Gündem

Bize höyt dediklerinde gitmeyiz

Arınç, 'AKP'ye olan destek hiç bir ankette yüzde 40'tan aşağı değildir'' dedi.

14 Haziran 2010 03:00

T24 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Şu anda Türkiye'de hangi ankete bakarsanız bakın, AKP'ye olan destek hiç bir ankette yüzde 40'tan aşağı değildir'' dedi.

Arınç, AKP Genel Merkezi tarafından düzenlenen ''Türkiye Buluşmaları'' ikinci etabı çerçevesinde, Sultanbeyli Büyükşehir Kültür Merkezi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 8 yılda iyi bir noktaya geldiğini söyledi.

Demokrasideki gelişmelere değinen Arınç, Anayasa'nın da artık sivil bir Anayasa olmaya doğru gittiğini ifade etti.

Siyasi istikrarla orantılı olarak ekonomik istikrarın da sağlandığını ifade eden Arınç, ''8 yıl içerisinde çok mesafe aldık, çok güçlü adımlar attık'' dedi.


Ulaşım ve ekonomide atılım


Türkiye'nin her tarafına en kısa sürede ulaşmanın artık mümkün olduğunu söyleyen Arınç, her yerde havaalanları olduğunu, en azından yakın bir şehre uçakla gidebilmenin mümkün olduğunu kaydetti. Muş'a, Ağrı'ya uçakla gidilebildiğini, Şırnak'a havaalanı yapıldığını dile getiren Arınç, ''artık Türkiye'de uçulmadık yer kalmayacak'' diye konuştu.

Küçük gövdeli pervaneli uçakların da Türkiye'ye gelmeye başladığını söyleyen Arınç, iktidarları döneminde 9 bin 500 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını, 15 bin kilometre bölünmüş yolu bitirmeyi de hedeflediklerini söyledi.

Hızlı trenin de 10 yıl önce hayal bile edilemediğini belirten Arınç, 'ana yurdu dört baştan demir ağlarla ördük', dendiğini ama demir yollarında merkep süratinde gidilebildiğini, hızlı trene de AKP döneminde ulaşılabildiğini kaydetti.

Sağlanan araçların, yapılan köprülerin, açılan eğitim kurumları ve hastanelerin, vatandaşlar için yapılan hizmetler olduğunu ifade eden Arınç, ''devletin asık yüzlü, asık suratlı olarak hatırlanmadığını'' belirterek, ''Siyaset ve hükümet vatandaşa hizmet eksenli olmalıdır'' dedi.

Geçmiş dönemde siyasetin yıpratıldığını, siyasi kavgaların bir türlü sona ermediği o dönemde ekonomik krizlerin meydana geldiğini, sağ-sol, Türk-Kürt, Alevi-Sünni kavgaları olduğunu vurgulayan Arınç, bu hastalıkların dışarıdan Türkiye'ye sokulduğunu ve o dönemde can almaya devam ettiğini söyledi.


'1950'den sonra ilk kez bu kadar oy alındı'


Arınç, 2001 yılında AKP'nin kurulduğunu, 1950 seçimlerinden sonra en yüksek oyla iktidara geldiğini hatırlatarak, 2002'deki başarının ardından önlerine bir çok engeller çıkarıldığını, ama milletin desteğinin hep kendileriyle olduğunu dile getirdi. 2004 yerel seçimleri ve 2007'deki genel seçimlerde de AK Parti'nin en yüksek oylarla yeniden iktidara geldiğini belirten Arınç, 2009 yerel seçimlerinde de diğer partilerin AKP'ye karşı birleştiklerini ve bazı yerlerde birbirlerinin adaylarına oy verdiklerini anlatarak, parti olarak yine de belediyelerin yüzde 70'ini aldıklarını kaydetti.

''8 yıldan beri AKP'nin bu gücünü herkesin alkışlaması, takdir etmesi lazım'' diyen Arınç, AKP'nin seçim, sandıkla iktidara geldiğini belirterek, kendilerinin ''Ordu CHP = İktidar, Yargı CHP = İktidar'' gibi bir formülünün bulunmadığını söyledi.


'AKP'nin oyları anketlerde yüzde 40'tan az değil'


Arınç, kendilerine 'höyt' denildiği zaman gitmediklerini, bir gece yarısı bildirisiyle, ''Bu işi beğenmedik'' denildiğinde ''Ben de senin yaptığını beğenmedim'' diyebildiklerini, bu yüzden milletin güvenini ve oyunu aldıklarına dikkat çekti.

İktidarları döneminde büyük sıkıntılar çektiklerini belirten Arınç, , meşru hükümeti devirmeye çalışan mihrakların Balyoz, Kafes gibi darbe hikayelerini gazetelerden okuduğunu ifade etti.

