Spor yazarı Ömer Üründül, Şenol Güneş'in Benfica maçının devre arası hatasından döndüğünü ve doğrunun bulunduğunu belirterek, Beşiktaş taraftarının 'muhteşem olduğunu ve 3-3'lük beraberlikte payı olduğunu söyledi.
Spor yazarları, Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi B Grubu'nda Benfica ile 3-3 berabere kaldığı karşılaşmayı değerlendirdi.
Erman Toroğlu: 10 dakika daha olsa...
Futbol maçlarında başlama düdüğü çok önemlidir. Seyirci bu düdükle beraber ağırlığını ve etkisini ortaya koyar, rakip de, hakem de bundan yüzde 100 etkilenir. Ve bunu İngilizler çok güzel yaparlar. Ama sen "Şov yapacağım" diye, "Adımdan bahsedilsin" diye çıkıp da 'sessiz' bir gösteri yapmaya kalkarsan rakip bundan faydalanır.
Sen bu gösteriyi maçın ortalarında daha önce belirleyeceğin bir dakikada, mesela 30. dakikada yap.
Maç bir başladı tribünde çıt yok. Benfica çatır çatır oynuyor, Beşiktaşlı futbolcular şaşırmışlar, 25-30 dakika gidiyor. Zaten bu 30 dakikada bu şaşkınlıkla Beşiktaş 3 tane gol yiyor. Siyah-beyazlılar öyle şaşkın ki, o bildiğimiz Beşiktaş gitmiş, başka bir takım gelmiş. Tamam Benfica seni yenebilir.
Bu dakikalarda Benfica hakikaten iyi oynuyor. Oyunun hakimi Benfica ve maç 3-0. "Maç bitti" diyorsunuz.
İkinci yarı başlıyor… Bu maçın dönmesindeki en etkili adam Cenk Tosun. Kendisine inanılmaz güvenli, "Ben bu takımda bazı şeyler yapacağım kardeşim. Ne olursa olsun" der gibi. Aferin ona… Onu ilk defa bu tarz görüyorum. Çünkü bundan evvel hep tedirgin oynuyordu. Keklik gibi sekiyordu. Dün yere sağlam basa basa oynadı. "Ben bu takımda oynarım kardeşim" der gibi bağırıyordu.
Herkesteki hava şuydu; 3-1 olursa iyi olur. İlk yarı boyunca top hep Benficalılar'a gidiyordu.
Bu bir tesadüf müydü? Hayır. Peki topla oynama Beşiktaş'ta daha fazla. Beşiktaş nasıl oynuyor? Korkak… Yan top, yan top, yan top. İlk yarı Beşiktaş ileride Aboubakar'ı adamların ortasında tek başına bırakmış, yanına giden yok. Arka da kalabalık. Böyle olduğu zaman bile Benfica üç tane gol atıyor.
Şenol, akordu yapmaya başlayınca işin rengi değişiyor.
Gelen 1 gol zaten bütün havayı değiştirmeye yetti. 10 dakika daha olsa Beşiktaş kazanırdı.
Ömer Üründül: Mucize gerçekleşti
Cenk’in golünden sonra takıma öyle bir hava geldi ki bu his ‘son dakikaya kadar bitmeyecek’ dedirtti.
UEFA Şampiyonlar Ligi kulvarında çok güçlü takımlar var. Bunların saha içi düzeni oturmuş, fizik ve teknik kapasiteleri yüksek. Dün gece bu tip bir rakibi direkt ilgilendiren çok kritik maça, taktik açıdan ve motivasyon olarak çok iyi hazırlanmak lazım. Takım tertibi de çok önemli...
Ancak Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'in takım tertibi çok yanlıştı. Öncelikle zorluk derecesi yüksek maçlarda Oğuzhan ve Tolgay ile birlikte başlamak doğru değil. Ayrıca bana göre bek oyuncularını ters ayaklı bölgelerde kullanmamak lazım. Örneğin; Gökhan Gönül ve Beck, sol bek, Adriano da sağ bek Beşiktaş dün gece oyuna çok tutuk ve de rakibe büyük alanlar bırakarak başladı. Benfica da 'Ben kendime güvenen iyi bir takımım' diyerek deplasmanda kendi sahasındaki gibi hırslı, organize ve atak başladı. Erken gelen birinci gol şok yarattı. Sonrasında ikinci gol geldi. Moraller iyice bozuldu. Bir de üçüncü gol olunca, artık umutlar tükenmişti.
Beşiktaş'ı dün gece Benfica'ya karşı ortaya koydukları bu mücadeleden ötürü canı yürekten kutlamak lazım. Ben siyah-beyazlı seyirciye inanılmaz bir saygı duydum. ne olursa olsun maçı hiç bırakmadılar. Tek kelime ile tribünde müthiştiler..
