T24 - İskoçya’nın özerk parlamentosunda ayrılıkçıların iktidara gelmesi Britanya’nın geleceğini tehlikeye düşürdü.
İngiltere’de perşembe günü yapılan yerel seçimlerde bağımsızlığı savunan ve bu konuda referandum sözü veren İskoç Ulusal Partisi’nin (SNP) yerel parlamentoda çoğunluğu kazanması, ‘Birleşik Krallık bölünür mü?’ tartışmasını başlattı. 129 üyeli özerk İskoç Parlamentosu Holyrood’da 69 koltuk elde ederek ilk kez tek başına hükümet kurma fırsatını bulan SNP lideri Alex Salmond, referandumu dört yıl içinde düzenleyeceklerini ilan etti.
Kuruluş idealini bağımsızlık hedefine dayandıran SNP, geçmişteki referandum önerilerine parlamento çoğunluğu bulunmadığı için destek toplayamamıştı. Ancak parti oylarını yüzde 13 oranında artırarak parlamentoda tek başına karar alma yetkisini elde ederken, Salmond “İskoç halkının bize güvendiği gibi biz de onlara güvenmeliyiz. Bu nedenle İskoçya’nın anayasal geleceği konusunda referandum düzenleyeceğiz” dedi.
Cameron mücadele edecek
Muhafazakâr Partili Başbakan David Cameron ise “Salmond’u etkili zaferi için kutluyorum. Fakat referandum istiyorlarsa, Birleşik Krallık’ı bir arada tutmak için her hücremle kampanya yapacağım” diye meydan okudu. İşçi Partisi lideri Ed Miliband da birliği savunarak SNP’yi ‘bir dogmanın peşinden gitmekle’ suçladı.
Yeni İskoç Parlamentosu’nun çarşamba günü toplanması planlanırken, Salmond’un Londra üzerindeki baskıyı hemen artırması bekleniyor. Şu an Westminster’da görüşülen ve Muhafazakârlar, İşçi Partisi ve Liberal Demokratlar’ın İskoçların bağımsızlık taleplerini bastırma amacıyla hazırladığı ‘İskoçya Yasası’nda, Holyrood’un mali yetkileri genişletiliyordu. Şimdi Salmond’un bu yasanın kapsamının genişletilmesi için baskı yapması ve İskoç seçmenleri bağımsızlığa ikna etmek için de ateşli bir kampanya yürütmesi bekleniyor. Şu an için İskoç seçmenlerin yüzde 25-30’unun bağımsızlığı desteklediği tahmin ediliyor.
Kraliçe korunacak
Bu arada muhtemel bağımsızlık süreci konusunda da ayrı bir tartışma söz konusu. Birçokları İskoç Parlamentosu’nun bu tür bir referandum düzenleme yetkisi olmadığını savunsa da, SNP lideri bağımsızlığın kabul edildiği sembolik bir referandumun ardından Londra’yla müzakere etmek için siyasi güce sahip olacağını söylüyor. Böyle bir senaryoda, iki tarafın AB üyeliği, Kuzey Denizi’ndeki petrolün kime ait olduğu, ulusal borcun bölünmesi ve İngilizlerin İskoçya’daki askeri üsleri gibi birçok konuda müzakere edip anlaşma sağlaması, sonra da bu anlaşmaların İskoçya’da ikinci bir referanduma sunulması öngürülüyor. Salmond ise talep ettiği bağımsızlığın ülkedeki bazılarının korktuğu kadar keskin bir değişiklik yaratmayacağını, İskoçya ile İngiltere’nin geri kalanı arasında ‘eşit’ bir ilişki kurulmasını istediğini ve Kraliçe’nin statüsünün korunacağını söylüyor.
Ayrılırlarsa İşçi Partisi artık biter
Yerel seçim, İşçi Partisi ve Liberal Demokratlar açısından da zorlu sorunları beraberinde getirdi. Seçimde referanduma sunulan ve reddedilen ‘alternatif oy’ sisteminin ana destekçisi Liberal Demokratlar’ın Başkanı Nick Clegg’in istifası istenirken, İşçi Partisi de kalelerinden biri olarak görülen İskoçya’da 1931’den bu yana en kötü seçim performansını sergiledi. Dahası, İskoçya’nın bağımsız olması durumunda, İşçi Partisi’nin buradaki çok sayıda vekilini kaybedeceği için Londra’da bir daha iktidar olamayabileceği, dolayısıyla seçim sisteminde reforma gidilmesi gerektiği belirtiliyor.
İskoçların 1296’daki bağımsızlık mücadelesinin kahramanı William Wallace’ın hikâyesi Mel Gibson’ın başrolünde oynadığı, 1995 yapımı “Cesur Yürek” filminde beyaz perdeye aktarılmıştı.
800 yıl sonra tekrar özgürlük hayali
İskoçya’nın Cesur Yürek filmiyle hafızalara kazınan bağımsızlık mücadelesinin tarihi, filmin geçtiği 13. yüzyıla dayanıyor. İskoçyalılar 1296’da İngiltere Kralı 1. Edward’a karşı William Wallace liderliğinde yürüttükleri ilk savaşı kaybetse de, 1328’de bağımsızlık kazanmıştı. 1707’de büyük protestolara rağmen imzalanan Birlik Anlaşması sonrasında Londra ile birleşen İskoçya, o tarihten bugüne dek Birleşik Krallık çatısı altında bulunuyor. İskoç Parlamentosu (Holyrood) eğitim ve sağlık gibi konularda kendi kararlarını alabilirken, 1998 tarihli İskoçya Yasası uyarınca vergi, sosyal güvenlik, dış politika, savunma ve güvenlik meselelerinde Londra hükümetinin hükmü geçiyor. Sosyal demokrat bir çizgide bulunan İskoçya Ulusal Partisi, 1970’lerde de ateşli bir bağımsızlık kampanyası yürütmüştü.