Gündem

Beşir Atalay: Kılıçdaroğlu elinde ne varsa açıklasın

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun köstebek iddiasıyla ilgili...

12 Ekim 2011 03:00

T24 - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "köstebek" iddiasıyla ilgili, "Elinde ne varsa açıklasın. Bakanlıktan telefon edilmesi normal. Kendi onuruna düşkün olmayanlar başkalarının onuruyla kolay oynarlar. Zerre kadar insani tavır yok. Gizli olan soruşturma dosyalarıyla suçlamak anamuhalefet liderine yakışmıyor" dedi.

Kılıçdaroğlu: Deniz Feneri köstebeği Beşir Atalay'dır




CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz Feneri'yle ilgili polis baskını öncesi haber veren köstebeğin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay olduğunu iddia etmesi tartışması devam ediyor.

Atalay iddialarla ilgili NTV'de şunları söyledi: "Kendi onuruna düşkün olmayanlar başkalarının onuruyla kolay oynarlar. Zerre kadar insani tavır yok. Gizli olan soruşturma dosyalarıyla suçlamak anamuhalefet liderine yakışmıyor. Bunların hepsi kurgu iftira. Bu bir acizliktir. Dünkü konuşmasında töhmet altında bırakan çok şey var. Hukuk yolunu kullanacağız, dava açacağız. Türkiye böyle bir anamuhalefet liderine layık değil.


'Bakanlıktan telefon edilmesi normal'

Burada ele aldığı ve bizlerle ilgili ileri sürdüğü konulara da ben açıklamalar getirmek istiyorum. Bir telefon konuşması ileri sürüyor. İçişleri Bakanlığı öyle bir bakanlık ki, yerel yönetimlerle birlikte çalışır. İçişleri Bakanı'nın ofisinden bir belediye başkanına telefon edilmesi çok normal bir şey. Bu hele hele benim ilimse. Benim çok uzun süredir tanıdığım birine telefon edilmesi çok normal bir şey. Konuşmada ne olduğunu sayın genel başkana sormak lazım. Bir şey varsa zaten davada çıkacak. Benimle ilgili bir şey şahsımla ilgili bir şey yok. Bunu büyük bir şey bulmuş gibi yapması çok üzücü. Koruma müdürüm iki sene önce ne konuştuğunu hatırlamıyor bile. Benim şahsımla ilgili hiçbir şey yok.


'Şirketi gazete çıkarmak için kurduk'


İkincisi benim 1999'da bir şirket kurmam. Nehir Medya A.Ş'de 2000 Ocak ayında istifa ederek ayrıldım. 1 TL'lik hisse bedelimi de devretmişim. Bir gazete çıkarma niyetiyle. O zaman emekliydim. Böyle bir şirket kurmuştuk ama gazete çıkmadı, bizler de ayrıldık.


'O kitap benden önce basılmış'

Üçüncüsü bir kitap 10 bin adet basılmıştır diyor. Dernek yöneticileri ve kamu görevlileri için temel kaynak. Bir kitap hazırlanmış bunu İçişleri Bakanlığı'ndaki uzmanlar hazırlamış. Promosyonla basılmış ve derneklere dağıtılmış. Bu 2006'da benim bakanlığımdan önce. Bu üçünü bir genel başkan çıkıyor gündeme getiriyor. Bu bir acizlik. Bilmiyor mu bunun 2006'da basıldığını? Yürüyen soruşturmayla ilgili AK Parti'nin hükümetin irtibatını nasıl kurarım. Savcılar burada görevden alındı. HSYK şikayet üzerine değişiklik yaptı. Bunu siyasi gerekçelere bağlama çabası var. Anamuhalefet partisinin genel başkanının açıklamasının temelinde bu gerekçeler var.


'Niye üç yıldır sonuçlanmıyor'

Niye üç savcı bu soruşturmayı sonuçlandırmıyorlar diye sormak lazım. En küçük bir engelleme olmamıştır. Ne talep edildiyse o destek kendilerine verildi. Savcılar Almanya'ya gitmek istemişler, Almanya makamlarının izin çıktığı ertesi gün gönderilmişler. Üç yıldır niye bir iddianameye dönüştürülmedi. Bunun cevabının bulunması lazım. Hükümetin bu soruşturmayı engellemesi gibi bir şey söz konusu değil.


'Yargıdan kim ne yapacaksa yapmalı'

Dünkü tabloyu bütün hukuk çevreleri ibretle seyretsin. Elinde daha gizli soruşturma safhasında benimle ilgili olmayan şeyleri getirip dosyayı bizzat gösteriyorsa toplumda adalet duygusuyla ilgili sorun var demektir. Veremeyeceğimiz bir hesap yoktur. Kendisi daha partisinin hesabını verememiştir. Kendisiyle ilgili SSK Genel Müdürü'yken ayyuka çıkmış şeyler var. Biz her adımımızın hesabını veririz. Rastgele birileri tarafından onuruyla oynanması, iftirayla suçlanmasının yargı çevrelerince de iyi değerlendirilmesini çok önemli görüyorum. Kim ne yapacaksa yapması lazım.


'Elinde ne varsa açıklasın'

Kılıçdaroğlu'yla görüşmem olmadı, söz konusu da değil. Elinde ne varsa açıklasın. Bü tür şeylerde İçişleri Bakanı'nın bilgisi olmaz. Bunları iller yapar, olması da gerekmiyor. Avukatlar inceliyor, dava açma zamanı konusunda kararı verecekler. "


'Çok rahatım, hepsinin bir cevabı var'

Atalay, Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları sonrasında nasıl hissettiğine ilişkin bir soruyu "Kendimi rahat hissettim ve hepsinin cevabı var. Çok rahatım" şeklinde yanıtladı.


'Karayılan yakalandı' diye bir bilgi yok'

Murat Karayılan iddialarını yorumlayan Atalay, "Bir gazetede iddialar çıktı. Yakalanma vesaire konusunda şu anda bir yakın bilgi içinde değilim. Yakalandığı ile ilgili bir bilgi bende yok" dedi.


'Gerektiğinde kara harekâtı olur'


Terörle mücadelede ön plana güvenlikle ilgili konuların geçtiğini belirten Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siirt'teki bayanların, Batman'da anne karnında ölen çocuk... Bunlar unutulmaz. Operasyonlar sürecek, gerektiğinde kara harekatı da olur. Güvenlikle ilgili tedbirlerimiz hiçbir ara verilmeden devam edecek. Bu konuların nihai çözümü için uygun bir zamandır diyoruz. Seçim sonrası güçlü bir iktidar ve iyi bir atmosfer var. Her şey rahat konuşuluyor. Gerekirse her tür görüşme yapılır. Şu anda çok yönlü bakışımızı sürdürüyoruz. Bir ekibimiz var, bu konu üzerinde çalışan. Kurumların hepsinin eşgüdüm içinde çalıştığı bir dönemi yaşıyoruz. Öbür boyutlar ihmal edilmedi. Sadece operasyon ve güvenlik süreci devam ediyor gibi algılanmasın. Öbür boyutlar üzerinde çalışıyoruz." Atalay, Öcalan'a ev hapsinin gündemde olmadığını söyledi.

Kuzey Irak'ın terör üssü olmaktan çıkacağını belirten Atalay, "Operasyonlarda daha nitelikli istihbarat var. Mahmur Kampı orada bir üs. Orası üzerinde de bütünlük içinde çalışılıyor" diye konuştu.