Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yabancı yatırımcılarla yaptığı toplantıdaki konuşmasında OHAL gerekçesi olarak terör olaylarıyla, işçilerin demokratik hak alma araçlarından biri olan yasal grev hakkını kullanmalarını bir tutarak yaptığı açıklamaya gelen tepkiler büyüyor.
Erdoğan “Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL'den istifade izin vermiyoruz. Bunun için kullanıyoruz OHAL'i. Fotoğraf oldukça net. Bir yanda 80 milyon vatandaş, diğer yanda ruhunu ve bedenini şarlatana adamış terörist vardır. Biz OHAL’i iş dünyasının daha rahat çalışması için getirdik. İş dünyasında herhangi bir sıkıntınız aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade izin vermiyoruz. Bunun için kullanıyoruz OHAL’i. Fotoğraf oldukça net" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasındaki ifadelerine Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından yanıt geldi. "Grevci işçiler terörist değildir Sayın Erdoğan!" başlığıyla yayımlanan yanıtta şu ifadeler yer verildi:
Grevci işçiler terörist değildir!
"Bu son derece üzücü ve bir o kadar da düşündürücü açıklamanın üstelik böylesine önemli bir toplantıda yapılmış olması ülkeyi yönetenlerin sadece işçilere ve grev hakkına bakış açısını değil aynı zamanda demokrasi anlayışını da açıkça ortaya koymaktadır.
Unutulmamalıdır ki işçiler de en az işverenler kadar bu ülkenin vatandaşlarıdır; vergi verirler, oy verirler, askerlik yapıp can verirler, terlerini akıtıp emek verirler, üretim yaparlar, katma değer yaratırlar.
Yani eğer bugün bir vatandan söz ediyorsak o vatanın her zerresinde bu insanların kanları, canları ve alınterleri vardır.
Şimdi bunca hayat canları pahasına ve bedenleri tüketircesine ortaya konurken terörün bizatihi kurbanları da hatta onlarken olağanüstü hal gerekçesi olarak öne sürülen terör eylemlerinin hemen yanı başında bu insanların ekmek davalarının zikredilmesi ne hakka ne hukuka ne de adalete sığmamaktadır.
Sayın Erdoğan “Bu olağanüstü hal ülkeni zaten çok küçük bir parçasında uygulanıyor o da 80 milyon dışındaki bir avuç terörist içindir” derken, şimdi biz Cumhurbaşkanımıza soruyoruz; Bu küçük toprak parçası metal işçilerinin, cam işçilerinin ve banka işçilerini çalıştıkları fabrikalar mıdır? Buralarda çalışan binlerce işçi 80 milyona dahil midir? Dahil değillerse kendilerinden niye hala vergi alınmaktadır, askere çağrılmaktadır oy istenmektedir.
Bu soruların cevabını elbette bu ülkedeki her vatandaş gibi bizler de çok iyi biliyoruz. Ama bizleri bu soruları sormaya mecbur bırakan anlayışa elbette sorulacak büyük bir hesap olmalıdır. Çünkü bu ülke kimsenin kendi keyfi için birilerine peşkeşe çekemeyeceği kadar büyük bir ülkedir. Bu halk da asla güce boyun eğmeyecek kadar gururlu ve büyük bir halktır."