Gündem

Bilim dünyasından tutuklu 8 profesör için çağrı: Derhal serbest bırakın!

Ulusal Bilimler Akademisi, Ulusal Mühendislik Akademisi ve Tıp Enstitüsü, Leopoldina Ulusal Bilimler Akademisi, tutuklu profesörlerin serbest bırakılması için çağrıda bulundu

02 Ağustos 2013 12:05

 

Utku Çakırözer

(Cumhuriyet - 2 Ağustos 2013)

 

Ergenekon davasında karara günler kala bilim dünyası, aralarında bu davanın sanıkları Prof. Mehmet Haberal, Prof. Fatih Hilmioğlu ve Prof. Kemal Gürüz’ün de bulunduğu, yargılanmakta olan 8 bilim insanı için ayağa kalktı.

ABD’den Ulusal Bilimler Akademisi, Ulusal Mühendislik Akademisi ve Tıp Enstitüsü ile Almanya’dan Leopoldina Ulusal Bilimler Akademisi tarafından dün dünya kamuoyuna açıklanan “Türkiye’de Bilim İnsanları, Mühendisler ve Doktorlar - Bir İnsan Hakları Misyonu” başlıklı raporda Ergenekon, Balyoz, KCK ve 28 Şubat davalarında yargılanmakta olan bilim insanlarının derhal serbest bırakılmaları istendi. 

 

Nobel ödüllü profesörün Silivri ziyareti

 

Nobel ödüllü Amerikalı Profesör Peter Diamond, Alman Bilimler Akademisi’nden yine ödüllü bilimadamı cerrah Hans-Peter Zenner ve Uluslararası Akademi ve Bilim Toplulukları İnsan Hakları Ağı Direktörü Carol Corillon’dan oluşan üç kişilik heyet şubat ayında Türkiye’ye gelerek Ergenekon, Balyoz, KCK ve 28 Şubat davalarında bir bölümü tutuklu olarak yargılanan 8 bilim insanı; Kemal Alemdaroğlu, Rıza Ferit Bernay, Büşra Ersanlı, Kemal Gürüz, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu, Faruk Yarman ve Mustafa Abbas Yurtkuran ile irtibata geçti.

Heyet, hükümetin verdiği özel izinle Haberal, Hilmioğlu ve Yarman ile Silivri Cezaevi’nde, Gürüz ile de Sincan Cezaevi’nde ayrı ayrı görüştü. Yargılama sürecinde tahliye edilen diğer sanıklardan Ersanlı ile evinde bir araya gelen heyete Bernay ve Yurtkuran da görüşlerini yazılı olarak iletti. 

 

Bu sistem evrensel standartta değil 

 

Heyetin dün kamuoyuna açıklanan 77 sayfalık raporunun sonunda iki temel saptama yer aldı:

- Sekiz meslektaşımızın her biri hakkında ileri sürülen kanıtlar, ileri sürülen suçları işledikleri sonucunu doğurmaya yetmez. 

- Meslektaşlarımızın yargılandığı adalet sistemi uluslararası standartları sağlamaktan uzaktır. Gerçekten de sadece onların değil yüzlerce diğer sanığın yargılanışına ilişkin analizlerin tamamı, polis, savcılar ve hâkimlerin, Türk yasaları ve uluslararası tanınmış yasal yükümlülüklerini ihlal ettiklerini ortaya koymaktadır. 

 

Derhal bırakın, adil yargılayın

 

Raporda durumları mercek altına alınan 8 bilim insanı için şu değerlendirmeler yer aldı: 

1. Balyoz davası: Faruk Yarman’ın iddia edilen suçu işlediği yönünde ikna edici delil yoktur. Birçok bağımsız ve güvenilir rapora göre hakkındaki deliller üretilmiş ve sahtedir. Hakkında verilen 13 yıl hapis cezası derhal bozulmalı ve kendisi tahliye edilmelidir. Eğer gerekliyse uluslararası standartları karşılayan adil bir yargılama yapılmalıdır. 

