Gündem

Birinci sayfasında görmeyenler, tepki gösterenler; AYM'nin Dündar ve Gül gerekçesi gazetelere nasıl yansıdı?

Hürriyet, Posta, Milliyet ve Vatan, kararı birinci sayfalarından görmedi

10 Mart 2016 15:37

Doğan Medya Grubu'na bağlı Hürriyet ve Posta gazeteleri ile Demirören Grubu'na bağlı Milliyet ve Vatan gazeteleri, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkındaki gerekçeli kararını bugünkü birinci sayfalarından görmedi. Gazeteler, Dündar ve Gül hakkındaki tutuklamalarda "hukukilik şartının sağlanmadığı ve haberler dışında bir delil gösterilmediği” belirtilen gerekçeli kararı iç sayfalardan gördü.

Hürriyet, kararı iç sayfalarında “Haberler dışında delil yok” başlığıyla haberleştirirken, Posta da "Haberden başka bir delil yok" başlığını kullandı. Son dönemde iktidara yakın bir çizgiye kayan Milliyet de, AYM’nin kararını "Gerekçesiz tutuklandılar" başlığıyla iç sayfalarına taşıdı. Vatan gazetesi de benzer bir başlıkla kararı haberleştirdi.

Kararı manşetlerine taşıyan Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi, AYM'nin "Gazetecilik tutuklama gerekçesi olamaz" yorumuna dikkat çekti. Cumhuriyet, "Bunun adı gazetecilik" başlığını kullanırken, Sözcü de "Gazete haberiyle tutuklama olmaz" başlığıyla kararı haberleştirdi. Habertürk gazetesi de birinci sayfasına taşıdığı karar için "Somut delilden bahsedilmiyor" başlığını attı.

 

İktidar medyasında eleştirel başlıklar

 

İktidara yakın gazeteler ise, AYM'nin gerekçeli kararını eleştirel ve tepki içeren başlıklarla bugünkü birinci sayfalarına taşıdılar. Sabah, Yeni Şafak, Star, Akşam, Güneş  ve Akit gazetesi kararı manşetlerine taşırken, Türkiye, Milat ve Takvim ise, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın karara yönelik eleştirilerini birinci sayfalarından gördü.  

Sabah, kararı, "Gerekçeyi izahta zorlandılar" başlığıyla manşetine taşırken, Yeni Şafak “Tepkiye göre gerekçe” başlığını kullandı. Es Medya Grubu’na bağlı Star da, AYM Başkanı Zühtü Arslan’ı hedef gösterek, “Kandıramazsın Zühtü” başlığıyla kararı manşetten verirken, Güneş de "Gerekçesi kararından beter" manşetiyle çıktı. Yine aynı gruba bağlı Akşam gazetesi “Delilleri kararttı” başlığıyla kararı manşetine taşıdı. Yeni Akit gazetesi de, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün atadığı üyeleri kastederek, "AYM'de '12 yanlış' 3 doğruyu boğmuş" başlığını kullandı. Yönetimine kayyum atanarak el konan Zaman gazetesi ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yakın bir çizgide yayın politikası izleyeceği yorumları yapılan Karar gazetesi de AYM'nin kararına bugünkü birinci sayfasında yer vermedi.

Hürriyet, Posta, Milliyet ve Vatan'ın bugünkü birinci sayfaları şöyle:

SabahYeni ŞafakStarAkşam, Güneş, AkitTürkiyeMilat, Takvim'in birinci sayfaları:  

Geerekçeli kararda neler var?

 

AYM, Dündar ve Gül hakkındaki gerekçeli kararı dün öğle saatlerinde resmi internet sitesinden yayımladı. Dündar ve Gül hakkındaki tutuklama kararının "hukukilik şartını sağlamadığı" belirtilen kararda, "Suçlamalara temel olarak gösterilen tek olgunun başvuruya konu haberlerin yayımlanması olduğu gözetildiğinde hukukilik şartını sağlamayan tutuklama gibi ağır bir tedbir, ifade ve basın özgürlükleri bakımından demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü bir müdahale olarak kabul edilemez" dendi.

2011'de Oda TV soruşturmasında tutuklanan gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener hakkındaki kararların da hatırlatıldığı gerekçeli kararda, "Öte yandan AİHM’in Nedim Şener/Türkiye ve Şık/Türkiye kararlarında belirtilen ilkeler de dikkate alındığında, yayımlanan haberler dışında herhangi bir somut olgu ortaya konulmadan ve gerekliliğine ilişkin gerekçeler gösterilmeden tutuklama tedbiri uygulanmasının başvurucular ve genel olarak basın üzerinde caydırıcı bir etki doğurabileceği de açıktır" ifadelerine yer verildi.