Arınç, hizmetlerinde bir aksilik olursa milletin kendilerine oy vermeyeceğini, o zaman kabahati kendilerinde arayacaklarını belirterek, ''Ama bugün şu anda Türkiye'de hangi ankete bakarsanız bakın, AKP'ye olan destek hiç bir ankette yüzde 40'tan aşağı değildir ve bizimle yarıştığını söyleyen parti ile arasında 18 puan fark var'' diye konuştu.


CHP ve Kürt sorunu


Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP'nin, ''Güneydoğu meselesi, Kürt sorunu'' üzerine raporlar hazırlayan bir parti olduğunu ifade ederek, ''(Anadilde seçmeli olarak dersler okutulabilir, şunlar yapılabilir) demişsiniz. Neredeyse federal bir yapıya yol açabilecek cümleleriniz var. Hem 'onların arkasındayım' deyip de onlara rağmen bir şeyler söylemiyorsanız, ne kadar inandırıcı olabilirsiniz?'' diye sordu.

Arınç, AKP Genel Merkezince düzenlenen ''Türkiye Buluşmaları'' ikinci etabı çerçevesinde, Sultanbeyli Büyükşehir Kültür Merkezi'nde yaptığı konuşmada, 29 Mart seçimlerinde bu bölgelerde çarşaf giyen kadınlara rozet takanların olduğunu, ''Bu bir tarikat büyüğünün çocuğudur, bunu partiye alırsak, aday yaparsak arkasından şu kadar da oy gelir'' diye hesap yapanlar olduğunu kaydetti.

Onları o zaman tebrik ettiğini, ''Günlünüzden ne geçer bilmem ama bir hanımefendiye kıyafetinden dolayı ayrımcılık yapmıyorsanız, biz sizi alkışlarız'' dediğini hatırlatan Arınç, şöyle konuştu:

''Siz, başörtüsüne, çarşafa düşmandınız. Sizin milletvekiliniz Nur Serter bırak çarşafı, başında eşarbıyla İstanbul Üniversitesinde okumak isteyen kızlarımıza karşı ikna odalarında ikna turları yapıyordu. O bayan, çarşaflı hanımefendiye 'Sayın Baykal emretti' diye rozet takıyorsa, geçmişinizi söylemem, bu eyleminizden dolayı takdir ediyorum ama arkası gelsin lütfen. Siz o zaman CHP olarak şunu söyleyeceksiniz; 'Biz bundan sonra bayanlar üzerinde kıyafetlerinden dolayı hiç bir ayrım yapmamaya karar verdik. Çünkü bir hanımefendinin kıyafetini ele almak ve onu başörtülü-başörtüsüz diye iki gruba ayırmak çok çirkindir, çok büyük saygısızlıktır.' Başını öten hanımefendiye elbette saygı duyacağız ama hanımefendi başını açık tutuyorsa ona da saygı göstereceğiz, onun tercihidir. Biz bugüne kadar böyle bir ayrım içerisinde değildik ama bunu siz yapıyordunuz, yanlış yapıyordunuz, onlara gerici-yobaz gözüyle bakıyordunuz. 'Bundan vazgeçtiyseniz, gel kucaklaşalım kardeşim, ben seni tebrik ediyorum' demiştim.

Ama sonra neler gördük. Seçimler geçti, Mersin'de CHP Kadınlar Kolu bir eylem yapıyor. Güya çarşafı temsil ediyormuş, siyah bezler almışlar, makaslarla parça parça yaptılar, ayaklarının altında çiğnediler, üzerinde horon teptiler ve eğlendiler. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... Seçimden önce bu rozeti takarken onu oy almak amacıyla değil de 'Bu hanımefendilerin de siyaset yapma hakkı var, biz onlarla da buluşuyoruz' anlamında yaptıysanız, bu hareketi çirkin görmeniz gerekir demiştim. Çirkin de gördüler, sonra böyle bir açıklama yaptılar.''


'Soru çok kolay, cevabının da çok basit olması lazım'


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu önceki akşam bir televizyon programında izlediğini, gazetecilerin ısrarla ''Üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasını istiyor musunuz?'' diye sorduklarını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Soru çok kolay, cevabının da çok basit olması lazım. 'Evet' veya 'Hayır'. Gazeteciler ısrarla da yol gösterdiler. Dediler ki; 'Artık bu çağda üniversitelerde bu kadar kıyafet çeşitliliği varken, başörtülü-başörtüsüz ayrımı yapılmasa da kızlarımız ister inançlarından, isterse modadan dolayı üniversiteye bu kıyafetlerle gelseler. Siz bunu hoş görmez misiniz?' Sayın Kılıçdaroğlu'nun ağzından 'evet' veya 'hayır' çıkmadı. 'Bu sorun zamanla düzelecek'... 'Nasıl düzelecek?' diye sordular. 'Orasını bana sormayın' dedi. Bir taraftan da Anayasa Mahkemesinin kararlarından bahsetti. O gece kendisi ile mülakat yapan bir gazeteci bugün kendi sütununda 'Eyvah Kemal Bey' diye yazı yazmış. Demek ki geçmişte bizi ümitlendiren bazı gelişmelerin bugün peşinden gidilmeyecek diye düşünebiliriz.''