2. Postmodern Darbe (28 Şubat) davası: Kemal Gürüz derhal bırakılmalıdır. Kendisi Ergenekon davasında da yargılandığı için mahkemelerce her çağrıldığında gelmiştir. Bilgisayarına ve tüm belgelerine de mahkeme tarafından el konduğuna göre, nasıl hâlâ delil karartma riski olduğu yönünde karar çıktığını anlamakta güçlük çekiyoruz.

 

Şiddet yoksa müebbet verilir mi? 

 

3. Ergenekon davası: Bilimadamları Kemal Alemdaroğlu, Ferit Bernay, Kemal Gürüz, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu ve Mustafa Abbas Yurtkuran adil yargılanmamıştır. Hiçbiri şiddete bulaşmamış olmasına rağmen davanın savcısı her biri için ömür boyu hapis cezası istemektedir. Bunlardan uzun süredir tutuklu olan Haberal, Hilmioğlu ve Gürüz derhal tahliye edilmeli, diğerleri hakkındaki suçlamalar da düşürülmelidir. Bu isimler uluslararası standartları karşılayan yeni bir yargılamaya tabi tutulmalıdır. 

4. KCK davası: Büşra Ersanlı’nın birkaç ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Onun da uluslararası adalet standartlarını karşılayacak şekilde ve hızlı biçimde yargılanmasını istiyoruz. 

 

Hepsi ‘siyasi’ dava 

 

Raporda Türkiye’deki yasal mevzuata ilişkin de şu tespitler yer alıyor:

“Türkiye’nin mevcut anayasası ve yasaları insan hakları standartlarını yakalama açısından zayıf. Darbe döneminde yapılan anayasa yetersizdir ve gerçek bir demokraside kabul edilemeyecek maddeler içermektedir. Yargının işleyişine ilişkin de reformlara ihtiyaç vardır. Kaygılandığımız bu 4 dava da ‘siyasi yargılama’ olarak algılanmakta, adalete ulaşma amacı güttüğüne inanılmamaktadır.”

 

Terör tanımı çok geniş

 

Raporda Türkiye’nin terör tanımının genişliğine ilişkin de şu eleştiri yer aldı: 

“Dört davada kullanılan ‘terör’ tanımları; neredeyse hükümetin siyasi görüşlerine aykırı her konuşmayı, yasal bir mitinge katılmayı veya basılan siyasi bir yorumu kapsayacak kadar geniş tutuluyor.” 

Raporda, Türk yargı sisteminden kaynaklanan sorunların çözümü için Türkiye’nin tarafı olduğu BM, AB ve Avrupa Konseyi’nin insan hakları sözleşmelerine ve diğer mevzuatlarına tam uyum içinde olması gerektiği de vurgulandı.

 

Nobel ödüllü Diamond: Adil olmaktan uzak 

 

Üç kişilik heyette yer alan ABD’nin en saygın üniversitelerinden Massachusetts Institute of Techonolgy’de (MIT) öğretim görevlisi olan 2010 yılı Ekonomi Nobel Ödülü sahibi Prof. Peter Diamond davalarla ilgili şu açıklamayı yaptı: 

“Dört dava da adil olmaktan çok uzak ve bu nedenle Türkiye’nin uluslararası itibarını zedelemekte. Bize verilen tüm bilgileri değerlendirdiğimizde, sekiz meslektaşımızın iddia edilen suçları işledikleri yönünde güvenilir bir dayanak bulunmadığını gördük.”

Alman cerrah Prof. Hans-Peter Zenner de “Bu isimlerin 5’i saygın tıp doktorları olduğu için ben heyette yer aldım. Ülkem Almanya ve AB üyesi ülkelerin Türkiye’yi, yasalarını uluslararası insan hakları standartları ile uyumlu hale getirmesi için teşvik etmeye devam etmesi gerekir” değerlendirmesini yaptı.