Cem Dizdar: Pes etmedi, kaybetmedi
Buraya kadar ‘yenilmeyen’ bir takım olarak Beşiktaş maça psikolojik olarak üstün çıkmıştı. Lakin futbolda psikolojik para metreler epeydir ‘tali belirleyici’ konumunda. Aslolan düzen ve o düzeni uygulayabilecek birikim. O da top ayağındayken neyi nasıl yaptığınla ortaya çıkıyor. İlk yarı boyunca topu ayağında daha çok tutan takım Beşiktaş olsa da mesele ‘iş yapmaya’ geldiğinde roller değişiyordu.
Benfica en uçtaki adamı ile kaleci önündeki hattının boyunu 20-25 metre ile sınırlı tutmayı başardıkça Beşiktaş topu ele alsa da nafile makamında oynamak zorunda kaldı. Çünkü böylesine daraltılmış bir düzende adam eksiltme konusunda eksik olan To lgay ile Oğuzhan ister istemez kayboldular ve oyun bir türlü kurulamadı. Bu arada ele geçirdiği topları seri ve basit biçimde aralarında gezdirmeyi beceren Benficalılar ise pozisyon çeşitliliği ve yüksek yüzdeyle maçı ilk yarı kopardı.
Bir takım, gol yiyebilir ama aslolan yediği gole gösterebildiği reaksiyondur. Beşiktaş ilk yarı boyunca yediği gollerde ciddi hiçbir tepki gösteremedi. Reaksiyon seviyesinin düşüklüğü aynı zamanda rakibi cüretkar hale getirirken tribünü de aşağı çekti.
Ama bilinir.. Beşiktaş ikinci devre takımıdır. İkinci devreye takımı Gökhan ve Cenk ile tahkim eden Şenol Güneş takımı en iyi bildiği şey olan ‘tempo yapmaya’ davet etti ve davete icabet eden Cenk’in golü de gecikmedi. Gol geldi ancak Benfica başta gole reaksiyon gösterip her atağa atakla karşılık verince oyun üstünlüğünü kısa sürede ele geçirmek mümkün olmadı. Taa ki 82’deki penaltıya kadar. Quaresma’nın penaltı golü sonrası geri kalan dakikalar bir ‘tansiyon maçı’na dönüşürken Benfica içe doğru büzüştü. Ve bu da baskıyı haliyle de sonucu yani beraberliği getirdi.
Ali Ece: İlk 30 çöp, son 30 muhteşem
Maçtan önce Tivibuspor'da Demba Ba, Nouma ve Ahmet Dursun ile beraberdim.
Üçü de “Bu mis gibi statta, bu muhteşem atmosferde keşke biz çıkıp oynasaydık” dediler. Ancak güncel Beşiktaş ilk 11’i maça tam tersi bir şekilde başladı. Sanki hiçbiri bu Devler Ligi’ndeki kader maçında oynamak istemiyorlarmış gibi isteksiz, ruhsuz, uyuşuk ve kolektif oyun aklından yoksundular. İlk yarım saat, bu kadronun oynadığı açık ara en kötü 30 dakikaydı.
Futbolun her türlü yanlışlarını yaptılar. Top almak için kimse hiçbir yere hareketlenmeyince geride bir sürü tembel ve anlamsız paslar verip topla oyalandılar. Bu gereksiz ötesi topla oyalanmalardan birinde kaptırılan topta Benfica en iyi yaptığını yaptı: Topu kapar kapmaz hızlı çıkıp direkt hücumda golü attı.
Lizbon’daki maçta da genç sağ bek Semedo, Beşiktaş’ın başının belası olmuş, Şenol Güneş’e maç içinde 3 kez kanatlardaki oyuncuları değiştirtmişti. Bu kez de neden henüz 23 yaşındayken bonservisi için 20 milyon Euro ödemeye hazır en az 5 elit takım olduğunu gösteren olağanüstülükte bir gol attı.
Lakin yenilen 3. gol, ilk 30 dakikadaki berbat oyunumuzun turnusol kağıdı misali. Duran top sonrasında Benfica üst üste 3 kez pozisyon buldu. Top birden fazla kez direkten döndü ancak o esnada kalesini savunmakla yükümlü olan 11 siyah beyaz formalı oyuncu 11 gram bile reaksiyon gösteremedi.
İlk yarı bitiminde oynadıkları berbat oyuna rağmen taraftarlar oyuncuları tribünlere çağrıldılar. Tribün adeta hayat öpücüğü verdi. 2. yarıda Cenk’in şahane vuruşunun yanı sıra ilk yarıya göre çok daha iyi bir Beşiktaş izledik. Devler Ligi’nde 3-0’dan geri dönmek hem de Benfica kadar güçlü bir takım karşısında bunu başarmak bir Türk takımı için devasa bir iş.
Peki bu muhteşem son 30 dakikayı oynayabilecek güçte bir takım ilk 30’da nasıl bu kadar kötü oynadı? Sorunun cevabını bulmaktansa Kiev’deki 3 puanı tercih ederim.