"Soruşturmanın üzerinden 6 ay geçmesine rağmen ifadeleri alınmamış"

 

“Soruşturmanın başlatıldığının duyurulduğu tarih ile başvurucuların ifadeleri alınmak üzere çağrıldıkları tarih arasında geçen yaklaşık altı aylık sürede Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucuların ifadeleri alınmamış, başvuruculara yönelik olarak gözaltı ya da tutuklama gibi tedbirlere başvurulmamıştır" denen kararda, "Anılan süre içinde başvurucuların atılı suçları işlediklerine dair -yayımlanan haberler dışında- hangi delillere ulaşıldığı da ifade sırasında sorulan sorulardan ve tutuklama gerekçelerinden anlaşılamamıştır” vurgusu yapıldı.

 

Aydınlık'ın MİT TIR'ları haberi hatırlatıldı 

 

Benzer bir haberin Aydınlık gazetesinde on altı ay önce yayımlandığını hatırlatan Yüksek Mahkeme'nin kararında, şu ifadeler yer aldı:

“Başka bir gazetede yayımlanan ve fotoğrafla desteklenen bir habere benzer hususları içeren haberlerin daha sonra başvurucular tarafından yayımlanmasının millî güvenlik açısından oluşturduğu sakıncanın devam edip etmediğinin tutuklama tedbirlerin gerekçesinde gösterilmemesi de önemlidir”

 

"İfade özgürlüğü şoke edebilir"

 

Kararda, ifade özgürlüğünün devleti veya toplumun herhangi bir kesimini şoke edici olabileceği belirtildi:

İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun temel taşlarından ve toplumun ilerlemesinin ve bireylerin gelişmesinin temel şartlarından biridir. İfade özgürlüğü sadece hoşa giden ya da insanları incitmeyen veya önemsenmeyen “bilgi” ve “düşünceler” için değil, Devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şoke eden veya rahatsız eden bilgi ve düşünceler için de geçerlidir

 

Karşı oy veren üç üyeden
"milli güvenlik" vurgusu

 

Karara muhalefet şerhi yazan üç üye ise “milli güvenlik” vurgusu yaptı. AİHM'in Observer ve Guardian hakkındaki kararlarına işaret eden üç üye, "Milli güvenlik gibi çok hassas bir konuda gazetecilerin yapacağı haberlere yönelik olarak devletin sınırlama getirmesinin ve bu bağlamda bazı haberlerin yapılmasının kamu otoritelerince engellenmesinin mümkün" olduğunu savundu ve "Nitekim bu tür gazetecilik etiğine uygun olmayan eylemler suç kabul edilerek cezalandırılabilir" dedi.

 

"Gazetecilikten tutuklanmadılar" mesajı

 

Üç üye, özetle şu tespitleri yaptı:

"Bu kapsamda sanıklara yöneltilen suçlamaların basın ve ifade özgürlüğü çerçevesinde yapılan haber ve yayınlar olmadığı, terör örgütüne yardım, casusluk amacıyla devlete ait sırların temin ve ifşa edilmesi gibi çok ağır ve vahim suçlamalar olduğu anlaşılmaktadır. Başvurucuların tutuklu yargılanmalarına yönelik yaptıkları ihlal başvurusu ile basın ve ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin ihlal başvuruları birlikte incelenebilecek hususlardan da değildir. Tutuklama kararının basın ve ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine açılan kamu davasının ilk duruşmasının dahi yapılmamış olması hususu göz önüne alındığında somut olayın şartları açısından bu aşamada temel hak ve özgürlüklerin korunmasında asıl görevli ve yetkili olan yargısal mekanizmaların işlememesine neden olabilecektir. Başvurucular hakkındaki tutuklama kararlarının gerekçelerine bakıldığında gazete ve internet sitesinde yer alan haber ve görüntülerin gazetecilik faaliyeti kapsamında kamunun haber alma özgürlüğünden çok, FETÖ/PDY (Paralel Devlet Yapılanması) silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda yürütülen bir faaliyet olduğu iddia edilmektedir. Bu iddia karşısında somut başvuruyu ilk tutuklamaya itiraz dışında, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında ele almanın yürütülmekte olan kovuşturmayı etkileme, delillerin değerlendirilmesinde mahkemenin takdir yetkisini daraltma sonucuna yol açabileceği düşünülmektedir. Başvurucuların basın ve düşünceyi yayma haklarının da ihlal edildiğini ileri sürmeleri prematüre (şartları oluşmamış) bir yaklaşım olup, ayrıca basın hürriyeti kapsamında yapılan haberlerin toplumun bilgi alma hakkına yönelik sosyal ihtiyaç baskısından kaynaklanıp kaynaklanmadığının ve özgürlüğe yapılan müdahale aracı ile beklenen amaç arasında makul bir denge bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi bu aşamada mümkün görülmemektedir."


AYM'nin gerekçeli kararının tam metni için tıklayın