdir ettiğini vurgulayan Ban, Davutoğlu'nun BM Genel Kurulu'nda Filistin'in üye olmayan gözlemci devlet statüsü kazandığı oylamadan önce yaptığı "tutkulu" konuşmayı da takdirle hatırladığını söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun küresel alanda çok aktif olduğunun altını çizen Ban, "Bugün kendisiyle Suriye'de şiddetin nasıl durdurulacağı ve bu sorunun çözülmesi için tarafların Suriye halkının gerçek isteklerini içeren bir siyasi süreci yansıtacak diyalog sürecine nasıl gireceğine yardım etme konusundaki stratejik yaklaşımları ele aldık" dedi.
Uluslararası camianın ve Suriye halkının isteğinin bu olduğunu vurgulayan Ban, Erdoğan ve Davutoğlu'nun diplomatik çabalarını bir kez daha takdir ettiğini söyledi.
Ban, BM ve Arap Birliği'nin Suriye Özel Temsilcisi Ahdar İbrahimi'nin da konu üzerinde çalıştığını, ancak tüm çabalara rağmen şiddetin devam ettiğini söyledi.
‘Artık bıktık’
Bunun bir an önce durmasını isteyen Ban, Suriye konusunda hala umutlu olup olmadığının sorulması üzerine, "Dünyadaki tüm özgürlük ve barış isteyen insanlar adına söyleyebilirim ki, devam eden bu şiddetten ve uluslararası camianın Suriye halkına barışı getirmek adına yaşadığı acizlikten bıktık. 21 ay oldu ve 40 binden fazla insan öldü. Artık uluslararası camianın BM'nin, özellikle de Güvenlik Konseyi üyelerinin bütünlüğü içinde, daha fazla çaba göstermesinin zamanı geldi" dedi.
Çabaların etkin şekilde sürdürüldüğüne işaret eden Ban, "Ben iyimserlik içinde çalışmalarıma devam ediyorum. Bu sorunun en kısa zamanda çözüme kavuşması için bıkkınlık yerine iyimserlikle ve olumlu düşünerek çalışıyorum. Bizim uluslararası camianın birliğine ihtiyacımız var" dedi.
Ban, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Başbakan Erdoğan ile İstanbul'da yaptığı görüşmeden sonra tavrını değiştirdi. BM, Rusya'nın tavır değişikliğinden sonra bir girişimde bulunacak mı" şeklindeki soru üzerine, İstanbul'daki toplantının yankılarını yakından izlediğini belirtti.
‘Birlik olursa Esed anlaşmak zorunda kalacak’
Ban, toplantıdan sonra "yeni fikirler ve stratejilerin" konuşulduğunun ifade edildiğini hatırlatarak, şu aşamada uluslararası camianın birlik olmasının önemini vurguladı.
Ban, "Bu birlik sayesinde eminim ki, Esed ve Suriye hükümeti bu sorunu en kısa sürede çözmek için anlaşmak zorunda kalacak. Şiddetten çok fazla insan acı çekti. Bu durumun devam ettiğini daha ne kadar görmek istersiniz? Lütfen kamplara gidin. Ben Ürdün'deki ve Türkiye'deki kampları ziyaret ettim. Bir günde iki kamp gördüm. Onbinlerce insanı vardı bu kamplarda ve hepsi çardırlarda yaşıyor. Hepsi BM ve uluslararası camianın çalışmaya devam etmesini, sorunun çözülmesini ve evlerine dönmek istiyor" diye konuştu.