Beylik laflar istemediklerini dile getiren Arınç, şöyle devam etti:

''Çünkü Türkiye'de özgürlüklerden, demokratikleşmeden yana mısınız, değil misiniz? Demokratik açılıma neden karşı çıkıyorsunuz? 1989'da, 1999'da Güneydoğu meselesi üzerinde, Kürt sorunu üzerinde raporlar hazırlayan bir parti değil misiniz? 'Evet hazırladık' diyor. Peki orada 'Şunlar şunlar yazıyor, bunlara bugün sahip çıkacak mısınız?' Tık diye bir cevap yok. Ve diyor ki, Sayın Kılıçdaroğlu, bakın ben Sayın Kılıçdaroğlu diyorum, Kemal Bey diye bahsetmiyorum, 'Bu konular önemli değil, bu sadece işsizlik sorunudur. Orada işsizlik sorununu çözdüğümüz zaman ne Kürt meselesi kalır ne terör meselesi kalır.' 'Peki anadilde konuşmak, temsil hakkı, kimlik noktasındaki bazı talepler, onlara ne diyeceksiniz.' 'Onlara ben girmem' diyor. Peki o raporlarda bunlar var. 'Anadilde seçmeli olarak dersler okutulabilir, şunlar yapılabilir' demişsiniz. Neredeyse federal bir yapıya yol açabilecek cümleleriniz var. Hem 'Onların arkasındayım' deyip de onlara rağmen bir şeyler söylemiyorsanız, ne kadar inandırıcı olabilirsiniz?''


'CHP-MHP hükümeti getirilmek isteniyor'


Bülent Arınç, sadece oy almak amacıyla iyi, güzel, hoş şeyler yapmaya başlayanların bunu devam ettirmesi gerektiğini belirterek, İstanbul'da CHP'nin başarı sağlamaya başladığının söylendiğini ama bunun doğru olmadığını ifade etti.

Aldıkları oy yüzde 40 da olsa, üzerinde de olsa diğerlerinin AKP karşısında CHP'de birleşmiş olabileceklerini dile getiren Arınç, ayrı tuttuğunu belirttiği Saadet Partisi'nin kendi çizgisinde her zaman şahsiyetini korumuş bir parti olduğunu söyledi.

Arınç, AKP iktidarına karşı 4-5 yıldan bu yana bir siyaset mühendisliği olduğunu, AKP'yi yıkıp yerine CHP-MHP hükümetinin getirilmek istendiğini kaydetti.

Bugün de bu koalisyon için çalışmalar yapılmakta olduğunu belirten Arınç, ''Ben MHP'li dostlarımın bunu çok iyi bilmelerini istiyorum; bu, yukarılarda planlanmıştı ve 29 Mart seçimlerinde MHP'lilerin yüzde 70'i en azından kafasından hiç bir şey geçirmeden CHP adayına oy verme konusunda şartlandırılmıştı'' dedi.

Bunun çok yanlış olacağına, CHP ve MHP'nin Türkiye sorunlarına bakışı ve getirdikleri çözüm noktalarının farklı olması gerektiğine inandıklarını belirten Arınç, böyle hükümetlerin Türkiye'ye fayda vermeyeceğini çok iyi bildiklerini dile getirdi.


'CHP'nin gerçek oyu ortaya çıkacak'


Bir yıl sonra genel seçimin olduğunu hatırlatan Arınç, bu seçimde bir MHP'linin CHP'ye oy vermesinin mümkün olmadığını, CHP'nin, gerçek oyunun İstanbul'da ortaya çıkacağını söyledi.

Bakan Arınç, "AKP'nin gerçek oyu bellidir. İstanbul'da yüzde 50'leri hedefliyoruz. Ama diğer partilerin oyları, göreceksiniz bölünecektir. Herkes kendi partisine oy verecektir'' dedi.

Sol-sağ ayrımının Türkiye'de ortadan kalktığını, artık gerçek anlamda toplumun değerlerine yabancı olmayan, muhafazakar düşüncede ama olabildiğince demokrat bir siyasi parti olan AKP'nin güçlü hale geldiğini belirten Arınç, AKP'nin çıtayı çok yüksek yere koyduğunu, bu çıtayı milletin isteğini yerine getirmekle yüksekte tutacaklarını kaydetti.