Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, Hz. Muhammed'in Allah'ın mesajını insanlara ulaştırarak girişimciliği örneği gösterdiğini söyledi. Bilal Erdoğan, "Bin 400 yıl önce Hicaz'dan çıkıp, Semerkant'a, Çin'e, Endülüs'e uzanan o girişimci ruh, şimdi bizde var mı?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı’nın oğlu ve Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, Bahariye Mevlevihanesinde düzenlenen Girişimci İş Adamları Vakfı (GİV) 6. Girişimcilik Ödül Töreni'nde konuştu.
“Hz. Muhammed'in Allah'ın mesajını insanlara ulaştırarak çok iyi bir girişimcilik örneği gösterdiğini” ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
"Malazgirt'i, İstanbul'un fethini biliyoruz. İstanbul'un fethi, İstanbul'un aslında yeniden medeniyetle buluşmasını sağlayan bir fetihtir. Çünkü Latin istilası 13. yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Hala o Latin istilasında İstanbul'dan çalınan birçok güzelim eser Venedik'tedir, alıp götürmüşlerdir. İstanbul, belki 300-400 sene bir medeniyet merkezi olma özelliğini yitirmişken, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethi İstanbul'un yeniden bir medeniyet merkezi vasfı kazanmasına yol açmıştır. Elbette İslam medeniyeti. Şimdi medeniyetimizin geri çekildiği son 200-300 yılın sonunda dünyada yeniden bir arayışın olduğunu görüyoruz. Batı'da sosyal buhranların artmakta olduğunu görüyoruz. Çok büyük emekler neticesinde kurulan birliklerin, paktların artık işlemez hale geldiğini görüyoruz. Büyük oyuncular arasındaki rekabetin yavaş yavaş çatışma potansiyeli arz etmeye başladığını görüyoruz. Bunlar olurken, bir yandan Doğu medeniyetinin yeniden yükselmeye başladığını, Çin'de izliyoruz, Hindistan'da emarelerini görüyoruz ve önümüzdeki dönemde dünyanın bir medeniyet buhranına doğru ilerleyebileceğini izliyoruz."
“Girişimcilik, başkalarının gitmediği yerlere gitmektir"
Dünyanın artık ulaşım imkanlarının, teknoloji bakımından küçüldüğünü dile getiren Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bin 400 yıl önce Hicaz'dan çıkıp, Semerkant'a, Çin'e, Endülüs'e uzanan o girişimci ruh, şimdi bizde var mı? İşte bunun sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Girişimcilik dediğimiz zaman çok daha global düşünen girişimciler yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Girişimciliği sadece başkalarının düşünmediği işleri piyasaya hazır hale getirmek olarak değil, başkalarının gitmediği yerlere gitmek olarak da görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de girişimcilik ekosisteminin bir siyasete bakan tarafı var, bir de teknik bir regülasyon, kural, kaide bakımından değerlendirilmesi gereken tarafı var."