Gündem

'Bıçak parası'na ceza davası

Yargıtay, ameliyat yapmak için hastadan para alan doktorun ‘görevi kötüye kullanmak’tan yargılanmasına karar verdi.

22 Kasım 2008 02:00

Yargıtay, ‘rüşvet’ konusunda emsal bir karara imza attı. Yeni Türk Ceza Kanunu’na göre rüşvet alma suçunun değiştiğine dikkat çeken Yargıtay, hastanede ameliyatları yapmak için hastalardan para alan doktorun ‘rüşvet’ suçundan değil, ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan yargılanması gerektiğine karar verdi.

Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı bozan Yargıtay 5. Ceza Diresi, devlet memurlarının ‘yapması gereken bir işi yapması’ ya da ‘yapmaması gereken bir işi yapmaması’ için yarar sağlamasını ‘rüşvet' suçunu değil ‘görevi kötüye kullanmak’ suçunu oluşturduğuna karar verdi. Bu karara göre, bu suçu işleyenler 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası yerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.

İşte emsal karar

Verdiği emsal kararda ‘rüşvet’ suçunu tanımlayan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, şu görüşleri dile getirdi:
“Genel cerrahi uzmanı olarak görev yapan sanığın, hastanede ameliyatları yapmak için müştekilerden para isteyerek alması eyleminde, irtikabın ikna ve icbar unsurunun bulunmadığı, sanığın teklifinin müştekilerce kabul edilmesi üzerine ameliyatları yaptığı ve eylemini 765 Sayılı yasanın 212/1 maddesine uyan “yapması gereken işi yapmak için rüşvet almak” suçuna vücut vereceği, ancak 765 Sayılı Yasanın 212 maddesinin 1 ve 2. fıkralarında basit ve nitelikli rüşvet alma suçları ayrı ayrı düzenlenip yaptırım altına alındığı halde, sonradan yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK’nun rüşveti tanımlayan 252/3 maddesinde ‘rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevlerinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişi ile vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır’ denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması yada yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının rüşvet suçu kapsamından çıkarıldığı cihetle, sanığın eyleminin aynı yasanın 257/3 maddesinde düzenlenen ‘görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlamak’ suçu niteliğinde olduğu ve lehe kanun değerlendirmesinin bu suçlar arasında yapılması gerektiği gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülüp yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”

İşte o maddeler

TCK'da rüşvet suçu şöyle düzenlenmiş:

“MADDE 252. - (1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. (2) Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması hâlinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.”
Görevi kötüye kullanmak suçu da tck nun 257. maddesinde şöyle yer alıyor: “MADDE 257. - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) İrtikâp suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.”